YONCAİÇİ KRALLIĞI;
Ollie her zamanki gibi sabah erkenden kalkmıştı. Bu gün doğum günüydü,11 yaşına giriyordu. Kalkar kalkmaz yıllar önce son kez gördüğü kız kardeşini hatırladı. O günden sonra hayatı çok değişmişti. Artık koşup oynayacak kimse kalmamıştı. Annesi çok değişmişti , artık onu eskisi kadar mutlu görünmüyordu. Sanki bu şato o kadar sessizleşmişti ki ...
ve her geçen gün de sessizleşmeye devam ediyordu...
Ollie her zaman giydiği elbisesini giyip odadan çıktı .Merdivenlerden aşağı inip yemek odasına girdi. Masa hazırdı babası çoktan yerine oturmuştu. Annesi de gelmek üzere olmalıydı.Ollie de kendi yerine oturdu.
-Baba ben sana bir şey sormak istiyorum.
-Sor Ollie
-Ben Olive i bir kez daha ormanda..
Sözünü böldü
-Bu konuyu artık kapattık Ollie annen gelince sakın konuyu uzatıyım deme, ne halde olduğunu görmüyor musun?
-Ama baba belki hâlâ ormanda bir yerlerde.
-Askerlere ormanı defalarca arattım. Olive den iz bile olmadığını biliyorsun. Hadi bunları düşünme artık akşam senin için kasaba halkı gelicek ve 11 yaşına girdiğin için bir kutlama yemeği düzenleyeceğiz.
Ollie, yemek biter bitmez masadan kalkmış ve bahçeye çıkmıştı, bir yandan bahçede dolaşırken bir yandan da düşünüyordu, ve kenardaki çardakta biraz oturmaya karar verdi. kardeşini alıp götüren o güç lerin ne olduğu ve nasıl kardeşini bulduğunu düşünmeden edemiyordu. Nasıl bunlar başlarına gelmişti. Herşeyi çürüten bir kardeşi vardı... Aslında artık yoktu. Olsa bile asla kardeşine dokunamıyacaktı. Bu güçlerin nerden geldiğini araştırmaya karar verdi. Koşarak şatonun içine girdi merdivenlerden çıktı ve 9. Kapıya yani kütüphaneye girdi ve araştırmaya başladı
Öğle yemeğine kadar araştırmaya devam etmiş ama hiçbir şey bulamamıştı.
Fakat pes etmeye hiç niyeti yoktu kardeşini kaybetmesine sebep olan şeyi araştırıp bulacaktı. Belki bir çözümünü bulup kardeşini bulabilirdi..................................................................................
(O günün akşamı)Kutlama yemeği başlamak üzereydi. Hizmetliler Ollie e özel dikilmiş olan kıyafetleri giydirmiş ve saçları yapılmıştı. Odasından çıktı, merdivenlerden aşağı indi ve kasaba halkını selamlamak için bahçeye çıktı. Halkı selamladı ve kendisi için hazırlanan masada annesi ve babasının yanına oturdu.
Yemekte herkez çok mutluydu genelde halk biraraya taç giyme törenleri dışında böyle toplanmazdı ama Ollie gülemiyordu. İçinden ağlamak geliyordu. Ailesi aralarında konuşuyordu ama onları dinlemiyordu. Sadece kardeşini düşünüyordu. O sırada babasının sesini duydu.
-Ollie beni duymuyormusun sana sesleniyorum.
-Duyuyorum.
-Ben konuşma yapacağım istersen gelip benimle konuş hem senin doğum günün.
-Ben... Tamam
-Hadi gel
İkisi birlikte herkezin görebileceği bir yere geçtiler.
-Sevgili halkım bu önemli günde bizi yanlız bırakmayıp buraya geldiğiniz için herkeze teşekkür ederim. Ve sevgili kızımın doğum gününü kutlarım şimdi konuşması için sözü ona veriyorum.
Ollie bir süre durakladı. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
-Ben gerçekten çok teşekkür ederim bu güzel günde benim yanımda olduğunuz için teşekkür ederim keşke şu anda..
Babası ne diyeceğini anladığı için Ollie i susturdu.
-Evet sevgili kızım hadi bu kadar yeter
-Keşke su anda yanımda kardeşim Olive de olsaydı. Ama... Neyse ben yerime oturayım tekrardan teşekkür ederim afiyet olsun.
Ollie ve babası masaya oturduktan sonra babası Ollie'nin kulağına eğildi:
-Ne yaptığını sanıyorsun bir daha kardeşinle ilgili hiç birşey duymak istemiyorum. Zaten halka bu dururmu çok zor anlattık. Bir daha kesinlikle istemiyorum.
Ollie sessiz kaldı. Ve yemeğe devam etti...
Evett yeni bölümmmmm biraz kısa oldu ama devamı çok yakında gelecek ❤️🐱
Brğenmeyi unutmayın🌟🌟🌟

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Masalı
ActionYine bu pencere, her gün her saat... Dışarıyı gördüğü tek yer artık burası... Güçlerini kontrol edebilene kadar... Olive güçlerini kontrol edebilecek mi? Olive, Olivia ve Ollie arasındaki bağlantı ne? Bu serüvene siz de katılın ve yalanların ortaya...