-12-

55 7 19
                                    

 Smut bölümünü yazdıktan sonra rahatadım üstümden adeta bir yük kalktı 1k okunmaya ulaşmamız için fazla ve az kişi kalmış öyle diyeyim ehehe ;) gün içerisinde iki bölüm atmak bu gün içerisinde dondurmamı yerken bölüm taslaklarını düşünüyordum ama Mert Hakan'ın komik bir sözü buna engel oldu "what is this amına koyayım" sonra ufak ve kısa bir bölüm atmayı kararlaştırdım ve bu bölümü yazıyorum Burada zaman atlaması oldu 1 hafta falan ufaktan Arfer yazdım sanırım :)

Ferdi'den

Geçen günkü Çekya maçını 2-1 çok zor bir şekilde kazanmıştık uzun yıllar sonra son 16'ya kalmak ülkemiz  ve bizim için büyük bir şerefti Cenk'in golü olmasaydı ne yapardık bilmiyorum maçın sonunda Çekyalı bi futbolcu bana bulaşmıştı zaten kavga etmiştik kolumu o kadar sert sıkmıştı ki kolum morarmıştı herkes kavga ettiğimizi görünce oraya toplandı Arda o kadar hızlı gelmişti ki yanıma ilk o savundu beni desem yalan olmazdı yüzüne baktığımda gerildiğini ve hatta gözlerinden alev bile çıktığını fark ettim aynı saniyeler içerisinde Arda'nın Çekyalı'ya hakaret ettiğini duyduğumda şok olmuştum Arda'nın hakaret ettiğini hiç duymamıştım Barış alper herkesden önce davranıp Arda'yı bir an önce oradan uzaklaştırmıştı anca ittirerek ama Arda eninde sonunda sarı kart gördü burada en çok hakeme sinirlenmiştim zaten...

Dün geceki maçtan sonra hepimiz duş aldık ve takım otobüsüyle kamp yaptığımız otele doğru gittik Arda ile oda arkadaşıydım bundan dolayı zaten mutluydum. Arda'yı gerçekten hiç olmadığı kadar özlemiştim odaya giderken de odaya girdiğimizde de hiç konuşmamıştık Arda hiç olmadığı kadar durgundu bu yaşananlar belli ki onu sarsmıştı aramızdaki sessizliği Arda bozdu "ben kıyafetlerimi değiştirip aşağıya ineceğim ve temiz hava alacağım gelecek misin ?" çok yorgundum ama onu reddetmek istemiyordum.

Kısık bir sesle peki gelirim diyebildim birkaç dakika sonra üstlerimizi değiştirip otelin lobisine doğru ilerledik ve bahçeye doğru çıktık Arda etrafı inceliyordu 10 dakika takıldıktan ve havadan sudan konuştuktan sonra otel odasına döndük ve kendimizi yatağa atmıştık.

-Sabah-

Gözlerimi hafiften araladım saat tam 07.00 dı bu gün şükürler olsun ki antreman falan yoktu Arda'ya baktığımda hala uyuyordu kahvaltı saat 07.30 da falandı yarım saat de ne yapacaktım ki?

büyük ihtimalle telefona falan bakarım diye düşünüyordum ama öyle olmadı kendimi Arda'yı izlerken buldum kolumdaki acı daha da katlanıyordu Arda yatağında kıpırdamaya başlamıştı bile daha sonra gözlerini kırpıştırarak açtı ilk önce saate baktı ve bana döndü 

"bu gün antreman varmıydı"

"hayır yok ama 07.30 da kahvaltı yapmaya  gidicez"  

"tamam"

Kısa bir süre sonra üstlerimizi değiştirdik ve milli takım eşofmanlarımızı giydik asansöre bindik ve aşağıya indik kapı açıldığında Kenan'ı gördük o da kahvaltıya gidiyordu belliki bizi gördüğünde durdu ve gülümsedi Ardayla bende aynı şekilde karşılık verdik ve birlikte yürümeye başladık. Önümüzden Barış ve İsmail yürüyordu Barış'ın bir kolu İsmail'in omzundaydı ve gülüşerek yürüyorlardı Kenan'da iç çekerek Ardaya döndü ve 

"Semih'de bana bu aralar hiç pas vermiyor napçam?"

"sıkıntı yok hallederiz biz Kenan dert etme Arda abin burda ne güne duruyor"

"aslında aynı yaştayız ama"

"ama  ben senden 2 ay daha büyüğüm"

"puhahahah"

"ne gülüyon"

"neyse neyse güveniyorum sana"

"Peki Semih niye pas vermiyo sana ne yaptın gene"

"bilmiyorum ki aslında çok yakışıklıyım böyle yapmamalı bence"

"ahaha evet yapmamalı yalan yok yakışıklısın"

Bunu söylediğinde ufaktan bozulmuştum Arda'da bunu fark etmiş olacak ki benim anlımdan öperek ama şuan Ferdi'den yanayım dedi. İstemeden olsa da biraz gülmüştüm Kahvaltıyı yaparken Hakan(Çalhanoğlu)nu yani kaptanın kısa süreli konumasından sonra yemek yemeye başlamıştık masadaki herkes Cenk ve İrfan'ın halikulade şakalarını dinliyordu.Kahvaltı yaptıktan sonra odalarımıza dağıldık kapıyı açtığım esnada Arda çok durgun bir sesle koluna ne oldu Ferdi ? dedi. Donmuştum sargı sarmama rağmen nasıl fark etmiş olabilir ki diye düşünüyordum içeri geçtikten sonra hiç bir şey demeden koltuğa oturdum bir kaç dakika sonra Arda'da yanıma oturdu ve duvara doğru bakarak soruma hala cevap vermedin problem ne Ferdi dedi. Yapabileceğim hiç bir seçenek kalmamıştı kaçamazdım dudaklarımı araladım  ve sadece Arda diyebildim Arda bu sefer gözlerimin içine bakıyordu. Çekya maçında kavga ettiğim oyuncuyla yaşadığım salak bir kavgadan dolayı sadece önemli değil dedim. Arda inanmışa benzemiyordu kıyafetimi sıyırdı ve kolumdaki bandajı söktü engel olmak istedim ama karşımda Arda olduğunda hiç bir şey yapamıyordum.

Kolumdaki koca morluğu ve kesikleri görmüştü uzun uzun koluma baktı kafasını eğmişti gözerinin dolduğunu  görmemi istemiyordu  yavaşça saçlarına dokundum karşılık olarak belime sım sıkı sarıldı ve seni koruyamadım üzgünüm daha önce ve hızlı koşmalıydım bu olmamalıydı dedi. Şok olmuştum kafasını kaldırdım kırmızı gözlerine hiç yakışmıyordu gözlerime bakamıyordu  Arda'ya sarıldım kafamı boynuna gömdüm ona suçunun olmadığını anlatsam da kabul etmedi hep kendini suçlardı biz  Fenerbahçe'deyken bile böyleydi berabere kalırsak mağlup olursak hep kendini suçlardı  ağlaması durmuştu kafamı kaldırıp yeşil gözlüye baktım gözlerini kapatmıştı zaten çok hafifti bana göre (67 kg) (bu arada Ferdi sen 68 kg sin amk ama Ferdi çok kaslı olduğu için çok rahat taşır)Kafasını omzuma yasladım ve saçlarını okşadım nefesleri düzene girmişti ondan dolayı uyuduğunu anlamıştım bir süre öyle kaldık.

Arda beni seviyordu beni önemsiyordu bazı yerlerde benim için kendini suçluyor, benim için ağlıyordu ona sahip olabildiğim ve onu tanıdığım için çok mutluydum... 

Bölümü burada bitiriyorum görüşürüzzz kendinize iyi bakın papatyalarım <3 

Yazım yanlışları varsa özür dilerim :(




Fenerbahçe  konuşmaları (çoğu düz hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin