-13-

23 6 30
                                    

(Zaman Atlaması)

Kent'den

Uzun bir antreman sonrası Sebastian ile eve dönüyorduk Jose Mourinho diğer teknik direktörlerden daha sert ve sıkıydı ayak uydurmamız biraz zor oldu bu antremanlara en kolay Dzeko , Tadic ve Mourinho'nun eski öğrencisi Fred alıştı. Benim için çok zorlayıcı geçmiyordu ama Sebastian'ın zayıf vücudu epey zorlanıyor gibiydi ama alışacaktı...zorundaydı.Arabadan indik ve evin dış kapısına yöneldik anahtarı kapının deliğine sokup çevirdim ve kapıyı geçmesi için Sebastian'a tuttum. Antremanda göğüsüme bir yara almıştım kocaman bir morluk tabi ben ve Osayi dışında kimse bilmiyordu. Sebastian'ın ardından bende kendimi eve attım antremandan sonra herkes gibi duşumuzu almıştık o yüzden tekrar duş almaya gerek yoktu İstanbul çok sıcaktı klima ve vantilatörü açsak bile çok bir şey etki etmiyordu aslında Sebastian olduğu yerde uyuyacak gibiydi ,ama yapmadı neyseki hızlıca üstümüzü değiştirdik tahmin ettiğim gibi Seba kendini yatağa atmıştı bile 2 dakika içerisinde uyuduğuna emindim.Daha sonra gözlerini açıp yanına yatmam için işarette bulundu hafif bir gülümsemeyle yanına yattım bu çocuğun yanında bulunduğumda nasıl bu kadar huzurlu olduğumu anlamamıştım bile.Kafasını göğüsüme koydu , bende ellerimi beline sardım ve çenemi omzuna koydum kısa süren sessiziği Sebastian bozdu;

"bir kaç hafta sonra RC Strasbourg maçı var hangimiz daha çok gol atarız ?"

"ben"

"hayır, ben daha çok atıcam eminim"

"iddiasına girelim o zaman"

"nasıl yani , neyine giricez?"

"eğer sen daha fazla gol atarsan senin istediğin bir şey yapmak zorunda kalıcam"

"ama eğer sen daha fazla gol atarsan ben senin istediğin bir şey yapıcam değil mi ?"  bunu söylerken gözlerini devirmiş ama hafiften gülüyordu .Yeşil gözleri benimkiyle buluşmuştu ve öyle kalmıştı boynundaki morluklar hala duruyordu Sebastian boynuna baktığımı görünce kızararak tişörtüyle kapattı 

" Ryan öyle dik dik bakma çok sapıkça "

"  Sebastian hadi ama bütün vücudunu ezberlemiş durumdayım "

"off Ryan ya"

"hem bir şey sorucam"

" sor kenty "

" sen nasıl bana aşık oldun hala anlamadım "

"aşık olmamak mümkün müydü sence ? "

"hahahaha iltifat için teşekkür ederim lütfen şu lafı dolandırma "

" peki, tanıştığımız akşam gözlerinde bir an kaybolacağım  sanmıştım nazik biriydin çok da yetenekli ve çevik o zaman seninle iyi bir dostluk kurucağımı düşünmüştüm aslında ama pekte öyle olmadı zamanla seni daha çok sevdiğimi anladım ama itiraf etmekten korkmuştum benden nefret bile edersin diye yanına bile yaklaşamamıştım, sen cesurca gelip benden hoşlandığını söyleyince çok şaşırmıştım kimse beni bu kadar sevmemişti doğrusu eh ne diyelim yani" dedi ve kıkırdadı.

"gözlerimde kaybolacağını hiç düşünmemiştim doğrusu "

"bende bende hiç yorulmadın mı sen ya!? "

"biraz"

"hahaha benden bir şey saklıyorsun gibi hissediyorum "

"nasıl yani ?! "

Yeşil gözleri bana bakıyordu daha sonra eli aşağıya indi ve tişörtümün ucunu kavradı tişörtümü kaldırdığında göğüsümdeki morluk ortaya çıkmıştı karın kaslarımın etrafında da kızarıklıklar vardı şaşırarak ona baktım kimse bilmiyor diye düşünmüştüm ama durumlar farklıydı 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Fenerbahçe  konuşmaları (çoğu düz hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin