3. bölüm

0 0 0
                                    

gözlerimi iki defa kırpıştırıp hasana döndüm. kahkaha atıyordu. 

"varislerin bazılarının arasında ilişki olduğunu duydum bunu engellemek için partnerlerinizi değiştirmek en mantıklısı gibi geldi." yanıma dönüp utanmış ve kızarmış sena ya baktım. kıpkırmızı olmuştu. demek eski partneri keremle ilişkisi vardı. gülme isteğimi bastırıp önüme döndüm. yemek boyunca çıt dahi çıkmadı. yemeğini bitiren hasan kalkıp büyük salondan çıktı.

"nasıl yani şimdi karşımızdakiyle mi partneriz?" soru kap kapanır kapanmaz yusuftan gelmişti.

"o kadar gerizekalı olucağını düşünmemiştim arkadaşım ama evet artık öyleymiş." keremin yanıtıyla yusufun yüzü asıldı. şuan aklımdaki tek sorun kızlar kız kıza erkekler erkek erkeğe takım olmuştu.

yusufun karşısında kerem, sarenin karşısında sena, selinin karşısında buse, mertin karşısında eren, benim karşımdaysa sinan vardı.

büyük kapılar tekrar açıldı bu sefer içeri giren benim eğitmenimdi. en yetkili eğitmen o olduğu için duyuru yapmaya gelmiş olmalıydı.

"ismini söylediğim kişiler yarın o numaradaki odada olsun. ve ismi okunan çıkabilir."

"kerem ve yusuf 203" ikisi de ayaklanıp çıktılar. böyle herkes sırayla söylendi.

"didem ve sinan 222." çıkmak için ayaklandığımda sinanla yan yana kapıya doğru yürüyorduk.

"sinanda artık bi varis olduğu için sizinle aynı katta kalıcak oda numarası 712 eğitim 8de başlar. didem sabah erken kalkıp arkadaşını da al ve önce yemekhaneye gidin ordan da tam saatinde 222de olun sinan burayı bilmiyor unutma." cümle içinde yaptığı o kadar imadan sonra tam karşısında durup gözlerine diktim bakışlarımı.

"varisliği öğrenmemi söylerken bana ayak bağı vericeğini bilmiyordum." yanımda dikilen benden çok uzun çocuktan hahlarcasına bi ses çıktı.

"dediğim gibi saat 8de 222ye sinanı alıp gelmiş ol. şimdi ona odasını göster ben zaten birazdan yanında olucam." omuz silkip yanından geçtim. kapıya kadar gidip arkamdan gelmeyen yeni varise baktım.

"bu konuda zaten istekli değilim o yüzden yürü." kızım yeni partnerin o ve çocuk 190dan uzun sinir etmesemiydik. neyse neyse peşime takılan o. ne vardı şu salona bi kerede erken gitsem offf.

sinan da peşimden gelince koridorda yürüyüp kat görevlisiyle 7. kata çıktık. onu kapısının önüne bıraktım.

"bak şimdi yenii çocuk."

"yeni değilim büyük ihtimal buradaki herkesten daha eskiyim."

"öyle miymiş canım o?"

"öyleymiş 'canım' o" göz devirip arkamı döndüğümde eğitmenimin beni odamın önünde durup izlediğini fark ettim. of şimdi dırdırı bitmez bunun. arkamı dönüp tekrar varise döndüm.

"yardım etmeyi sevmem çünkü burada kimse sana yardı etmez. yarın saat 7de benim odamın orda ol. oda numaram 722 geç kalırsan beklemem tekrar uyurum ve 8de seni almadan 222de olurum."

"2yi seviyorsun değil mi?"

"ne?"

"2yi seviyorsun." 

"evet de nerden çıktı. ya da neyse boşver anlatma ha unutmadan eğitmenine güven dediklerini yap ama odanda kamera herhangi bi yemeğin içinde uyutucu olabilir en çok ona dikkat et." arkamdaki sırığı geride bırakıp odama doğru yürüdüm bu sefer eğitmenim onaylayan bi ifadeyle  içeriye giriyordu. peşinden girdim benim yatağıma uzanmış tavanı izliyordu.

"ya eğitmen bozuntusu yatma yatağıma çarşaf değiştirmeye üşeniyorum." kafasını hafif kaldırıp sırıttı.

"benim için uğraşmana gerek yok gayet temiz bana göre." odamdaki koltuktan yastığı alıp kafasına geçirdim.

"şiddete karşıyım kızım ben uslu dur." vurmaya devam edince kalkıp iki elimi üstten tek eliyle birleştirdi ve duvara yasladı beni.

"uslu dur didem."

"bu lanet binada başıma her şey geldi ama seninle böyle durmak ımm." ikimiz de kahkaha atmaya başlayınca beni bıraktı. şakalaşma yöntemimiz buydu. gülerken aklına gelen bir şeyle yüzü asıldı.

"yine geç gitmek zorunda mıydın? o varisle olmaman gerekirdi."

"uyarsaydın erken giderdim."

"uyaramazdım biliyorsun." anlarcasına başımı salladım. konuşmaya devam etti.

"sana herhangi bir yerden tanıdık geldi mi o?" 

"hayır niye tanıdık gelsin ki?"

"boşver." yüzünü saklamaya çalışınca yanına gidip gözlerimi diktim. bu bakışa hayır dediği görülmemiş bir şeydi.

"küçükken yasak bir bölgeye kaçıp kaçıp gittiğin için ceza aldığını hatırlıyor musun?"

aklıma küçükken kaçıp gezerken bulduğum oyun parkı gelmişti sonradan öğrendiğim bilgiye göre oranın açık olması gerekirdi fakat varislerin oyun oynamasına gerek olmadığını düşünüp kapatmış ve yasaklamışlardı. sürekli kaçıp oraya gider saatlerce salıncakta sallanırdım. beni sallayansa asla konuşmayan bi çocuktu. konuşmadan anlaşıp aynı anda parka giderdik saatlerce oynardık ama asla adını öğrenememiştim. bi kere sen dilsiz misin dediğimde bana tam 2 dakika gülmüş dilini göstermişti. bu döngü 2 ay boyunca devam etmişti sonrasındaysa ben giderken yakalanmıştım ve girdiğim kapılar dahil her yer kapatılmıştı. bi daha göremediğim oğlanı da kimseye anlatmamıştım. konuşmasa da onu kimseye söylemememi anlatmıştı bana. cevap vermek için biraz fazla beklediğimi fark edince konuştum.

"hatırlıyorum ama hayal meyal." yalana bak yalana hiç bi anını unutmamıştım.

"seninle aynı dönemde o da kaçıp kaçıp o bölgeye giderdi. tanışmış olma ihtimaliniz var diye sormak istedim." yaşadığım şoku yüzüme yansıtmamak için çok çaba göstermiş ve başarmıştımda.

"hayır onu hiç görmedim." konuşamayan biri kimseye anlatamaz diye bütün derdimi ona anlatmıştım ettiğim yeminleri ve ağlayışlarımı dinlemişti. 6 yaşındaki halim tabiki böyle bi karşılaşma yaşayacaklarını bilemezdi. gerçi dün de düşünemezdim. eğitmen anlamasın diye konuşmaya devam etmem gerektiğini fark ettim.

"onun eğitmeni yok mu niye ben?"

"eskiden beri herkesi partneri gezdirdi seni de yusuf gezdirmişti." eskiyi bi daha düşündüğümde haklıydı.

"sen en iyi olmamı isterken beni niye ona bakıcılık yapmak zorunda bırakıyorsun."

"sen niye geç kalma dediğim halde geç kalıyorsun?"

"defol odamdan uyuycam." sahte sinirle söylediklerime gülerek odadan çıktı. çarşaf değiştirip kendimi yatağa bıraktım. tavana bakarak ne kadar süre olduğunu bilmediğim kadar onu düşündüm. ne zaman uykuya daldığımsa muamma.

sabahın köründe uyurken kapım çaldığında irkilerek kalktım. saat daha 6ydı. kapıyı açtığımla sinanla burun buruna geldik.

"eğitenin serkan bana 6da odanın kapısına dayanmamı yoksa uyanmayacağını ve aç kalacağımızı söyledi." kapıyı geri yüzüne kapatıp kendimi yatağa attım. uykum kıymetliydi benim.

varisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin