Kurdun Gölgesi

9. Bölüm - Komiser Furkan

Bölüm, hakemin düdüğü ile başlar. Aralarında konuşma geçer ve birbirlerine yumruk atmak üzereyken sahne değişir.

(MAÇTAN ÖNCE...)

Erman ve Hakan, soyunma odasında Erman'ın elinde bir çift eldiven vardır. Hakan:

"Bende eldiven var. Bunlara ne gerek var?"

"Bu eldivenler farklı. Sol eldiven normal"

"Diğeri?"

"Bunda ise çok küçük bir delik var. Dikkatli bakmadığın sürece göremezsin."

"Evet?"

"Bu eldivenin içinde kurtboğan tozu var. Sen ona yumruk attığı zaman, uyguladığın kuvvetin etkisiyle basınç oluşacak ve içindeki toz sprey gibi yüzüne gelecek. Sen önce sol eldivenle vuracaksın. Eğer normal insansa oracıkta bayılır zaten. Baktın devam ediyor, sağ ile vur. Kurt olup olmadığını orada anlarız"

(ŞİMDİKİ ZAMAN)

İkisinin de yumrukları havadadır ve ilk yumruğu Alper atar. Alper'in yumruğu ile Hakan, ringin halatlarına uçar ve düşer. Yumruk çok sert gelmiştir ama hemen ayağa kalkar. Yumruk atacakken Alper bir yumruk daha atar ve Hakan tekrar yere düşer.

Tribünde Erman ve Sami dikkatlice maçı izlemektedir. Erman düşüncelidir.

Hakan yerden kalkar. Alper bir yumruk daha atacakken Hakan sıyrılır ve Alper'e sol eliyle bir yumruk atar. Alper, yumruğun etkisiyle 2-3 adım geri gider. Hakan içinden konuşur.

"Çok güçlü. Sert vurmuştum oysaki. (Diğer eline bakar) Şimdi sahne senin."

"Tüm gücün bu kadar mı?"

"Kendini hazırla"

(SAHNE DEĞİŞİR)

Asi Kurt Göktuğ odasında elinde defter ile çalışma masasının karşısındadır. Erman'ın resminin tepede olduğu muhafızlar grubunun resmine bakar.

"Ayla avukat, Sami mafya, Cüneyt doktor, Erdem bilişim uzmanı, Cüneyt .... firmasında müdür, Timur başkomiser. Hepsi de iyi mevkilerde ve ulaşılması zor. Bir tek Sami biraz...diyecektim Timuuur. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nde başkomiser. Furkan ile iş arkadaşısınız demek, Bu çok güzel oldu"

Göktuğ'da kötü adam gülüşü belirir ve gözleri maviye döner.

(SAHNE DEĞİŞİR)

Tomris yine gece kulübünde çalışmaktadır. Müşterilere siparişleri vermektedir. Mehmet de gelmiştir ve Tomris'e en yakın sandalyeye oturur. Tomris'in arkası dönük ve Mehmet'i görmemesine rağmen geldiğini anlamıştır. Arkasını döner ve elinde çin vardır. Masaya koyar.

"Acı içki, seversin"

"Hatırlıyorsun" (gülerek)

Karşılıklı konuşurlar, uzaktan heybeti ve şık takım elbisesiyle Akif gelir. Tomris ve Mehmet, ikisi de şaşırır. Akif bir alfa, Mehmet de başka bir sürünün betası olduğu için fazla iletişimleri ve muhabbetleri yoktur. Akif:

"Bugünkü toplantıda bana tip tip bakıyordun"

"Demek fark ettin"