0.3

7 3 0
                                    

Gözlerimi kırpıştırarak açtım, yolun ortasında duruyordum. Arkamdaki iğrenç gürültü dikkatimi çekti. Döndüm ve bir sürü arka arkaya sıralanmış garip makinalar gördüm, içinde insanlar vardı.

Evet bunlar insandı hepsinin eşsiz ve renkli aurası vardı.

Bu makinaların ne olduğunu anlamaya çalışırken adamın teki makina zımbırtısından kafasını çıkarıp bağırmaya başladı.

Kılıksız Adam: ne diye yolun ortasında duruyorsun kenara çekilsene be manyak kadın!

Manyak mı, ben mi? Ayrıca kulaklarım gayet iyi duyuyor ne diye bağırıyor bu.
Onun bana yaptığı gibi yüksek sesle çıkıştım,

"Sensin be manyak düzgün konuş benimle parçalara ayır kuzgunlarıma yem ederim seni!"

Kılıksız Adam: siktir lan ordan! İnsanı parçalara ayırmak o kadar kolay mı cesaretin var mı buna?

Sen kaşındın! diye bağırdıktan sonra yerde ilk fırsatta elime geçirdiğim taşı makinanın(araba) şeffaf kısmına fırlattım ve kırılmasıyla yüzüme küstah bir gülüş yerleştirdim.

Manyak herif makinadan inmiş üzerime doğru yürüyordu. Daha önce bı insanla tanışmadığımdan ne tür güçleri vardı veya bizden güçlüler miydi bilmiyordum. Bunları düşünerek koşmaya başladım, bulduğum ilk ara sokağa girdim. Çok karanlık değildi loş ışıkta çatırdama sesi duydum, manyak adam peşimden geliyordu.

Beni köşeye sıkıştırmıştı üzerime yürüyordu..

İşaret parmağımı ona doğru sallayarak konuştum.

"Bana bak insan bozuntusu! bir adım daha atarsan seni gerçekten parçalara ayırırım anladın mı beni?!"

Tam dibimde bitti, iki eliyle kollarımı yakaladı ve duvara bastırdı. Pardon da bu cesaretin bu egonun kaynağı nerden geliyordu?

Kılıksız Adam: o arabanın fiyatından haberin var mı senin o parayı şimdi bedeninle ödemek ister misin küçük fahişe seni?

"Ee yetti be anandır fahişe!"
diye bağırdım sağ elimle enerji akışını sağlayarak adamı üzerimden diğer duvara fırlattım. Aldığı darbeyle bayılmıştı. umarım ölmemiştir yani, bir de başımıza kalmasın bu.

Üstünde işime yarayacak birşey bulurum umuduyla ceketini yokladım bi cüzdanın içinde bolca para buldum ve ayağa kalktım

Ayağımla yerde duran hareketsiz bedenini ittirdim.

"Cimri herif bir de benden makina parası istiyor, siktir lan ordan kılıksız!"

Kendi kendime atışırken sokağın başında erkek figürü görmem ile donup kaldım.

Erkek: ne oluyor burda insan mı yiyorsun?

yüzündeki küstah gülüşü görmemle kaşlarım çatıldı

"Seni ilgilendirmez"
diyerek ona yandan bir bakış attım. Sonra miktarının ne kadar olduğunu bilmediğim parayı evirip çevirerek saymaya çalıştım.

Sırtım erkeğe dönüktü ama bana yaklaştığını bariz hissedebiliyordum. Beyaz elbisemin kolundan tutup beni kendine çevirdi. Yeşil gözlerini gözlerime dikmişti, konuşuyordu ama ne dediğini anlamıyordum bile.
Gözlerini incelerken beni kolumdan sarstı.

Erkek: sana diyorum duymuyor musun beni?

Kendime gelince ağzımdan zar Zor bı sözcük çıktı;

"Ha?"

Çocuk belli belirsiz gülümsedi. Sırıttı desek daha uygun olur. İnci gibi dişleri dudaklarının arasından zar zor görüldü, yüzündeki her detayı incelerken bir daha konuştu.

Erkek: benden etkilenmenin sırası değil, sana diyorum adamı mı dolandırdın?

Sertçe çıkıştım ve kolumu hızlıca kendime çektim.

"Ne etkilenmesi ne dolandırması be bir de seninle mi uğraşıcam git başımdan?!"

Erkek: vay asabiyiz demek peki bir soru daha tek başına nasıl bu adamı bu hale getirdin?

Cevap vereceğimi düşünmesi beni güldürmüştü. Ona cadı olduğumu soylemezdim çünkü daha onu tanımıyordum e tabi güvenmiyordum da,

Erkek: Sorumu gülerek yanıtlıyorsun peki. Öyleyse kolay bir soru ismin ne?

Omzumu silktim. E bunu cevaplayabilirim herhalde, diye düşündüm sonra iç sesimle dış sesimi yanlışlıkla aynı anda konuşturdum.

"En azından gülebiliyorum sizin şu aptal sırıtmanızdan yapmıyorum. Ayrıca ismim Laura"

Aniden elimle ağzımı kapattım. Aşırı utanmıştım yanaklarım kızarırken, Erkek elini bana uzatarak konuştu, ne yapmamı bekliyordu, tutacak mıydım? ne gereksiz temaslar bunlar böyle..
istemsizce elimi onun gibi uzattım elimi sıktı ve salladı sonrasında konuşmaya başladı

Erkek: Dürüst bir kişiliğin var fakat benimde dürüst olmam gerekirse aptal sırıtışımdan etkilenmediysen bir daha yüzümü o kadar detaylı incelemeni önermem çünkü inandırıcı gelmiyor.

Donup kalmıştım nasıl toparlayabilirdim ki?
Konuyu değiştirmek istercesine
"senin ismin ne?" diye sordum.

Gülümsedi, hafif gözlerini kısarak cevap verdi;
Lucas

Lucas: üzgünüm ama gitmem gerekiyor sende bu adamla burada tek durmasan iyi edersin saat geç olmak üzere söylemek istediğin bir şey var mı?

Ciddiyetle yüzüne baktım.
"Merak etme kimse bana zarar veremez"

Peki, dedi arkasını döndü ve uzaklaşmaya başladı.

Arkasından yürüdüm, sokaktan çıkınca çoktan gittiğini farkettim. Şimdi ne yapacaktım iyice düşünmem lazımdı.

Yolun karşısına geçip bir banka oturdum ve ellerimi yüzüme koydum bu dünyada öğrendiğim bir kaç şeyi aklıma kazıdım;

~Erkekleri bizim dünyamızdaki kılıksızlardan daha yakışıklı,

~Şu ses çıkaran zımbırtının ismi araba ayrıca çok pahalı,

~Son olarak insanlar cadılara çok benziyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AuroraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin