⁰⁵

107 11 8
                                    


Oy ve yorumlarınız çok değerli. Esirgemeyin lütfen.
İyi okumalar.

Seung hyung.
Jaeyun
Sikeyim bak artık mesajlarıma
Anne ile baba seni sorup duruyorlar
Jay ile birlikte deyip geçiştirdim onları ama neredeyse Jay'i arayacaklardı.
Hangi cehennemdesin Jaeyun

Jae:
Birkaç saat önce yaşananlardan sonra hala jay ile olduğumu mu söyledin onlara?

Seung hyung.
Şükürler olsun Jaeyun
Aklım çıktı sana bir şey oldu diye
Hem ne söylememi bekliyordun ki
Bu saatte evde olmamana sadece Jay'in yanındaysan izin verirler
Aksi taktirde şuan baba her yerde seni arıyordu
Neredesin? Gelip alacağım seni.

Jae.
Sana bok gibi davrandım ama hala beni koruyorsun.

Seung hyung.
Sorun değil Jaeyun, sadece iyi olmanı istiyorum.

Jae.
Öyle demek istememiştim
Sadece fazla dolmuştum sana patladım
S

ana iyi abi rolü yapma demiştim ama ciddi değildim
Sen gerçekten iyi bir abisin


Seung hyung.
gerçekten sorun değil.
Şimdi nerede olduğunu söyle.

Jae.
Eve gelmeyeceğim bugün.
Uyu artık.

Seung hyung.
Ne demek eve gelmeyeceğim?
Nerede olduğunu söyle Jaeyun

Jae.
Gece gece annemle babamın çenesini çekemem, gelmeyeceğim eve

Seung hyung.
Uyuyorlar

Jae.
Daha az umursanamazdım gerçekten

Seung hyung.
Jay ile olduğunu söylediğim için rahatlar, triplere girme

Jae.
Eve geliyorum, sen uyumana bak

Seung hyung.
Dikkatli ol.
(Görüldü)
(03.18)

Heeseung

Gelen adım sesleri ile sessiz olmaya çalışarak odamdan çıktım. Saat gece 4 ve Jaeyun daha yeni eve geliyordu. Merdivenlerden yukarı çıkan Jaeyun'u görmemle duraksadım. Lanet olsun berbat gözüküyordu. Gözleri şişmişti ve karanlıktan görebildiğim kadarıyla kızarmıştı.

"Kendini bu kadar yıpratmamalısın."

"Uykum var, uyuyacağım."

"Yanımda uyumak ister misin?" Ona biraz olsun iyi gelmek istiyorum.

"Neden böyle bir şey isteyeyim?" Sesi çatallaşmıştı. Jaeyun kalbimi fazla kırıyordu. İstenmediğimi yüzüme vuruyordu sürekli.

"Eskiden severdin." Fısıltı gibiydi sesim. Bu eve ilk geldiğim zamanlarda Jaeyun ile olan ilişkimiz  şuan olandan çok farklıydı. O zamanlar o çok umutsuz ben ise umutlarla doluydum. Şimdi ise umut benden çok uzaktaydı. Jaeyun cevap vermeyip merdivenleri çıktı, cevap verme gereksinimi bile duymuyordu. Arkasından baktığımda ise kendi odasına değil de benim odama geçtiğini gördüm. İçimde tekrar bir umut yeşermişti. İstem dışı küçük bir gülümseme oluşmuştu dudaklarımda.

Yatağımda uzanan Jaeyun ile ben de zaten pijamalarımı önceden giyindiğim için yanına uzanmıştım. Arkası bana dönüktü uyudu sanıyordum ama bana doğru döndüğünde uyumadığını anlamıştım.

"Hyung" diye fısıldamıştı "Jay asla beni anlamayacak. Bencil olduğumu söylüyor ama asıl bencil olan o. Acı çektiği için kaçmaktan başka bir şey yapmıyor." Demişti gözleri kapanırken.

Onu kendime çektim ve sıkıca sarıldım.

"İyi olacağız, Jae. Ben hep yanında olacağım. Sen izin vermesen bile." Tüm kalbimle söylemiştim bunları. Jaeyun benim ailemdi. 9 sene sonra sahip olduğum ailemdi ve ben onu iyileştirmek için her şeyi yapmaya hazırım. Onun için herkesi karşıma almaya hazırdım.
Gözlerim kapandı ve uykunun kollarına bıraktım kendimi.

_________________________________________________

"Her şeyi berbat ediyorsun, Park Sunghoon. Lanet olsun senin yüzünden bir ev daha değiştirmeyeceğiz. Bu okulda başını belaya sokmaman gerektiğini söylemiştim sana. Mecbur kalmadıkça kimseyle konuşma bile demedim mi sana ben?" Diye bağırmıştı adam. Karşısında küçüldükçe küçülmüş, başını önüne eğmiş çocuğa baktıkça daha da öfkeleniyordu. Daha fazla buna katlanamayıp kapıyı çırpıp çıktı adam. Onun odadan çıkması ile daha fazla dayanamayıp firar etmişti gözyaşları. Kafasındaki seslerin susması için kulaklarına bastırıyordu ellerini ama zihninin derinliklerinden gelen sesler susmuyordu. İstemsizce sağ kulağının arkasını kaşıyordu. Sert bir şekilde.

Yeni okulunda da dedikodular yayılmaya başlıyordu ama o neredeyse kimseyle konuşmuyordu bile. Görünmez yapmıştı kendisini. Kimse görmesin, incitmesin diye. Ama yine de susmuyordu insanlar. Daha fazla aynı şeylere dayanamazdı.

"Hey, ağlama Sunghoon. Baban hep konuşur, takılma ona bu kadar. O yalancı bir adam biliyorsun. Kimse bilmeyecek, iyi olacağız." Rahatlatıcı ses ile diğer korkunç sesler susumuştu bir anda ama çok kısa sürmüştü. annesinin sesi yankılanmıştı zihninde.
"Gerçek değil! gerçek değil! Gerçek değil!"

Ellerini yumruk yapıp şakaklarına vurmaya başlamıştı
"Sus artık! Sus! Lütfen sus" diye konuşmuştu ağlayarak.

"Geçecek Hoon."

"Geçsin lütfen."

-dina.

sancılar - enhypenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin