Yapboz parçaları üzerime oturana kadar her bir parçamı değiştirdim.
Aynaya baktım ve ben şimdi sadece bir yapbozum.Jigsaw - Conan Gray
☆
Kim Sunoo
Lanet olasıca bir sabah daha. Okuldan ve okul sabahlarından nefret ediyorum. Bir şekilde yataktan kalkmayı başardığımda direkt banyoya gitmiştim. Ayılmak için önce yüzümü yıkamış sonra ise dişlerimi fırçalamıştım. En sonunda ise kafamı kaldırıp dakikalardır bakmamak için fazlaca çaba sarf ettiğim aynada kendi yansımamı gördüğümde içimden bir kez daha lanet etmiştim.
Neden bu kadar iğrenç bir yüze sahip olmak zorundayım ki? Keskin çene hattı, büyük gözler, kusursuz bir burun ve şekilli dudaklar hep hayalim olarak kalacak. Tüm bunlara sahip olan insanları fazlaca kıskanıyorum.
Daha fazla dayanamıyorum tüm bunlara. Aynalardan nefret ettiğimi sanıyorum ama aslında benim tüm nefretim aynadaki yansımama.
Belki daha iyi bir yüzüm ve fiziğim olsaydı her şey çok daha yolunda giderdi. Hatta belki Riki de hoşlanırdı benden o zaman. Ama gerçek olan o ki, ben asla yeteri kadar iyi olmayacağım ve o asla benden hoşlanmayacak.
Etrafında yüzlerce güzel kız ya da yüzlerce yakışıklı erkek varken, neden benden hoşlansın ki? Kim Donghyun varken neden bana baksın ki?
O çok güzel. Kusursuz yüzü, ince vücudu ve bir erkeğe göre uzun saçları ile herkesi etkileyebilecek birisi. Riki'yi de etkilemeyi başardı işte.
Riki'ye olan hislerim bazen ona tapıyormuşum gibi hissettiriyor. Damarlarımda onun sevgisinin dolaştığını hissediyorum. Ama 3 gün önce bana heyecanla hoşlandığı kişiyi anlattığında bileklerimi kesip de tüm kanımla birlikte ona olan sevgimi de boşaltmak istedim. Kurtulmak istedim tüm bu lanet hislerden.
O mutluysa ben de mutluyum demek istedim kendime ama yapamadım. Kalbimin kırıklarının tüm vücuduma yayıldığını hissederken mutlu değildim. Uzun zamandır hep bir umutla beklediğim çocuk bana kendi hoşlandığı kişiyi anlattığında sikeyim ki, mutlu değildim.
Ne kadar süre o aynanın karşısında kaldım bilmiyorum ama en sonunda tüm bu düşüncelerden kurtulup daha fazla geç kalmamak için odama gittim ve okul için hazırlanmaya başladım. Kiyafetlerimi giydikten sonra yine sikik aynanın karşısına geçip ellerim ile saçlarıma şekil vermeye başladım. Daha yeni kestirmiştim saçlarımı ve nedensizce yakıştırmıştım kendime ama artık fazlasıyla nefret ediyorum saçlarımdan. Tıpkı kendime ait her şeyden nefret ettiğim gibi.
Gönülsüzce çantamı alıp odamdan çıktığımda daha kimsenin uyanmadığını anlamıştım. Neredeyse her gün olduğu gibi bugün de kahvaltı etmeden evden çıkmıştım. Yediğimde midem bulanıyor ve annemin beni bu konuda zorlamasından nefret ediyorum. Bu yüzden onlar uyanmadan evden çıkmak benim için hep en iyisi oluyor.
Fazla kalın olmayan hırkam beni bu soğukta yeterince koruyamamış olacak ki soğuk havayı tüm vücudumda hissediyordum. Ama sorun değildi. Riki en çok bu hırkayı seviyordu. Ellerimi hırkamın cebine atmış ve kulaklığım ile telefonumu çıkarmıştım. Kulaklıklarımı takıp telefonumdan rastgele bir şarkı açtım.
Eskiden Riki ile birlikte gittiğimiz okul yollarını şuan yalnız başıma yürüyordum. Çünkü Riki'nin beni bu halimle görmesini istemiyorum. Bana hoşlandığı kişiyi anlatmasını da istemiyorum.
Okula vardığımda sınıfa girmeden önce derin bir nefes almıştım. Riki'yi görünce tüm zihnim bulanıyormuş gibi hissediyorum. Tüm algılarım kapanıyor ve ben sanki sadece ona açık oluyormuşum gibi. Her şeye rağmen, tüm yaşananlara rağmen yüzündeki gülümsemesi silinmeyen bu çocuk benim aklımı başımdan alıyor. Günümü, dünyayı aydınlatan güneş misali aydınlatıyor. O gülümseyerek benim yanıma oturup, tatlı tatlı "günaydın" derken benim mutsuz olma gibi şansım kalmıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sancılar - enhypen
Fanfiction【 enhypen 】 Her saniye daha çok çürüyoruz. Sebebi ne olursa olsun devam eden bir yok oluş sancısı. Varoluşsal sancılarımıza artık yeni yokoluşsal sancılar ekleniyor.