1.KISIM
1967-1972'li yıllar Amerika...
Sonbahar akşamıydı. Soğuk yağmur,serin bir havaydı...
Okul sonrası arkadaşım Henry'nin evindeydim. Sıcacık salonda koltukta oturuyordum. Henüz 20'li yaşlarındaydım.
Henry ve ben iş bulmak için plan yapıyorduk.
*Grrrr.
......
Henry anlamamış şekilde "bu karın guruldama sesimiydi?"
Dona kalmıştım, deftere bir şey yazmayı bırakıp" sanırım" dedim
Henry bana gülümsedikten sonra mutfağa gidip dolaptaki hazır donmuş pizzayı alıp fırına attı.
O sırada aklıma bir fikir geldi,heyecanlı bir şekilde kalemimi sıkı tutup defterime birşeyler yazmaya başladım
Henry pizza ve sodalarla salona girdi ve heyecanlı bir şekilde onun yüzüne baktığımı fark etti,hafif gülümseyerek sordu"aklına bir fikir mi geldi?"
Heyecanla anlatmaya başladım "çok renkli süslü bir aile pizza restoranı! Herşey rengarenk, çocuklar için bir park, resimler,müzikler...
Henry cümlemi bitirmeden gülmeye başladı "bu boktan bir plan!" dedikten sonra hala gülmeye başladı. Şaşkın bir şekilde "Ne?" Dedim
Neden beğenmediğini anlamadan bir pizza dilimi alıp ucundan bir ısırık aldım, ağzımdaki yemeyi yuttuktan sonra"bence bu fikir güzeldi neden beğenmedin?"
Henry, gülmekten gelen gözyaşlarını sildikten sonra "çünkü çok saçma,yeterince heryerde aile restoranları var. Hahaha! Hayatımda bu kadar çok gülmemiştim"derken oturup sodasından bir kaç yudum almaya başladı.
Bende önüme dönüp pizzamdan bir ısırık daha alırken "peki animatörniklere ne dersin?" Henry sodasını içmeyi bırakıp bana doğru döndü , şaşırıp "aile restoranında animatörnikler mi?"
İkimizde birbirimize şaşkın şaşkın bakarken bir anda otobüs saatini hatırlarım,kol saatime bakıp geç kaldığımı fark ederim. Hemen tüm eşyalarımı toplayıp ceketimi giyerim ve Henry'e teşekkür ettikten sonra dışarı çıkarım
Henry:"ah tam bir şapşalsın" dedikten sonra sodasından bir yudum alır...
2.KISIM YAĞMURLU BULUŞMAYağmur hala yağıyordu,saat 20:05 geçiyordu,hava gitgide soğumaya başlamıştı
Koşarak otobüs durağına yetişmeye çalışıyordum,durağın kenarında duran bir kıza şiddetli bir şekilde çarpmıştım... Kızın ağlet çantasındaki eşyalar heryere saçılmıştı
Telaşlı şekilde özür dileyerek eşyalarını toplamasına yardım ettim. Toplamasına yardım ettikten sonra yine özür diledim ve bir soru sordum "bu alet çantası çok ağır gözüküyor ,taşıması zor değil mi?"
Sarı saçlı mavi gözlü güzel kız hafif gülümseyerek "oh hayır , elektrik bölümü okuduğum için her gün taşıyorum bu yüzden alışık geliyor" bunu duyduğumda bende şaşırmıştım çünkü bende elektrik bölümü okuyordum ,yaşadığım eyalette çok az üniversite var. Belki aynı üniversite ye gidiyor olabiliriz! Biraz çekinerek hangi üniversiteye gittiğini sordum
Kız biraz şaşırdı ama hemen cevapladı "Heysl Büyük Elektrik Üniversitesi" bunu duyar duymaz heyecanlanıp kıza biraz yaklaştım "bende o üniversiteye gidiyorum!!!"
Kız biraz korkup geri çekildi, bunu fark edip geri çekilerek "kusura bakma biraz heyecanlandım"
Sarı saçlı mavi gözlü güzel kız hafif gülümseyip bana baktı " sorun değil, bende bazen heyecanlanabiliyorum" bu sözleri duyduktan sonra ona bakıp birbirimize gülümsedik, sanki bu olay bir rüya gibiydi, ilk defa doğru düzgün bir kızla konuşuyordum...
Küçükşüğümden beri hep dışlanan bir çocuktum ,kız veya erkek cinsiyetin ne farkı olduğunu bilmiyordum. Annemler ben 7 yaşındayken yanlışıkla erkek olduğumu bana söylediler, bunu duyduğum günden beri hep erkek gibi olmaya çalıştım çünkü annem kız olmamı istiyordu...
Ve şimdi hiç kızlardan anlamadığım karşı cins duruyor karşımda.Uzun sarı ipek saçları,uzun kirpikli deniz renginde mavi gözleri, açık tenli, güzel bir kız...
Bu his neydi bilmiyorum ama içimde kelebekler dolaşıyordu o an. Kızın adını öğrenmek istiyordum
Hemen adını sordum heyecanla "şey daha yeni gördüm seni ama adın nedir?"
Kız hiç tereddüt etmeden"ah şey benim adım Amaya, peki senin?"Amaya....
Ne kadar güzel bir isim...
Sanki gece ve yağmurun simgesiydi....
"A-ah b-benim adım"
Neler oluyordu bana , neden söyleyemiyorum ismimi?
Ağzım kekeleniyordu, kafam karışmıştı
"Benim adım Wi-"
Tam o esnada otobüs hızla geçerken su sıçratmıştı,heryerimiz ıslanmıştı.
Telaşla dedimki"Olamaz otobüsü kaçırdık!"
Kız otobüsü umursamayıp hızla yağan yağmurun altında mavi gözleriyle bana bakıp "ee adını duymadım tekrar söyler misin?"
Şaşırıp kıza doğru baktım , dikdik bana bakıyordu ,çok gerilmiştim ,ne yapacağımı bilmiyordum
Yalandan eve geç kaldığımı söyerek arkamı dönüp eve koşarak gittim...
İlk bölümdü umarım beğenmişsinizdir∞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darla's Story
Mystery / Thrillerçok değişik bir aile düşünün.... 1974-1989 Amerika yıllarında bir aile küçük bir aileden ne olabilir ki? ruhlar,rüyalar,gariplikler,ikizler,suç,kalıntı,ölümsüzlük... ve daha çok