3.BÖLÜM

37 5 13
                                    

   Sabah erkenden kalktım ve hazırlanmaya başladım. Artık bir hocaya gitme zamanı geldi. Annem uyanmadan gitmeliydim yada kimin umrunda? Uyanıp nereye gittiğimi öğrenebilirdi. Anahtarlıktan anahtarımı aldım ve kapıyı kapattım.
   Aradan 10-15 dakika sonra camiye varmıştım ve hemen içeri girdim. Hoca biryere doğru gidiyordu ve ona doğru koştum. Hocamız genç ve bana göre yakışıklıydı. 20-21 yaşlarındaydı. Eski hocamız yani babası öldüğü için kendisi artık hoca olmuştu. Kolundan tuttuğumda irkildi. Açıklamak zorunda kaldım.
   "Özür dilerim ama hocam yardımınıza ihtiyacım var."
   "Tabi, buyur."
   "Hocam başka biryere geçsek?"
Başıyla onayladı ve bir odaya girdik.
   "Derdiniz neydi?"
   "Hocam galiba bana bir cin musallat oldu."
   "Nasıl? Emin misin"
   "Evet hocam bana aşık bir cin olduğunu söyledi."
   Hocanın gözleri büyümeye başladı.
   "Ne zamadır var?"
   "3 gün oldu"
   "Bu cinle konuşmamışız lazım. Hangi kabileden biliyomusun?"
Başımı olumsuz anlamda salladım.
   "Pekala, çağıralım o zaman."
Hoca ayağa kalktı ve birkaç fincan getirdi. Ardından üstümüzü bir çarşafla örttü ve fincanları ikimizin etrafına teker teker dizdi. Ardından önüme değişik şekillerden oluşan kemikler koydu.
   "Söyle hangisini seçiyorsun."
Ardından parmağımı gezdirdim ve ortadaki kemiği aldım.
   "Neden bunu seçtin?"
   "Bilmiyorum"
Ardından yüzüme tokat attı.
   "KIZIN İÇİNDEN ÇIK İFRİT "
Burdan sonrasında kendim konuşamamaya başladım. İçimde birşey vardı hissediyordum. İçimdeki şey benim ağzım aracılığıyla hocaya doğru konuşmaya başladı.
   "BU KIZ BENDEN KURTULAMAZ HOCA"
   gözümden yaşlar akıyordu.
   "BU KIZI BIRAKMAZSAN SENİ YAKARIM"
   Hoca kendinden emin bir şekilde konuşuyordu.
   "Anlaşalım bu kızı rahat bırak bende seni yakmayım"
   Hoca gayet tehditkar konuşuyordu. İçimdeki şey bu sefer konuşmaya başladı.
   "ASLA ONU BIRAKMAM"
   "Niye? Seviyormusun bu kızı?"
Hoca gözlerimin içine bakıyordu. Tekrar bu şey konuşmaya başladı.
   "ÇOK"
Hoca tekrar konuşmaya başladı.
   "Hangi kabiledensin"
   "Zuzula kabilesinin prensiyim ben"
Hoca bi anda üzerimizdeki çarşafı aldı ve yere attı ve bende kendime gelmiştim ama ayakta duracak gücüm yoktu.
   "İsminiz neydi?"
   "Beliz"
Derin bir nefes aldı.
   "Beliz durumun çok kötü acilen cinci bir hocaya gitmen lazım"
   "Neden kötü?"
Aptalmısın Beliz? Anlamıyomusun? Kıt mısın?
   "Bu cin zuzula kabilesinin prensi. Acayip güçlü istese seni beni öldürür "
Derin derin nefes alıyordum. Bu cin fazla güçlüydü ve ondan kurtulmam lazımdı. Yoksa sonum ölümdü.
   Düşünürken bir anda telefonum çaldı. Arayan annemdi.
   "Hocam benim gitmem lazım. İlgilendiğiniz için teşekkürler yine gelirim."
Ardından ayağa kalktım ve caminin kapısına geldiğimde bu sefer hoca konuştu.
   "Her zaman"
Gülümseyip camiden çıktım. Koşarken ayağım bir anda taşa takıldı be yere düştüm. Tam kalkarken saçımdan birisi tuttu ve konuşmaya başladı.
   "Eğer o hocaya gidersen senide onuda gebertirim."
   Bu o cindi. Hocayla yarım kalan işimizi burda devam ettiricektim.
   "Benden ne istiyorsun?"
Kıkırdadı.
   "Hala anlamadınmı. Bu kadar salak mısın. Seni istiyorum."
Yutkundum ve devam ettim.
   "İsmin ne?"
   "Beni bu kadar çok sevdiğini bilseydim başta söylerdim. Adım Mihrez. "
   "Peki Mihrez artık saçımı bırakıcakmısın?"
   "Tabi"
Ve bıraktı. Arkama bile bakmadan koşmaya başladım ve eve girdim. Annem yüzüme bakmadan konuşmaya başladı.
   "Nerdeydin güzel kızım?"
   "Dışarı çıkmıştım anne"
Tuhaftı. Annemle aram bozuktu niye böyle yapıyordu?
   "Kızım kahvaltı hazır. Git bi babanı çağır."
    O anda dona kaldım. İyide babam 2 yıl önce kalp rahatsızlığı olduğu için ölmüştü.
   "Annem falan değilsin kimsin sen? " 
Annem olmayan varlık konuşmaya başladı.
   "Biliyorum."
Aniden bana döndü ve gözlerinden kan akmaya başladı. İçtenlikle gülüyordu ben ise çığlık atıp kendimi yerde bulmuştum.

☆☆☆☆☆☆

Gözlerimi açtığımda karşımda Mihrez duruyordu. Bana baktı ve konuşmaya başladı.
   "Eğer birdaha hocaya falan gidersen çevrendeki herkesi öldürürüm anladın mı? Annen denen şerefsizde uyuyor. Olaylardan haberi yok."
   Gözlerimi devirdim.
   "Canın cehenneme"
Bana doğru eğildiğinde ellerini boğazıma koydu ve sıkmaya başladı. Bana iğrenç bir şekilde bakıyordu. Çığlık atmaya çalışıyordum ama olmuyordu.
   O zaman bende aynı şekilde karşılık verirdim. Göze göz dişe diş. Tükenen enerjimi kullanmaya çalışarak onun derisini tırnaklarımla yırtmaya çalıştım. Artık hangi insanın bedenini aldıysa. Çabam işe yaramıyordu. Aklıma aynam geldi ve direk cebimden alıp onun yüzüne tuttum ve kayboldu. Nefes nefese kalmış ve çok kötü bir şekilde öksürüyordum. Komodinimden sürahiyi alıp bardağa doldurdum ve içtim. En sonunda yatağımda oturdum.

Nasıldıı? Ya buralar çok sıcak en sonunda kendimi dondurucuya aticam cidden. Yemin ederim manavda güneş ışığı altında kalmış domatesler gibi olcam. Neyse görüşürüzzzz

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lanetli CinimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin