"Beste kalk hadi okula geç kalacaksın! "diye seslenmişti annem saat daha 7.30'du ama ben tabii ki okulun ilk günü olduğunu unutmuştum. Zaten zar zor kalkmıştım tüm gece kitap okuyunca zor oluyor yani annem yine Berk hadi diye bağırmıştı, anlamıyorum yani ders saat 9'da başlıyor ne bu acele "Anne bir saattir kıyafet getiremedin!" of yine mi? "Berk o zaman kalk kendin bul sabah sabah uğraştırma beni "Berk ve annem yine kavga ediyorlardı ama ben çok korkuyordum ne yani insan okulun ilk günü korkmaz mı? "Neyse korkmamaya çalışacağım belki daha iyi kişiler gelir bu sene" Deyip kendimi avutmaya çalıştım. "Günaydın Berk" bu ağabeyim ama ben genelde "sessiz şeytan" derdim çünkü öyle, aslında onu çok seviyorum ama babam ve annem ayrıldığından beri yüzünün güldüğünü görmedim belki arkadaş grubunu özlemiştir ne bileyim yani hiç benimle konuşmuyor.
*
Sonunda hazırlanmıştık babam dışarıda bizi bekliyordu okulun ilk günü bizi o bırakmak istemişti sanırım ama diğer günler umurunda bile olmayacaktık ama o da benim umurumda olmayacaktı. "Günaydın gençler hazır mısınız bakalım? "Berk cevap vermemişti ama ben üzülmesin diye günaydın, evet hazırız demiştim işte o an babamın modu düşmüştü. Okula giderken kimse ağzını açmamıştı zaten beklemiyordum. Okula varmıştık babam görüşürüz çocuklar demişti; Berk fısıltıyla umarım görüşmeyiz demişti ben ise görüşürüz dedim yine babamın lafı havada uçuşup boşa gitmesin diye. Berk'e iyi dersler dedikten sonra sınıfıma gitmiştim; bir kızın önüne oturmuştum kız çok garipti sanırım yeni gelmişti nedensiz bir şekilde ona dik dik bakmıştım. "Kızım ne dik dik bakı yon bir sürü boş yer var git başka bir yere otur. "hiç laf atacağını düşünmemiştim ama bir şey demem gerekiyordu "Senin için gelmedim merak etme." adını bilmediğim kızda sırıtır bir şekilde "Etmiyorum zaten." dedi çok sinir bozucu bir konuşmaydı. İkimizde birbirimize laf atmamıştık ama ben anksiyeteme karşı gelerek ona seslendim "Biraz kötü bir başlangıç oldu tanışalım mı? bir süre yüzüme baktıktan sonra artık bir şey diyebilmişti "İyi tamam Ecrin ben." adı gibi kendisi de çok güzeldi "Beste bende." deyip gülümsemiştim o ise hiç bir şey demeden kalkıp gitmişti, Ne oldu diyemedim bile ama çok merak etmiştim neden böyle yaptığını. Ecrini beklerken sınıfa biri girmişti hiç beklemediğim biriydi Can gelmişti ağlayacak gibi olmuştum. Can benim en yakın erkek arkadaşımdı. "Can hani gelmeyecektin, hani okulun değişmişti."O kadar hızlı konuşmuştum ki ne diyeceğini Can bile karıştırmıştı. "Öyle sanıyordum bende ama bak geldim ve aynı sınıftayız." gerçekten çok mutlu olmuştum ve onu çok özlemiştim, tüm yaz hiç konuşmamıştık.
*
Artık ders başlamıştı ilk ders matematikti ama ders yeni gelenlerle tanışmayla geçmişti. Ecrin dersin yarısında gelmişti ne oldu iyimisin demedim çünkü bir insana durup dururken ne oldu iyimisin diye soruluyorsa o kişi kötüdür yani bence öyledir. Ders bitmişti ve sırada tek başıma oturuyordum, kitap okumaya başlamıştım ama sınıfa çok güzel bir kız girmişti resmen parlıyordu çok şirindi önüme oturmuştu. Hemen tanışmak için kıza seslenmiştim "Selam tanışalım mı?" çok utanmıştım hiç biriyle tanışmak için kendimi zorlamamıştım "Olur ben Nehir, sen?" sesi bile insana huzur veriyordu sanki bir ünlüyle konuşuyor gibi heyecanlanıyordum "Beste bende." dedim ve Nehir çantasını sıraya koyup gitmişti büyük ihtimalle kantine gitmişti diye düşünerek Ecrin'e döndüm ve sohbet etmeye başladık, çok uzun sürmeden yanımıza bir kız geldi geçen sene konuştuğum bir kızdı ve bana tuvalette kavga olduğunu söyle tabi ki beni ilgilendirmiyordu ama sanırım birinin haberi olsun istemişti ben ilgilenmeyerek tamam dediğim için sınıftan çıkıp gitti. "Beste gidelim mi ben severim kavga." aslında ben gitmek zorunda değildim ona gelmek istemediğimi söylesem olurdu ama daha ilk günden birileri bana karşı kin beslesin istemiyordum o yüzden tamam dedim ve tuvalete gittik. "Nehir!!" üç tane kız Nehir'e zorbalık yapıyordu yani içimden düşündüm gül gibi kızın neyiyle alay ediyorsunuz ki ama şuan bu önemli değildi ben onları durdurmaya çalışacaktım ki beklediğim şey oldu "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz çıkın gidin buradan." hiç sevmediğim şey yani kavga başlamaya yakındı kızlardan biri benim dışımdan pek söylemediğim ama içimden kendi kendime ettiğim küfürlerden birini savurmuştu ben Ecrin'e yeter anlamında bir bakış atmıştım ama onun için yeter gibi değildi, ben hemen Nehir'i yanıma çektim ve Ecrin kızlardan birini yere ittirmişti aslında hiç gerek yoktu bende Nehir de uzasın istemediğimiz için Ecrini de alıp sınıfa gittik; ama o kadar emindim ki o kızlar olayı burada bitirmeyecekti. Diğer derse geçmiştik ders Edebiyattı tabi ki çok sıkıcı geçecekti fakat hocanın arkasından biri daha girmişti sınıfa, o an çok yakışıklıydı demek istemiyordum ama öyleydi çok yakışıklıydı. Sınıfa baktığımda sadece benim yanımın boş olduğunu fark etmiştim ve orayı da çantam kaplıyordu ama yine de benim yanıma gelmek zorundaydı.
"Selam, Emre ben buraya oturmak zorundayım umarım rahatsız olmamışsındır." dedi soru sorarmışçasına ama ben rahatsız olsam bile ona bunu söyleyebileceğimi sanmıyordum. Salak gibi yüzüme bakmaya devam ediyordu bunun devam etmesini istemediğim için cevap verdim "Yok ne rahatsız olucam zorunluluktan yanımda oturuyorsun zaten."
Dersin bitmesine 10 dakika kalmıştı bende sıkıldığım için okuduğum kitabı açmıştım tabi kitabı açar açmaz ispikleyen biri olacağını hiç düşünmemiştim "Hocam Beste sanırım dersi dinlemiyor." onu o an boğmak istemiştim ama yapamamıştım yapamazdım "Bu seni niye ilgilendiriyor bonus kafa." gerçekten bonus kafa demek istememiştim zaten saçları kıvırcıkta olsa o kadar değildi ve ona çok yakışmıştı hoca tabi ki kitabımı almıştı ama zil çalınca geri alacaktım.
*
2 ders Edebiyat bitmişti ve Biyoloji vardı Biyolojiyi sevmesem de dersinde iyiydim hoca sınıfa girmişti ve herkese test dağıtmıştı "Bu konuda mütevazı olamayacağım herkesi ezer geçerim." dedim Emre'ye bakarak ama sanırım Emre de bu konuda iyiydi çünkü küçük bir kahkaha atmıştı. Korkmamıştım çünkü kendime güveniyordum 10 dakikamız vardı ve ilk ben bitirmiştim.
Hoca herkesin testini toplamıştı fakat ben Emreyle rekabete girmek istiyordum ama Biyoloji hocası testleri topladıktan sonra herkese soru sormaya başlamıştı sıra bana geldiğinde hoca şunu sordu "Bir hücrenin bölünebilmesi için ne gerekmektedir?" bu soru benim için çerezdi ama daha bir şey demeden Emre el kaldırmıştı tabi hocada Emre'ye söz hakkı vermişti ama bu benim hakkımdı Emre konuşmaya başlamıştı "Bir hücrenin bölünebilmesi için belirli bir büyüklüğe ulaşması gerekir." aslında doğru söylüyordu ama eksikti o yüzden ben katıldım "Aynı zamanda nükleik asitlere sahip olması gerekir." demiştim ve Selin hoca ikimizi de tebrik etmişti; Emre bana dönüp bu burada bitmedi dedi ve konuşmaya devam etti "Hepsi bu kadar değil Beste hocam devam ediğim, mitoz bölünme, bakteri ve mavi yeşil algler hariç bitkiler ve hayvanların soma hücrelerinde şekillenir." bunları nerden biliyordu ve Emre tekrar bana dönüp " Çok iyisin Beste ama biraz eksik gibi." dedi sırıtarak ve bende zil çalar çalmaz hoca hiç bir şey demeden sınıftan öfkeyle çıkmıştım.
*
Öğleden sonra 2 ders vardı ve bitmişti artık kütüphaneye gidebilirdim; Berk'e eve gitmesini söyledim ve kendim kütüphaneye gittim. Artık bitirmek üzere olduğum kitabı açtım ve en sevdiğim şarkıyla beraber kitabımı okumaya başladım.
1 saat falan geçmiştir diye telefonumu açtım ve saat 18.47 olmuştu ne ara be ve tabi kitabı bitirmiştim.
*Yeni Mesaj*
Annem yazmıştı yemek yememiş beni beklemişler, ben ise açlığımı hiç hissetmemiştim ama annemin endişelenmemesi için hızlıca eve gidiyordum ama maalesef yolda biriyle karşılaşmıştım tabi ki Emre "Ooo n'aber Yenilen Güzel." bana bunu demesinden nefret ediyordum sadece 1 kere hata yapmıştım. " Beni sadece 1 kere yendiğin için sevinme yarın tekrar hesaplaşıcaz" dedim özgüvenli bir şekilde ve yine sırıtarak uzaklaştı; nasıl hem yakışıklı hem gıcık ve sessiz biri olmayı beceriyor anlayamıyorum. Eve girer girmez mutfağa koşmuştum, annem tek başına sofrayı kurmuştu anneme sarılıp "Tam zamanında yetişmişim." dedim ve güldüm. Berkte geldi ve ben herkesten önce yemeye başlamıştım, her zamanki gibi annemin yemekleri çok güzeldi annem ve Berk ne kadar yavaş ye dese de hızlıca yiyip odama çıkmıştım. Hemen kendimi yatağıma atmıştım, telefonuma baktığımda gelen mesajla tüm uykum kaçmıştı.