4.Bölüm Her Şey Karıştı

5 3 1
                                    

"Beste ağlama artık yeter senin suçun değildi."

Annem ve ağabeyim araba kazası geçirmişti ve maalesef annem hayatını kaybetmişti, ağabeyim ise komadaydı ve ne zaman uyanacağı hakkında bir fikrim yoktu ve tüm bu olanlar yüzünden kendimi suçluyordum. Can kaç defa senin suçun değil dese de benim suçum olmadığını ağabeyim uyanırsa anlayacaktım. Keşke sabah beni de kaldırsalardı, nereye gidiyorlarsa üçümüz gitseydik keşke, keşke ağabeyim odasında mı diye baksaydım. Keşke o arabada annem yerine ben olsaydım. Keşke.

"Beste; iyi misin? Özür dilerim seni zorlamamalıydım."

Emre gelmişti sürekli özür dileyip duruyordu. Kulaklarım tıkanmış gibi hissediyordum. Hiç bir şey duyamıyordum. Gözüm kararıyordu.

 "O iyi mi?"

"Kalkmaması daha iyi lütfen odadan çıkın."

"Tamam, yanlış bir şey yaptıysak özür dileriz."

Gözlerimi açtığımda oda da tek başımaydım. Duyduğum sesler Emre ve Can'a aitti. Şimdi neredelerdi? Ve ben; bana ne olmuştu? Kafamın içinde her zamanki gibi sorular dönüyordu. Kendimi çok kötü hissediyordum. Keşke bu yaşananlar saçma sapan bir kabus olsaydı.

Dışarıdan bağırış sesleri geliyordu. Seslerin kime ait olduğunu anlayamamıştım o yüzden dışarı çıkıp bakmıştım. "Siz aptallar neyin kavgasını ediyorsunuz acaba. Kavga edecekseniz defolun gidin, gelmenizi ben istemedim. Burada bir işiniz yok diye düşünüyorum o yüzden gidin." ikisini de dövmek istiyordum o zaman kavga nedir anlarlardı.

                                                                                *

Hastaneden çıkmıştım 1 hafta geçmişti ama ağabeyim hâlâ çıkamamıştı. Her gün okul çıkışı onun yanına gidiyordum ama doktorlar ne iyi ne de kötü bir şey söylüyordu. Bu olayları babam öğrenmiş miydi hiç bir fikrim yoktu o yüzden arayıp anlattım. O da benim gibi çok ağlamıştı ve ağabeyimin yanına hastaneye gelmişti.

"Bu nasıl oldu?"

"Bilmiyorum sadece araba kazası olduğunu öğrendim. Devamını Berk uyanınca öğrenebiliriz."

Babam gece bile orada kalmıştı ama bu hiç bir şeyi değiştirmeyecekti. Ben odamdaydım evde tektim. Zaten ne bekliyordum. Annemi çok özlemiştim artık ona sarılamayacaktım. Sesini duyamayacaktım. Her şeyini çok özlemiştim annemin. Yine dayanamayıp ağlamaya başladım ama kimse yanımda olmayacaktı. Bundan sonra tektim çünkü ağabeyimin kalkması bile bir şey değiştirmeyecekti. Telefonuma mesaj gelmişti hiç bakmak istemiyordum çünkü o gerizekalı olduğundan emindim. Bir mesaj daha gelmişti. "Üzgünüm prenses anneni kaybetmen kötü oldu ama bu oyun bitti anlamına gelmiyor. Görev 3 Emre şuan atölyesinde resim yapıyor onun yanına git." Ve 2. mesajda bir fotoğraf vardı fotoğraftaki kişi Emreydi dediği gibi resim yapıyordu. Bende Emre'nin güvende olduğunu düşünmedim çünkü ona zarar verebilirdi onu da kaybedemezdim. Tabi bu korkumun sebebi Nehir'i tehdit ettiği şeydi.

Giderken hep Nehir'i ve ağabeyimi düşündüm. Neden bilmiyordum ama içimde kötü bir his vardı. Bende gidene kadar en sevdiğim şarkıyı dinledim.

"Emre aç kapıyı."

"Tabi."

Her zaman buraya girdiğim an gözlerim resimlerine kayardı ama bu sefer öyle olmamıştı direk ona bakıyordum ve neden geldiğimi anlatmıştım.

"Nasıl istersen otur dur işte ben bir şeyler çiziyorum."

O da artık bıkmıştı bu oyundan ikimizde sıkılmıştık. Aklıma bir an Emre'nin bana bir şey söyleyeceği gelmişti tam söylerken beni Can aramıştı ve yarım kalmıştı. "Emre sen bana bir şey anlatacaktın şimdi anlat." Beni duymuştu ama cevap vermemişti. Tabi cevap verdi ama alakasız oldu. "Denemek ister misin?" dedi ve fırçayı uzattı bende fırçayı alıp yanına geldim. "Ee neden  cevap vermiyorsun." Yine aynı şeyi yapmıştı cevap vermemişti ama ben tedirgin olmaya başlamıştım. İçimdeki kötü his birazdan ortaya çıkacaktı.

"O kişi bana da yazdı."

"Nasıl ya. Ne dedi?"

"Saçma sapan şeyler işte Beste yapmak istemiyorum şu sırrını söyle sende yapma uyma şu beyinsizin kurallarına kim ya bu onu dinlemek zorunda değiliz tamam mı? Bana dediklerinin hiç birini yapmayacağım ve nerden biliyoruz belki annen onun yüzünden öldü. Berk ise onun yüzünden bu halde."

"Seni tehdit ettiği şey ne?"

"Sana zarar vermemi istedi. Bunu yapamam biliyorsun yani aynı şey oluyor ya ben sana bir şey yapıcam ya da o sana bir şey yapacak."

"Şu zarar vermek işini açar mısınız? Öldürmek mi? Canını yakmak mı? Yoksa üzmek anlamında mı hiç bir şey anlamadım."

"Öldürmek Beste. Belki annen ve Berk'in geçirdiği şey sadece bir araba kazası değildi."

"Yeter artık açma şu konuyu."

Sessiz şeytanı özlemeye başlamıştım. Onsuz bir hayat düşünemiyordum. Ya kalkmazsa düşüncesi geçiyordu hep içimden. Eğer Emre'nin dediği gibi bir konuysa bende hiç bir şey düşünmeden o kişiyi öldürürdüm. Bu sefer çok ciddiydim.

"Özür dilerim haklısın ama bana şu büyük sırrını söyler misin?"

"Hayır!"

Dedim ve oradan uzaklaştım. Eve gidemezdim sürekli Berk'i ve annemi düşünecektim biliyordum. Hastaneye gitmeyi tercih etmiştim. Babam hâlâ oradaydı. "Haber var mı?" Babam sürekli ağlıyordu o da benim gibi kendini suçluyordu. Bende kendimi kötü hissediyordum. Ayağa kalktım ve Berk'in yattığı odaya bakmaya gittim tabi ki camdan bakıyordum. "Lütfen uyan Sessiz Şeytan seni özledim lütfen kalk sensiz yapamam." Dedim fakat Berk orada değildi. "Baba Berk nerede? Ya sessiz kalma bana bak söylesene Berk nerede? Ne oldu? Konuşsana ya baba bir şey de. Lütfen baba bir şey de." Berk yoktu. Bundan sonrada olmayacaktı. Seni çok özlemiştim Berk neden gittin. Lütfen ya neden gittin Berk. Sevdiğim herkes gitmişti kimse kalmamıştı.

                                                                             *

"Emre kapıyı açar mısın? Kaç gündür okula gelmiyorsun. Ben tüm sevdiklerimi kaybettim sen kal olur mu? Hadi aç kapıyı."

İçeriden ses gelmiyordu ve fark ettim ki kapı zaten açıktı. İçeriye girmiştim kimse yoktu. Belki evindedir diye düşündüm ve telefonumu açtım. Onu arayacaktım ama masada bir zarf vardı merakımı yenemedim ve zarfı açtım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yarım KaldıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin