Hayır

1 0 0
                                    

1 ay sonra...

Günlerdir neden bu kadar huzurlu olduğumu düşünüyorum. Malum olayın üzerinden biraz zaman geçti ve bu süreçte her geçen gün daha da rahatlamaya, kabullenmeye başladım. İçimden bir ses olanlara sevinse de kendime bunu yakıştıramıyorum. Her ne kadar kabullenmek istemesem de şu an iyi ki beni terk etmiş diyorum.

Psikoloğum ile konuştukça aslında senelerdir ne kadar manipüle edildiğimi, içimde yaşanan kıyametin aslında dışarıya vurulamadığını fark ediyorum. Bu süreçte psikoloğum sadece benimle değil ailem ile de görüşmeler yaptı. Babam her ne kadar durumdan memnun olmasa da benim evlenmemiş olmama çok seviniyor. Annem ise sadece benim psikolojik olarak rahat olmamı ve ruhumu iyileştirmemi önemsiyor. Her ikisi de kendilerince bana yardımcı olmak istiyorlar. Bu yüzden her ikisinin tarzında da tedavi yöntemleri deniyoruz. Annem ile her sabah koruda koşup sonrasında meditasyon veya yoga yapıyoruz. Tabi bunlar değişiklik gösterebiliyor ancak annemle genelde kendi vücut ağırlıklarımız ile antrenmanlar yapıyoruz. Tabi ki babam ile uyguladığımız tedavi yöntemi çok farklı. Bazı savunma sporları üzerinde çalışıyoruz. Yani silah tutmayı öğrenmek veya hedefe ateş etmek savunma sporu sayılıyorsa.

Tam 1 aydır ailem ve psikoloğumun sayesinde depresyona direniyorum ancak son birkaç günüm daha zor geçiyor. Rüyalarımda sürekli düğün günü ile ilgili farklı senaryolar görüyorum. Kimisinde yine terk edilirken bir diğerinde düğün yapılıyor ve bir sonraki sahnede Okan ile bebeğimizi seviyoruz. Bu durum beni içten içe çok zorluyor ve son birkaç gündür yemek yemek, koşmak, atış yapmak hatta odadan bile çıkmak istemiyorum. Ailem bunu fark etmiş olacak ki sürekli odama uğrayıp bana farklı fikirler sunarak odadan çıkmamı sağlamaya çalışıyorlar. Benim için bu kadar çabalamaları beni daha da dibe batırıyor gibi hissediyorum. Onlar çabaladıkça depresyon kuyusu beni daha da içine çekecek gibi. Sanki onlar beni kendi halime bıraksa daha çabuk çıkarım gibi geliyor ama bunun yanlış olduğunu da biliyorum.

Psikoloğum ile yaptığımız online görüşmeler sırasında rutine bağlı bir bunalım olabileceğini ve bu yüzden rutinimi değiştirmem gerektiğini kavuştuk. 1 aydır her günün aynı geçmesinin aslında sandığımız kadar sağlıklı olmadığını fark ettiğimizde ailem ile yazlığa gitme kararı aldık.
Şu an arabadayız. Bütün sosyal hayatımı hiçe sayıp 1 aydır ailemin ve kendimin iyileşmesi için elimden geleni yapıyorum. Eminim bu çabasız bir şekilde savrulmaktan iyi hissettiriyordur.

Eve girdiğimizde kendimi çok daha genç hissettim. Çocukluğumda ve lisede aylarca kaldığım, dönmemek için ağladığım o yere seneler sonra gelmek farklı hissettirmişti. Üniversitede bazen arkadaşlarım ile kaçar gelirdik. Bazen Okan ile gelir biraz havuzda takılır dönerdik. Anıları bir kenara atıp odama çıktım. Hala eski, gıcırdayan, başlığında led ışıkları olan karyolam duruyor. Yatağa uzanıp kendimi dinlemeye çalıştım. Kafamın içerisinde binlerce ses dönüyor, kulaklarım uğulduyor.

Eşyalarımı yerleştirdim ve duş almak için üst kattaki banyoya girdim. Kısa bir duş alıp üzerime yaz akşamlarına uygun bir tayt ve Gap Sweatshirt giyindim. Aşağıda insanlar olduğu seslerden belli oluyor. Anlaşılan yemek masasında hoş bir sohbet var çünkü babamın kahkahası üst kata kadar geliyor. Verandaya çıktığımda kalabalık bir sofrada annem, babam  ve bir sürü insan vardı. Bir anda kendimi lise günlerimde gibi hissettim. Bu insanlarla o kadar çok vakit geçirmiştim ki. Hepsi ailem olmuştu. Hepimizin yazlıkları birbirine çok yakındı ve bu masadaki herkesin benimle aynı yaşlarda çocukları vardı. Hala arada gençler olarak görüşsek de bu şekilde ebeveynler ile bir araya gelmeyeli uzun zaman oldu.

Masada birisi var. Tanımadığım biri. Herkesle sarılıp öpüştükten sonra sıra ona geldiğinde duraksadım. Yüzü bir yerden tanıdık gelse de onunla birebir tanışmadığıma çok eminim. " Merhaba, Pamir ben. Babanız sizden ve başarılarınızdan çokça bahsetti. Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum " dedi.
Pamir.
Pamir.
Pamir.

Ablak gibi adamın suratına baktığımı fark ettim. Adama cevap bile vermemişim. " Merhaba, Umay ben de. Teşekkür ederim. Buralarda mı oturuyorsunuz. Sizi daha önce gördüm mü pek emin olamadım açıkçası."

Gözlerini kıstı.
Yüzüne mesafeli bir tebessüm yayıldı. " Yan evdeyim ben. Annemi tanırsınız ancak ben çok uzun süredir gelmiyorum. Bu yüzden tanışma fırsatımız olmadı." Bunları söylerken beni baştan aşağı süzdü.  Taytımda gözleri fazla kalsa da bunun sebebinin kendi takım elbisesine olan tezatlıktan dolayı olduğunu düşünüyorum.

Masadaki yerime yerleştim ve babamın bana hazırladığı tabakta biraz oyalandım. Bir yandan babam ile Pamir'in arasında geçen sohbeti dinleyip bir yandan da annemlere kulak veriyordum. Anladığım kadarıyla Pamir inşaat sektöründe oldukça kıymetli bir yere sahip. Babama keyif alarak anlattığı ihale tehditlerini, taranan arabaları ve bunun gibi saldırıları saymazsak başarılı bir iş adamı olduğu açıkça belli.

Masada herkes ufaktan çakırkeyif olup kendi aralarında hoş bir sohbete daldı. Ben ise bu durumu değerlendirerek bir kadeh şarap ile usulca bahçeye çıktım. Şezlonglardan birine oturup havuzun üzerine konan küçük sinekleri takip etmeye başladım. Biraz ileride, telefon ile konuşan birinin sesini duyuyorum ama evden gelen kalabalık insan sesi ile karışıyor. Telefondaki kişinin Pamir olduğunu anladığımda nedensizce biraz gerildim. Ayak parmaklarım gerginliğim yüzünden içeri kıvrılmaya ve soğuk daha da kendini hissettirmeye başladı.
Pamir yanıma yaklaşıp kaşlarını kaldırdı. " Bu havada dışarıda ne işin var?  Hasta olucaksın. Zaten pek sağlıklı durmuyorsun. " dedi. Şok oldum. Tam anlamıyla gerçekten şok oldum ve çok sinirlendim.
" Sağlıklı olmadığımı nereden çıkardınız ? "
" Solgun ve yorgun duruyorsunuz.  Beslenmediğiniz de hesaba katılırsa bağışıklık sisteminizin düşük olması çok normal."
Tamam. Konu neden yine aynı yere geldi? Niye herkes terk edildiğimi biliyor?

Ceketini çıkarttı ve titrediğini bile fark etmediğim vücuduma sardı.
" Tanıdığım en zeki kadınsın Umay ama zekan bile güzelliğinin yanında sönük kalıyor. Sana gereken değeri vermeyen kimse için kendini yıpratma. "

Siyasi SenaryoWhere stories live. Discover now