Oh Yoon Hee Pov:
Yine nefret ettiğim alarm sesini duyduğumda sinirle yatağımdan doğrulup alarmı kapattım. "Neden Hera place'e gitmek zorundayım ki ?" Yataktan kalkmadan önce her zamanki gibi telefonumla ilgilendim. " Bizimkilerde daha yeni kalkmış demek." Telefonu bırakıp yatağımdan kalktım, sabah yaptığım klasik şeyleri yapmak için banyoya girdim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçalayıp giyinmek için odama geri döndüm. " Az daha pedi unutuyordum!" Pedimi elime alıp banyoya girdim.
" Bu da tamam olduğuna göre, giyinip evden çıkabilirim." Üzerime bir şeyler giydim, çalışma masama oturup düşündüm. Rona, arkadaşlarıyla beraber kalacaktı son günler. Peki ben napacaktım?
Çantamı hazırlamaya başladım, kulaklık ve makyaj malzemeleri, yedek ped falan koydum. "Tamamdır!" Çantamı elime alıp, evden çıktım. Geç kalktığım için kahvaltı etmeyi unutmuştum.**********************
"Mari lütfen bir ıssırık ver, bugünde yemek yiyemedim!"
Mari'ye yemek için dilenirken umursamadan hayvanlara vermeye devam etti. "Onlara veriyorsunda bana niye vermiyorsun?" Arkasını dönüp bana mal mal baktı ve iç çekerek bana doğru geldi. "Al madem bu kadar açsan" Elindeki Ekmeğin yarısını bana verdiğinde boynuna sarıldım. "Ya tutsana düşücem amk!" "Sende boynuma atlamasaydın be gerizekalı!" Geri çekilip yarım ekmeğimi yemeye başladım.Biz bankta otururken girişte bizimkileri gördük.
"Yoonchul,Suryeon,Logan Buraya!" Bağırarak el salladığımda bize doğru dündüler, ardından buraya doğru geldiler.
"Sen yine mari'nin yemeğini mi çaldın?" Suryeon'a dik dik bakıp ekmeğimden bir ıssırık daha aldım. "Çalmadım, o verdi" mari göz devirip elindeki köpeği sevmeye devam etti. "Pek öyle durmuyor ama" Yoonchul'ada dik dik bakıp son lokmamı yedim.Kimse içeriye geçmeyi düşünmüyormuş gibi bahçe de dik dik dikildiğinde bu işe bir el attım. "İçeriye girmeyi düşünmüyor musunuz?" Herkes bana bakmak yerine gergince başka yerlere bakmaya başladı. "Yoksa seojin-" "Selam, nasılsınız?" Hepimiz duyduğumuz sesle katkatı kesildik. Bu transtan çıkan ilk kişi suryeon oldu. "Neden geldin?" Seojin yalandan yere dudaklarını büzdü. " Size selam vermeye gelmiştim." Suryeon güldüğünde, seojin sinirlenmiş gibi gibi gözüküyordu.
"Kesin sadece selam için gelmişsindir." Seojin tam bir şey diyecekken izlemeyi bırakıp araya girdim. "Kavga etmeyin, birazdan içeriye girmemiz gerekecek." Diğerleride beni onayladığında suryeon kavga etmek yerine banka oturdu. Bende, seojin'in yakınına gittim.
"Kavga çıkartmasan olmaz mı?" Sırıtıp kulağıma yaklaştı. "Kavga ettirme o zaman." Nedensiz yere geçirdiğim utançtan geriye doğru adım attım.Şanslıydım, seojin hiçbir şey dememişti ve öylece gitmişti. "Bir an beni bırakmayacak sandım." Hep beraber güldük, ama onların yalandan yere güldüklerini anlayabiliyordum.
Toplantı boyu çok gerilmiştim çünkü seojin beni hep izlemişti. Şuan da toplantı bitmişti ama hâlâ beni izlediğini hissedebiliyordum. " Ya beni bırakıp nereye gittiniz hıyarlar!"
Kafamı sıraya koyup gözlerimi kapadım.Kendimi huzurlu ve rahat hissetmeye başlamıştım ki yanıma biri oturdu. Kim olduğunu görmek için gözlerimi açtım ve kafamı kaldırdım. "Günaydın ezik" "Günaydın.." Birkaç dakika yüzümü inceleyip daha rahat bir oturma pozisyonuna geçti. "Benimle geçirdiğin birkaç ay neler yapman gerektiğini söylemeye geldim" 'Bir de kural mı belirlemiş?' Sıkıntıya oflayıp ne diyeceğini beklemeye başladım.
Devam etmesini beklerken mal gibi yüzüme bakmaya devam etti. Bu bakmaları aniden sırıtmasıyla son buldu. "İlk olarak,sakın bana karşı çıkma" 'Sanki bir kurgunun içindeyim amk,bu ne ya?!' Kafamı olumlu anlamda salladığımda devam etti. "Eğer işaret parmağımı kaldırısam, bu bana cebimdeki paketten bir sigara çıkarıp benim için yalman gerek demek oluyor" Zaten bu kural normalde de olduğundan biliyordum.
Daha hiç birşey demediğinde şaşırdım. "Hepsi bu kadar mı?" "Evet,sana sadece bu birkaç ay ayrıcalıklı davranıcam" Ağzım şaşkınlıkla daha da aralandığında sırıttı. "Yani bana bu birkaç ay boyunca vurmayacak mısın?" "Aynen öyle" 'Şansızlığım şansım oldu desne!' Sevinçle kendi kendime gülmeye başladım. 'Bana vurmaması için yapmаk gereken onu tatmin etmek,bir de üstüne kendi zevkimede odaklanabilirsem..' Kesinlikle bu anlaşmadan en kazançlı ben çıkardım.
"Yoonhee?" Mari'nin sesini duyunca tüm düşüncelerimi bir yana bırakıp yanlarına gitmek için ayaklandım. "Hop,nereye?" Seojin beni kolumdan yakalayıp kendine çevirdi. "Arkadaşlarım-" Beni kendine daha çok çekip kulağıma yaklaştı. "Eğer gidersen olucaklardan ben sorumlu değilim,bir de arkadaşların zorbalığa uğradığını öğrenince üzülmezler mi?" Dediği şeyleri ciddi bir şekilde düşünüp yutkunarak arkama döndüm.
Bizimkiler anlamamış gibi buraya bakıyorlardı. Tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken seojin beni aniden kucağına aldı.
Yoonchul Pov:
Az önce seojin yoonhee'yi kucağına almıştı ve ben yanlış görmemiştim. Diğerlerine baktığımda onlarında şaşkın olduğunu gördüm. "Ben bile Dantae'nin kucağına oturana kadar ilişkimizde üç ay geçirmiştik" Hepimiz birden logan'a döndük. "Ben seni seme sanıyodum lan" "Bende öyle sanıyodum" Suryeon'u onayladım ve logan'ın gergin yüzüne bakmaya başladım. "Bende başta öyle sanıyodum ama adam bir anda beni altına aldı valla" Hepimizin boşluğuna gelmiş olucak ki anırmaya başladık.
Logan hepimize malmışız gibi bakmaya başlayınca durduk. "Yoonhee'yi unuttuk!" Suryeon bu aralar çok mu zekiydi bana mı öyle geliyordu yoksa? "Bi ben dul kaldım heralde" Logan, Mari'nin omuzunu patpatladığında mari göz devrdi. "Her neyse baksanıza yoonhee utanmış gibi duruyor" "Sanırım gerçekten mari tek kalıcak yakında" mari söylediğim şeyler yüzünden üzerime atlamaya çalıştığında suryeon'nun arkasına geçtim.
**********************Oh Yoon Hee pov:
Son toplantıda bittiğinde seojin beni görmeden kaçabilmek için hızlıca hazırlanmaya başladım. "Ne bu acele?" 'Siktir yakalandım bile Gergince arkama dönüp seojin'e el salladım. "Merhaba.." Yüzümdeki gergin gülümseme gözlerindeki siniri görünce yok oldu. "Benden kaçmaya mı çalışıyorsun?" "Hayır!" "Eğer amacın buysa elimden bir kaza çıkabilir" Saçlarımı okşamaya başladığında yutkundum.
Bizimkilerin hepsi bugün sevgililerinin yanına gideceklerdi, bu da demek oluyor ki beni kaderime terk ettiler. "Hadi gidelim" Aniden beni çekiştirmeye başladığında afalladım. "Nereye?" "İlk günümüzü kutlamalıyız" Sırıtarak önüne geri döndüğünde ona büyülenmiş gibi bakmaya başladım.
Tam kendime geldim derken elimi tutması ile tekrar afalladığımı hissettim. "Elinde çok soğukmuş ha" 'Cidden üç yıldır dayak yediğim kadının elini tutmak çok garip geliyordu' Bu garip hissin yanında bir his daha vardı,ne olduğunu bilmediğim bir his. Öfkem,üzüntüm ve seojin'i her gördüğümde hissettim utancın yanında garip bir hissin birleşimi gibiydi.
Kısacası hem öfke hemde adlandıramadığım bir şeyi aynı anda yaşıyordum ve bunun tek sebebi Cheon Seojin'in ta kendisiydi.