Sıfır uykuyla gittiğim okulda ağırlaşan göz kapaklarıma daha fazla engel olamadım ve neredeyse 3 dersin tamamını derin bir uykuda geçirdim. Bana kalsa günün sonuna kadar böyle kalabilirdim ama 4. derse girmeden önce yanıma gelip omzuma dokunan Peter'la sohbet etmek için uyandım.
Günün geri kalanındaki derslerimizin tamamı ortaktı. Normalden farklı bir şey olmadı ve okul saati bitti. Çıkışta Peter'la okulun yakınlarında bir parkta yürüyüş yapmaya karar vermiştik. Önden çıkıp Peter'ın eşyalarını toplamasını beklerken annemleri arayıp haber verdim. Yanıma gelen Peter'la birlikte yavaş yavaş yürümeye başladık. Yol boyu birbirimize kaçamak bakışlar atsak da ikimiz de başımızı eğmiş sessizlik içinde yürüyorduk. Okul ortamında konuşurken çok rahattım ama ilk defa başbaşa bir şey yapıyorduk ve ben utanmama engel olamıyordum. Sonunda parka ulaştığımızda Peter ilk defa konuştu ve bir banka oturmayı teklif etti. Oturduğumuzda artık bir şeyler konuşmamız gerektiğini fark ettim ve sohbeti başlatan ben oldum.
"Bana hayatından çok bahsetmedin. Şu an burada olmasaydık, eve gitseydin napardın? Senin hakkında daha çok şey bilmek istiyorum."
"Yaniii... Bilirsin işte. Her liselinin yaptığı gibi sıradan şeyler. Hatta çok sıradan. Ultra sıradan yani. Çok basit."Yine gereksiz şekilde uzattığı cümlesine güldüm
"Peki, anladım. Çok ama çok basit bir hayatın var.:
"Aynen öyle. Peki ya sen? Buraya alıştın mı?"
"Alışmaya çalışıyorum diyelim. İlk zamanlara göre çok daha iyiyim ama hala tam olarak ev gibi hissettirmiyor."
"Bu çok normal, seni anlayabiliyorum Hilal. Annem ve babam gittikten sonra halamla yaşamaya başlamak da aynen böyle hissettirmişti."(Ne alaka bu drama ben de anlayamadım.)Peter'la bu gibi şeylerden konuşurken bir de parkın biraz ilerisinden uçarak yeşil dumanlar içerisinde bir adam geçti. Peter telaşla bana dönerek hemen eve gitmemi söyledi.
"Sen ne yapacaksın?"
"Ben de eve gidiyorum, evlerimiz ters yolda."
"Evimi nereden biliyorsun ki?"
"Okuldan çıkarken görüyorum."Verdiği cevabı mantıklı buldum ve daha fazla oyalanmadan koşmaya başladım. Bir iki adım ilerledikten sonra arkamı döndüğümde Peter'ı hiçbir yerde göremedim. Bu kadar kısa sürede uzaklaşmış olmasına şaşırsam da o anlık korkuyla fazla üzerinde durmadım ve koşmaya devam ettim. İlerlerken ara sokakların birinin ucundan karşı caddedeki yeşil adam ve Örümcek Adam'ı gördüm. Ona bir şey olursa diye endişe duydum ve koşmayı bırakıp ara sokaktan göründüğü kadarıyla ikisini izledim. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Daha önce hissetmediğim hisler besliyordum bu adama karşı. Artık kendi içimde bir şeyleri kabullenmiştim. Ben durmuş onları izlerken anlık olarak gözlerimiz kesişti. Belki de duygularımın yönlendirmesiyle uyduruyorumdur ama o an benden güç aldığını hissettim. İçinde oldukları kavgayı kazanması dakikalar almadı. Karşısındaki adamı etkisiz hale getirdikten sonra o büyücüyü çağırdı. Büyücü adamı alıp gittiğinde önünde durduğum ara sokağı kullanarak yavaş adımlarla bana doğru yürümeye başladı. Onu bekleyemeden koşarak ona ulaştım ve boynuna sarıldım. Ellerı yavaşça belimi, başıysa boynumu buldu. Kokumu içine çekti.(Lanet olsun dostum bu da ne böyle. CRINGE.)
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Yanımda olduğun için."Ayrıldıktan sonra bir süre sadece durup birbirimize baktık. Dayanamayıp bir kez daha sarıldığımda beni sıkıca tutup havalandırdı ve etrafında yavaşça döndü.
"Seni evine bırakmalıyım."
"Bir kez daha ağlarla uçmak istediğimi sanmıyorum. Gerçekten korkutucuydu."
"Sen nasıl istersen. Yürüyebiliriz."
"Bu beni çok mutlu eder."Evimin yoluna doğru döndüğünde koluna girmem için centilmence kolunu uzattı. Bu hareketine gülsem de fırsatı kaybetmemek için hemen koluna girdim. Yol boyunca her zaman yaptığımız gibi saçmasapan konulardan konuştuk ve bol bol güldük. Evimin hemen arkasında kalan bir ara sokağa girdiğimizde beraber geçirdiğimiz zaman biteceğinden içimde bir burukluk oluştu. Birden beni durdurup sırtını duvara yasladı ve yavaşça yere çöktü. Ben de hemen yanına geçip aynı şeyi yaptığımda kafasını bana çevirdi ve konuşmaya başladı.
"Çok yorgunum."
"Biliyorum ve özür dilerim. Seni çok oyaladım."
"Hayır, dinlenmek için buradayım. Yanındayken hayat duruyormuş gibi hissediyorum. Tüm bu örümcek adam olayı hiç yokmuş gibi, ben de normal bir insanmışım gibi..."
"Beraberken iyi hisseden tek kişi sen değilsin."
"Hilal,"
"Dinliyorum."Cümlesinin devamını getirmeden önce uzun uzun gözlerime baktı ve derin bir nefes aldıktan sonra asla beklemediğim bir şey söyledi.
"seni seviyorum."
Duyduklarımla gözlerim kocaman açılırken bir rüyada olup olmadığımı merak ettim. Böyle bir şeye asla olanak vermemiştim. Duygularımın tek taraflı olacağına inandırmıştım kendimi. Bunları ondan duymak bir peri masalındaymışım gibi hissettirmişti. Uzum sayılabilecek bir süre sessiz kalınca endişeli sesiyle konuştu.
"Hayır, hayır çok özür dilerim. Bunları söylememeliydim her şeyi mahvettim. Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Aynı hissetmemeni anlıyorum. Ben, hemen şimdi gidiyorum-"
Nefes almadan söylediklerine bir son vermek için elimle yavaşça çenesinden kavradım. Hareketimle duraksadı ve beklemeye başladı. Anlık gelen cesaretimle maskenin üstünden dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktım. Tüm vücudunun kasıldığını ve heyecanlandığını hissedebiliyordum. Geri çekildikten sonra konuşmasına izin vermeden ayağa kalktım.
"Gece seni bekliyor olacağım."
Yine bir şey söylemesine izin vermedim ve arkamı dönüp evime doğru yürümeye başladım. Onun göremeyeceği bir noktaya geldiğimde koşarak eve ulaştım ve kimseye selam bile vermeden az önce olduğumuz ara sokağı gören pencereye çıktım. Eli dudaklarındayken bıraktığım şekilde bekliyordu. Onda bıraktığın etki daha çok gülümsememe sebep oldu ve yaşananları düşünmek için odama çekildim.
You didn't see that coming canım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Spider-boy/Peter Parker
FanficHilal hesabımı ifşa etme uğruna bunu yazıyorum kıymet bil canım.😘