Eve geldikten sonra odalarımıza çıkıp üstümüzü değiştirdik her zamanki gibi eşofman takımlarımızı giydik zaten evde takım elbiseyle dolaşacak değiliz ki gerçi böyle mafya boylar dolaşıyor neyse konumuz bu değil
Rüzgar" Eren Eeeereeen lan oğlum ses versene öldün mü kaldın mı Ereeeeen"
"ya sabır ya sabır NE VAR NE!" salona geçtiğimde rüzgar koltukta dana gibi uzanmış telefona bakıyordu
Rüzgar" öldün mü lan niye cevap vermiyorsun"
"he öldüm şuanda hortladım geldim Allah'ım ya ne var eren eren söyle"
Rüzgar" ne yiyeceğiz açım ben"
"bu muydu yani o kadar yaygara aç olman için miydi"
Rüzgar"evet çünkü açım"
"anladık açsın. ne yiyeceksin"
Rüzgar" kebap, adana dürüm, köfte ve son olarak çiğ köfte ha bide içli köfte olsun"
"zıkkımın kökünü ye .o kadarını nasıl yiyeceksin"
Rüzgar" köfteye senide kattım "
"Allah senden razı olsun rüzgar beni köfteye katmasaydın nolurdum kim bilir"
Rüzgar" üf tamam be diğerlerinden sadece tadına bakabilirsin "
"tamam tamam bak söylüyorum son kararın mı"
Rüzgar" evet hadi söyle" tabi ki hepsini söylemicem gene böyle yemişti hastanelerde süründü daha doğrusu süründük
"iyi ben gidip söyliyeyim "
Rüzgar" ya cansın can" deyip telefonuna tekrar döndü ona göz devirip yemeği söyleyip bende kendimi koltuğa attım telofonu mu açtığımda whatsapp'tan bildirimler düşmeye başladı girdiğimde bunların öz ailem olduğunu gördüm
"oğlum ben annen didem " didem hanım diye kaydettiniz
"yavrum ben baban serkan" serkan bey diye kaydettiniz
"abicim ben barış abin" barış abim diye kaydettiniz
"abim ben demir abin" demir bey diye kaydettiniz
"melih abin ben" melih bey diye kaydettiniz
"egemen abinim" egemen bey diye kaydettiniz
Hepsine "tamam" yazıp gönderdim biraz kısa oldu ama olsun şimdi hepsine ne diyeceğim ben hem ben aynı zamanda üşengeç bir insanım. Kapı çaldığında rüzgar kapıya bakmaya gitti geldiğinde elinde o çok istediği yemekler vardı
Rüzgar" hayat çok pahalanmış be kanka"
"ne sandın o kadar şeye 100 liramı verecektin"
Rüzgar" off hayır ama neyse hadi kardeşim sen başla ben bardak alıp geliyorum" kafamı salladım rüzgar geldikten sonrada yemeğe başladık. yemeğimizi yedik şimdi ben odada uzanmış telefona bakarken didem hanımdan mesaj geldi.
Didem" oğlum geç oldu kusura bakma yarın bize kahvaltıya gelir misin hem konuşacaklarımızda vardı"
"gelirim siz sabah bana konum atarsınız o zaman "
Didem" atarım oğlum, iyi geceler sana sana "
" iyi geceler" bir süre aha telefona baktıktan sonra sabaha alarm kurup yattım. Sabah alarmın sesiyle uyandım
" noluyor ya kim kurdu alarmı of" deyip kapattım biraz daha uyumak için gözlerimi kapattım anaaaaa bu gün kahvaltıya gidecektim hemen yataktan fırladım hızlı bir şekilde üstüme ne bulduysam giydim ve koşar adım aşağı indim ve artık alışmış olduğum rüzgar gene ve gene koltukta oturuyordu
Rüzgar" ooooo eren hazretleri siz bu kadar erken kalkar mıydınız ya"
"ben sana söylemeyi unuttum dimi"
Rüzgar" neyi"
"dün gece didem hanım kahvaltıya çağırdı konuşacakları mı ne varmış o yüzden konum atmışlar çıkıyorum ben o yüzden şimdi"
Rüzgar" tamam kardeşim dikkat et"
" sende görüşürüz"
Rüzgar" görüşürüz" vesteriyeden arabanın anahtarını aldım ve arabaya bindim attıkları konuma doğru sürmeye başladım.
yorum yapmayı ve oy atmayı unutmayın görüşürüz <3
