0.4

62 10 109
                                    

"Ne kadarını duydun?"

Siyah saçlı genç, küçüğüne şaşkınlık içerisinde bakarken küçüğünün duygu kırıntısına rastlayamadığı sesi onu endişelendiriyordu.

"Yanağından öpüp, öptükten sonra şok olduğun için konuşamadığını ve bunun çok güzel olduğunu."

"Bak ben ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum... Ama-"

"Tek bir cevap istiyorum Yeonjun-ah. Evet ya da hayır."

"Peki evet dersem, seni kaybedecek miyim?"

"Sanmıyorum."

Aldığı cevapla rahatlarken koyu irislerini miniğininkilere sabitledi.

"Öyleyse... Evet. Senden çok hoşlanıyorum."

Siyah saçlı genç, dudaklarına değen hoşlandığı çocuğun dudaklarıyla ne yapacağını bilememişti. Masum bir öpücüktü bu, sonunda kirli düşüncelerin yer olmadığı tatlı bir öpücük...

Hyungu, olayın farkına vardığında ellerini küçüğünün beline yerleştirip öpüşüne karşılık vermeye başlamıştı. Bir süre sonra kumral saçlı genç; büyüğünün dudaklarını son kez emip, ıslak bir sesle dudaklarını birbirlerinden ayırmıştı.

"Öyleyse..."

Sözlerine birkaç saniyeliğine duraksadı küçük olan.

"Erkek arkadaşım ol, Yeonjun-ah."

Sesi kısık kısık çıkıyordu. İrislerini büyüğününkilerle buluşturmuş, onun vereceği cevabı bekliyordu. Karşısındaki bedeninse bunu beklemediği çok netti.

"Ne?"

Büyüğünün bu şaşırma nidasına karşılık omuz silkti kumral saçlı genç.

"Ne duyduysan o. Erkek arkadaşım ol. Veya flört, her neyse işte."

"Sen ciddi misin?"

Koyu irisler duyduklarını sorgular bir şekilde ona nazaran daha açık renkte olan irislere bakıyordu.

"Ordan bakınca şaka mı yapıyormuş gibi duruyorum?"

Duyduğu cümle karşısında onaylamaz şekilde başını salladı. Hâlâ olanların gerçekliğini sorguluyordu.

"Öyleyse çık beninle Yeonjun-ah."

Büyülenmiş şekilde küçüğüne bakarken ne diyeceğini bilememişti, siyah saçlı. Kumral saçlı oğlansa, dudaklarına kapanan dudaklarla almıştı cevabını.

Hâlâ küçüğünün belinde olan ellerinin tutuşunu sıklaştırarak, kucağına oturtmuştu miniğini. Siyah saçlının iki kolu da kucağındaki kendisine nazaran daha minik kalan bedenin belini sıkıca sararken; küçüğünün elleriyse onun boynuna, bacaklarıysa beline dolanmıştı.

Nefessiz kalıp geri çekildiklerinde soluklanmak ve biraz da sevgilisinin kokusunu içine çekmek için kafasını onun boynuna gömdü, siyah saçlı oğlan. Boğuk çıkan sesiyle az önce kendisine yöneltilen soruyu cevapladı.

"Peki, çıkalım."

Kelimelerinin ardından kucağındaki bedeni iyice kendisine çekmiş, küçüğünün boynuna onun kokusunu içine çeke çeke bir öpücük bırakmıştı. Kumral saçlı oğlansa bu öpücükle titrediğini hissetmişti.

"Seni seviyorum."

Boğuk çıkan sesi küçüğünün heyecanlanmasını sağlıyordu. Duyduğu kelimelerde yanaklarının kızardığından emindi. Boynuna dökülüp huylanmasını sağlayan siyah tutamlara bir öpücük kondurdu.

Serendipity //BeomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin