But l like you

47 9 15
                                    

Telefonu kapattıktan sonra üstümü giyinmeye başladım. Bir yandan da grupta konuştuğumuz konuyu düşünüyordum, gerçekten Jaehyun benden hoşlanıyor olabilir miydi?

Daha doğru düzgün göz göze bile gelmemişken, gülmemişken? Bu mümkün müydü?

Instagram hesabında sadece profil fotoğrafı vardı onun dışında gönderi atmamıştı. Kendi kendime düşünüyorum acaba bugün de bundan önceki günler gibi davranacak yoksa farklı mı?

Üstümü giyindikten sonra saçlarıma fön çektim. Bir süre sonra zaten Leehan hyungun araması geldi. Çok bekletmeden açtım telefonu.

"Efendim hyung?"

"Hazırlandın mı Woonhak?"

"Hazırım evet paramı alıp çıkıyorum."

"İyi güzel sana bunu söylemem gerek, ben okula geldim şimdi tamam mı."

"Evet."

"Bir baktım bizim jaehyun 11. Sınıfların katında dedim ki hasbinallah bunun burada ne işi var?"

"Eeeee" Adını duyduğum an heyecanlanıyorum ne yapayım.

"Gittim yanına sordum, Jaehyun hayırdır bu katta bu
saatte ne işin var."

"Sen benim tepki vermemi mi bekliyorsun düzgünce anlatsana."

"Tamam be, neyse sonra dediki birisini bekliyorum. Bende dedimki Woonhak'ı bekliyorsan daha gelmedi dedim."

Bunları duymamla telefonu kapatmam bir oldu. Ciddi anlamda rezil bir Hyung.

Üstüne bir kaç kez daha aradı ama açmadım, okula varmıştım zaten. Belki hala oradadır diye koşarak bizim kata çıktım.

Ve oradaydı koridorun başında gözlerini merdivene dikmiş dikkatli dikkatli bakıyordu. Bir süre sonra gözleri benimki ile buluştu.

Gözleri çok mu güzeldi ne? Kalp atış hızım artmıştı. Ben azıcık günde nasıl aşık olmuştum ki. Jaehyun gözlerini çekmeyince utançtan gözlerimi kaçırdım. Ama hepsi refleks yani ne yapalım?

Kendi sınıfıma hızlıca girdim sıraya gittiğim an kafamı sıraya koydum ve sessiz çığlıklarımı bastırdım.

Aşık oldum sanırım, bayıldım, beni şuraya gömün amına koyayım.

Zil çaldı ders falan işte. Ultra mega zeki yerli Einstein olan ben o ders boyu sadece Jaehyun'u düşündüm. Şaşırdık mı? NO

Yukarı Taesan hyungların yanına çıkıyordum ki. Bahane bunlar, sınıfa girdim önce bizimkilere sonra Jaehyun'un sırasına baktım. Orada sırasına kafasını koymuş uyuyordu.

Uyurken bile güzel.

"Pişt WOONHAK bizi unuttun knk." Siz siz olun bunlar gibilerle arkadaş olmayın. Tabikiside Jaehyun adımı duysun diye bağırdığını biliyorum mal çünkü.

"Amk bağırmasana çocuk uyuyor kes sesini dalarım valla."

"Ustam sakin, uyuyor o hep balon patlat uyanmaz."

"Bak hala bağırıyor. Büyüksün demem seni öldürürüm."

"Kocamı sal küçük şeytan."

"Kocanı ısırıcam ayrıca sabahki konuşman neydi tam bir REZİLSİN HYUNG."

"Ne dedim üstüme iyilik sağlık."

"Woonhak suçludur askim sen bunu boşver kantine mi insek?"

"İnelim, woonhak sende uslu bir çocuk ol ve burada otur."

"Bana da çilekli süt alın."

"Süt alalım da büyü miniciksin"

"Hepinizden uzunum bu nasıl bir miniklik??"

"Boy herşey değil kapa çeneni ve otur sıraya."

"Tamam anne."

"Aferin şöyle ol, hadi Taesan gidenzi."

Onlar kantin için sınıftan çıktıktan sonra Taesan hyungun sırasına (Jaehyuna daha yakın) oturdum. Kafamı sıraya koydum ve sadece onu izledim.

Kaşları, kirpikleri, yüz hatları, ona o kadar yakışıyordu ki. Daha bir dakika bile olmadan. Gözlerini açtı, bende ne yapacağımı bilemeyince gözlerimi kapattım.

Onun bakışlarını üstümde hissediyordum. Hani uykusu ağırdı? Herşeyi duymuş muydu gerçekten. Tam bir rezildim.

"Uyumadığını biliyorum." Konuşmuştu, gerçekten benimle konuşmuştu. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyorum. Gözlerimi açıp kafamı kaldırdım. Sanki daha yeni uyanıyormuş gibi.

"Off ne kadardır uyuyorum ya her yerim tutulmuş."
Rezilliğin bu kadarı der ve susarım .

"Woonhak uyumuyordun biliyorum, çünkü bende uyumuyordum." Burası aniden çok mu sıcak oldu ne. Sesi bile çok çekici şaka mı?

"Ben mi? Uyuyordum ya. Sen ben geldiğimde uyuyordun. Ne zaman uyandın?"

"Yalan söylemeyi beceremiyorsun." Sanırım biraz haklı ama bilemedim.

"Haklısın sanırım. Sen ne zamandır uyumuyorsun?"

"İlk adını duyduğumdan beri sanırım."

"Anladım." Zil çalmıştı!! Şaka mı bu tam konuşurken. Zili bu saate koyanın ebesini sikeyim.

"Zil çaldı gitsem iyi olur."

"Git bakalım. İyi dersler."

"Sanada, görüşürüz."

"Görüşelim:)" İçimden içimden o kadar çığlık atıyordum ki. Sevinçten kalbim yerinden çıkacaktı neredeyse.

Darbe planı başarılı aqHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin