So lets go see the stars

19 3 5
                                    

"Alo woonhak bir sorun mu var arkadaki atışma ne?" Şimdi gerçekten sıçmıştım. Ciddili başka bir kaçarı yoktu, telefonu kapatmayı unutmuştum.

"He alo yok bişey hadi hızlı gel." Sonra kapatmıştım zaten.

"Ben gitmek istiyorum." Diye sitem etti Leehan.

"Sizi yemeyeceğim merak etmeyin, bişey de çaktırmam jaehyuna o yüzden bana bok parçasıymışım gibi bakmayın." Leehan ve Taesan sadece isim olarak biliyordu ve bir kaç fotoğraflarını görmüşlerdi yüzyüze hiç görüşmemişlerdi.

"Ne zamandır jaehyunla arkadaşsın?" Bunu Taesan kadar bende merak ediyordum.

"Oldu biraz aynı sokakta oturuyoruz artık, siz jaehyunun sınıf arkadaşları mısınız?" Hala gözüme neden bu kadar tatlı ve sempatik geliyordu?

"Evet sen bizi tanımıyor musun?"

"Hayır ne woonhak ne de jaehyun sizden bahsetmedi, ama anladığım kadarıyla siz beni tanıyorsunuz." Tanıyorlar tabikiside.

"Sadece fotoğraflardan biliyoruz. Yoksa Riwoo denen herifte şu gelecek olan riwoo mu?" Bu lanet yerde ne oluyor gerçekten aşkı memnu mübarek.

"Birincisi riwoo ile ilgili doğru konuş, ikincisi evet o." O zaman benim cevap verdiğim hesapta bu Sunghonundu. Üst üste gelen şoklar yetmezmiş gibi şuan kapıdan Riwoo girmişti. Kapıdan girdi etraftan sunghoyu arıyor falan tam o sırada biz bununla göz göze geldik, o da şokla ağızı iki karış açık.

"Yok artık." Sadece iki kelime söyledi.

"Bizcede yok artık." Ona katıldı Leehan. Tabiki Taesan riwoo ya ters ters bakmakla meşguldü kıskançlıktan mıdır geçenki olaydan mıdır çok stresliydi.

"Sungho o Woonhak bu Woonhak mıymış." Sungho umutsuzca kafasıyla onayladı.

Yaklaşık 2 dakika süren iğrenç sessizliği Jaehyunun araması böldü. Zaten çok gergin olduğum için bende oyalanmadan açtım.

"Efendim hyung." Hepsinin gözü bir anda bana döndü.

"Woonhak benim küçük bir işim var yaklaşık bir saat sonra hemen yanınıza geleceğim, arkadaşlarımı görebilmen için sana fotoğraflarını atayım sen onları bul tamam mı?" Hoparlöre açmıştım ki hepimiz dinleyelim.

"Tamamdır hyung sorun değil istersen atabilirsin fotoğraflarını. Bekliyoruz biz seni." Çok uzun tutmadan cevap vermiştim. Ama onlarla yalnız kalma fikri beni çok geriyordu.

"Gerçekten çok özür dilerim kusura bakmayın leehan ve taesan a da özürlerimi ilet lütfen."

"İletirim hyung merak etme, ben senden mesaj bekliyor olacağım dikkat et kendine." O da onaylarmış gibi mırıldanıp telefonu kapattı.

Asıl gerginlik, asıl iğrenç vakit, asıl hüzün ve heyecan şimdi başlıyordu. Kim bilir nelerle karşılaşacaktım.
Anılar için ağlayacak mıydım yoksa hepsini çoktan silebilmişmiydim?

Darbe planı başarılı aqHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin