2. Bölüm

19 1 4
                                    

İçeri giren hizmetçi yavaşça masanın üstüne bir tabak dolu lokum bıraktı.

İçeri giren hizmetçi yavaşça masanın üstüne bir tabak dolu lokum bıraktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzleri bulanık görülen iki insan oturuyordu masanın etrafında. Yan yanaydılar. Birisi kadın, birisi adam. Kim oldukları belli değildi.

Oldukça mutluydular, aşıktılar. Ama odanın kasveti odaya bu bir tabak dolu lokum gelince değişmişti.

Çünkü oturan kadın, ölümün burada olduğunu, tam bu tabağın içinde biliyordu. Adamın eli bir lokuma gitti. Aşık olduğu kadına baktı gülümseyerek.

"Hayır... hayır..." kadın içinden kendi kendine konuşuyordu. Ama artık çok geçti.

---

"Hayır... hayır...", meğersem sayıklıyormuşum uykumda. Nefes nefeseydim. Gözlerim hala kapalı, elimde tuttuğum kolyemi deli gibi sıkıyordum

Birden gözlerimi açtım, yerimden fırladım ve nefes almaya çalıştım. Avucumun içinde bir acı hissetim. Baktım ki kocaman bir yara oluşmuştu. Yüzümü buruşturdum, avucum kurumuş kanlarla doluydu. Artık rüyanın etkisiyle, kolyeyi nasıl avucumun içinde sıktıysam kocaman yara oluşmuş.

O sırada haremin kapılarının açılma sesi duyuldu.

"Kızlar, kalkın!", diye bağırdı birisi. Tak tak tak diye ses geldi, bastonla yere vuruyordu birisi. Perdeler açıldı. Meğersem Nigar kalfaymış. Tüm kızlar teker teker yerlerinden kalkmaya başladı.

Bazıları ayaklanmaya başladılar bile. Maria kalktı, saçları epey dağılmıştı, gözlerini ovuştururken benim elime bakıp sızlandığımı gördü.

"Ulina, bu ne?", dedi endişeyle. Elimi, ellerinin arasına aldı ve dikkatle baktı.

"Nasıl oldu bu?", diye sordu.

"Ben yaptım. Büyük bir yara değil, endişelenme.", dedim.

Herkes kalkmıştı, bir tek biz kalkmamıştık. Nigar kalfanın gözüne battığımız için yanımıza geldi.

"Hadi, kalkın, kalkın artık!", dedi Nigar kalfa emir verici sözleri, ve ses tonuyla. Lakin birden gözü elime gitti.

"Ne yaptın eline?", dedi.

"Hiç, Nigar kalfa. Ben kendim yaptım.", dedim.

"Derhal kalk ve beni takip et", dedi. Benim bir şey söylememe daha izin veremeden arkasını döndü ve yürümeye başladı. Arkasından baktım ne yapacaĝımı bilemeyerek, ama ardından hemen kalktım ve onu takip etmeye başladım.

"Nereye gidiyoruz?", dedim arkasından telaşlı ve meraklı bir şekilde. Çok hızlı yürüyordu.

"Şifahaneye, şu elini bir sarıp sarmalasınlar.", dedi.

"Gerek yoktu. Ben hallederdim.", dedim.

İçini çektı bıkkınlık içinde, "bu kadar geride durma. Bak diğer kızlara, hepsi şeytan gibi. Birbirlerini ezip geçmek için can atıyorlar.", dedi. Bu bildiğin bir öğüt gibiydi.

Kalp AnahtarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin