PROLOG

132 17 8
                                    

Hikayenin ikinci kitabından herkese merhaba arkadaşlar! ♥️
Fatma yeni final yaptı malum ve bende bu hikayeye bir ay sonra başlamayı düşünüyorum ancak yine de sizler için bir prolog paylaşmaya karar verdim. Bu hikayeyi de umarım Fatma kadar seversiniz. Bu hikayede daha çok Kemal'i okuyacaksınız böyle bir karar verdim. Herkese şimdiden keyifli okumalar diliyorum! ♥️

 Herkese şimdiden keyifli okumalar diliyorum! ♥️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tür: Romantizm - Yetişkin İçerik

Kemal kendisine sarılmak üzere yeltendiğinde onu eliyle hafif bir şekilde itti Jale. Veda etmekten nefret ediyordu hem de sonuna kadar! Şimdi birde veda etmek zorunda hissettiği kişi Kemal olunca işler daha da zor bir hal almıştı sanki. "Şimdi sen gidiyon yani."

Kızın sözleri üzerine Kemal'in yakışıklı yüzünde munzur bir gülümseme oluştu ve daha sonrasında elini genç kızın dalgalı, güneşte altın misali parlayan kumral saçlarına götürüp okşadı. "Veda etmekten nefret ettiğini biliyorum." Gözlerini kaçırdı Jale! Bu çocuk onun her bir halini gayet iyi tanıyor, anlıyordu. "Hem ben biliyorum kısa bir süre sonra sende geleceksin arkamdan."

Tüm duası buydu aslında Jale'nin de ancak imkansıza yakın olduğunu biliyordu. Kemal'in burada olmadığı bir sene içinde her şey değişecekti. Evet, Jale bu sene liseden mezun olacaktı ama onu liseye zar zor göndermeye ikna olan babası bu kez üniversite için bir şeyler yapmayacaktı. Bunu gayet iyi bir şekilde biliyordu genç kız. Menekşe'nin de geçen gün dediği gibi "hayal kurmak bedava"ydı yani. "Ben yokken belki de çoktan unutcan sen beni."

Aklından bin türlü şey geçerken, önce kalbinden geçenleri dillendirdi Jale! Aslına bakılırsa en çok korktuğu şey de buydu Jale'nin. Gün gelip Kemal'in gözden Irak olan gönülden de Irak olur misali kendisini unutmasıydı. Bir sene bazen kısa gibi gelse de bazen yeterince uzundu işte. Kemal kıza bu kez sıkı sıkıya sarıldıktan sonra onun çiçekler gibi kokan altın saçlarına öpücükler kondurdu. "Kalbim bir tek Jale der durur."

Diye mırıldandıktan sonra kızın dudaklarına doğru eğilip dudaklarını dudaklarına bastırdı Kemal! Hafif hafif baskılar uyguladığı sırada onun öpüşlerine karşılık vermeye başlayan Jale kollarını genç çocuğun boynuna dolamıştı ki, babasının gür ve öfke dolu sesi adeta sokağı inletti. "Jale!"

Jale | Fatma 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin