sinirimiz +30 oy ve yorum★
"i'm out of my head,
and i know that you're scared"iki gün beklediğimden daha çabuk geçmişti öyle ki jeon jungkook'u ödevimden resmen atacağım gün gelmişti. etkilemesi kolay bir insan olmadığımın farkındaydım. yine de kafamın ücra bir köşesinde acaba sorusunun olmadığını söylesem yalan söylemiş olurdum.
sabah, bugünü seveceğimi düşünerek uyanmıştım ve neşeli şarkılar eşliğinde kahvaltımı yapmış, özenerek sırt çantamı yerleştirmiş, kiraz şeklindeki küpelerimi takmıştım. okuldayken dahi proje ödevimi açıyor, altındaki hazırlayan kısmından jeon jungkook adını karalıyordum. dediğim gibi, mutluydum.
edebiyat dersi bugünkü son dersimizdi ve bayan jeon oğlunun sınıfa katılışından beri ilk kez dersimize giriyordu. yine de hiç istifini bozmadı ve ödevler için son iki hafta kaldığının altını çizdikten sonra gözlüklerinin altından oğluna baktı. bunun bir tür uyarı olup olmadığını merak ettim.
ikisi de iki gündür hiçbir etkileşimde bulunmamasına rağmen herkes bayan jeon'un bir oğlu olduğunu biliyordu. kızlar tuvaletinde kulak misafiri olduğum konuşmalara göre bayan jeon'un oldukça yakışıklı oğluna yaklaşmamak için tek sebepleri, bayan jeon'un disiplin kurulunda oluşuydu.
jungkook ise sessizdi, oldukça sessiz. hiç mesaj atmamış gibi, beni daha önce hiç görmemiş gibi davranıyordu ki bu işime geliyordu. eğer öğrenciler mesaj attığımızı öğrenselerdi konuşurlardı. yeterli süredir dedikoduların ana kahramanıydım ve yeni bir tanesinin daha olmaya hiç niyetim yoktu.
bayan jeon'un sesiyle tekrar tahtada açık slayta döndüm. parmaklarımla saniyeleri sayıyor, zaman geçsin diye saate bakamıyordum, daha hızlı geçmesini bekliyordum böyle yaparak. geçmiyordu. sıramın altındaki pembe dosyama tırnaklarımı geçirerek son bir dakikayı içimden saymaya başladım. bayan jeon'un slaytı kapatması zilin çalmasıyla aynı anda gerçekleşti. çantamı hızlıca sırtıma geçirdim ve sanki gizli bir şey yapıyormuşum gibi bayan jeon'un arkasını dönmesini bekledikten sonra hâlâ sırasında oturan oğluna doğru eğildim. sınıfta kalan kişilerin gözleri de üzerimdeydi lâkin bu riski alabilirdim.
"yarım saat sonra, jeon. bir dakika beklemem geç kalırsan."
bir şey söylemesine fırsat vermeden sınıftan çıktım. çantamdaki yükten kurtulmak ve üzerimden okul üniformalarını çıkarmak için eve doğru koştum.
☄
jeon jungkook'un fikirleri vardı.
bunu bilmiyordum, kafeden içeri girdiğimde önündeki limonata bardaklarıyla beraber elindeki buruşuk kağıtlara baktığımda bilmiyordum. "ben de seni bekliyordum altın kız." dediğinde hâlâ bir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the heartbreak prince ぃ
Fanfictionbasketbolcu çocuklar, klişe romeolar. birkaç rakı bardağı, dağıtılan bir okul, çilekli turtalar, vişneçürüğü dudaklar, edebiyat dönem ödevi. buruşmuş satırlar ve çirkin bir el yazısından senaryo çıkarabilecek derecede bağımlı bayan jeon. bir de oğlu...