Bölüm 3

43 4 0
                                    

Arkadaşlar oylarınıza ve yorumlarınıza çok ihtiyacım var.








Aleyna'yı aramam lazımdı. Hemen şu dersi bitirip arayacaktım ve olan biten herşeyi anlatacaktım. Şu dersler bitmedi gitti. 1 saat dolmuştu bile. Aleyna'yı arayabilirdim artık. "Alo Aleyna." "Merhaba canım benim." "Napıyorsun nasıl gidiyor iyi misin herşeyi anlat bana." "Ya canım benim burda herşey yolunda babam işleri yoluna koymak üzere okulumda güzel işimde. Peki sende ne var ne yok anlat hemen." "Bizim okuldan biriyle tanıştım canım ve artık sevgilim var diyebiliriz." Her şeyi anlattım nasıl tanıştığımızdan neler yaptığımıza kadar. "Hayırlı olsun canım benim ben işe ara vermiştim. Şimdi gidip bir bakayım." "Tamam canım sen işine dön o zaman. Görüşürüz sonra." Deyip kapattım. Şimdi Ayça'yı arıyacaktım. Çok boşlamıştım onları. "Merhaba Ayça." "Merhaba güzellik." "Tatlım buluşalım mı? Sana anlatmam gereken şeyler var." "Peki canım ne zaman." "1 saat sonra." "Tamam bebeğim. Yer için ararsın beni." "Görüşürüz." Dedim ve kapattım bu da hallolmuştu. Yıkanıp çıktım dışarı bekletmeyi sevmem. Arabama bindim. Önce bir gidilebilecek mağazalara baktım. İlerde güzel bir mağaza vardı. Orayı aklıma not ettim bir de ev için yeni şeyler almam lazımdı çerçeve saat falan. Yine bir yer buldum onun için orayıda aklıma kazıdıktan sonra Ayça'yı aradım. "Merhaba canım çıktım ben . Seni alayım mı evden?" "Olur canım." "Tamam o zaman 15 dakikaya ordayım." "Peki." . Evi o kadarda uzak değildi. Ama trafik vardı. 20 dakikada varmıştım. Aşağıda beni bekliyormuş. Arabaya bindi. Öptü beni "Nasılsın hayatım?" Dedi. "İyiyim canım benim. Sen nasılsın?" "İyiyim." "Açsan restoranta gidelim canım." "Olur ." Restoranta sürdüm arabayı. Varmıştık oturduk. Aleyna'yla konuştuğumdan bahsettim. "Neler konuştunuz anlatsana." "Çok iyiymiş ondan önce sana anlatmam gereken bir şey var." "Tabi anlat." "Ben birisiyle birlikteyim." Çok şaşırdı. Ve hemen sorulara başladı "Nasıl oldu? Hemen anlat." Her şeyi anlattım. Sonra Ayça " Evren'le tanıştır bizi bir ara " "Tabi canım hatta dur şimdi bir arıyayım müsaitse gelsin." Evren'i aradım "Merhaba." "Merhaba." "Müsait misin canım?" "Evet canım napıyorsun?" "Arkadaşla oturuyorum. Seninle tanışmak istiyor. " "Tabi canım gelirim birazdan nerdesiniz?" Yeri söyledim ve kapattık. "Geliyormuş." Dedim sıcacık bir gülümsemeyle. Ayça "Senin adına çok sevindim." Dedi "Teşekkür ederim canım." Dondurma falan istedik yemeye başladık. 20 dakika sonra evren gelmişti beni öptü "Merhaba güzellik." "Merhaba canım. Ayça Evren, Evren Ayça." Dedim. El sıkıştılar. "Merhaba Evren." "Merhaba Ayça." Deyip gülümsediler. İşte nerelisin ne okuyorsun muhabeti falan. Bu da bitmişti. Sonra eve geçtim. Evren'in bugünlerde işi vardı. O yüzden görüşemiyorduk. Sabah kalktım okula gitmem lazımdı. Hemen giyindim. Sınav 10 daydı ve saat 9 du giyindikten sonra saçımı topladım ve arabamı aldım okula doğru gitmeye başladım. Yarım saate okula vardım. Ayça kesin yerimi tutmuştur. Anfiye varmıştım. Hoca daha girmemişti. Ben girdikten hemen sonra hoca girdi. Okulumuz büyüktü. Ama bizim sınıf girişe yakındı. Hoca kağıtları dagıttı sorular çok zordu. Okan bana kopya yolluyordu. Canım arkadaşlarım ya halden anlıyorlar. Soruların hepsi bitti ve Ayça'yla dışarı çıktık bir sınav daha vardı. Ondan önce dolaştık. Evren'le bir arkadaşıda dolaşıyordu dünden beridir konuşmamıştık. Yanında ki çocuk 1.80 boyunda esmer yeşil gözlü ve yakışıklıydı. Evren kadar değil tabiki de. "Merhaba" beni öptü. "Merhaba " yanındaki çocuğa "Bak bu Venüs bahsettim ya geleceğim olan kız." Deyip göz kırptı. Bende gülümsedim elini uzattı. "Merhaba bende Ahmet Evren'in sınıfındayım." "Merhaba tanıştığıma memnun oldum." Ayça'yla da tanıştılar sonra kantine indik oturduk. Evren "Seninle konuşmam gereken bir konu var." Dedi. "Tabi." Deyip kalktım. Biraz uzaklaştık. "Şunlara baksana." Gösterdiği yere baktım Ayça'yla Ahmet konuşuyordu. "Ee nolmuş?" "Baksana baya kaynaştılar acaba onları tek mi bıraksak gezeriz hem ? " Bunları o söyleyene kadar fark etmemiştim. "Olur gezelim." Dedim. Yanlarına gittik "ya biz biraz okulda turlayacaz canım olur mu?" Ayça "Tabi canım. Sorun yok." Deyip gülümsedi. Ahmet'te bir şey demedi. Sonra çıktık dışarı. "Bugün bişeyler yapalım mı?" "Bilmem ki bende ev için alışveriş yapacaktım. Bana yardımcı olabilirsin." "Sizin gibi güzel bir bayana yardımcı olmak benim için görevdir." Dedi ve gülmeye başladık. Huzur buluyordum yanında. Yürümeye devam ettik. Sınav vaktim yaklaşmıştı bile." Ben artık sınıfa geçeyim." "Olur tabi. Iyi şanslar." "Teşekkür ederim canım." Deyip yanından ayrıldım. Sınava girdim baya iyi geçti zaten bu dersi çok seviyordum. Sınavdan çıktık. Ayça'yla vedalaştıktan sonra Evren'i aradım. "Nerdesin canım." "Ben kapının önünde seni bekliyorum prenses." "Tamam hemen geliyorum." İndim kapıya gittim. Tekrardan hayat bulduğum adam ordaydı. "Nereye gidiyoruz hatun?" "Arabamı alayım burda kalmasın beni takip et." Deyip göz kırptım. Kolumu tuttu. "Ben bu güzellikle yolculuk yapamıyacak mıyım şimdi?" "Maalesef beyefendi." Güldüm. Arabama bindim. Park alanından çıktım ve beni takip etmeye başladı. Ev için aklıma kazıdığım mağazaya doğru sürmeye başladım. Varmıştık. Arabayı bir yere park ettim o da aynı şekilde yanıma geldi yürümeye başladık. "İşte şu mağaza." Dedim. "Hmmm bir hanımla mağazaya gitmeyi pek sevmem." Deyip burnunu kırıştırdı. "Ya ben pek fazla takılmam beğendiğim şey varsa alır çıkarım." "Vay sevdim bunu bak." Dedi . Sonra mağazaya girdik beğendiğim çerçeveleri aldım. Evren sadece uzaktan izliyordu. Sonra saat ve bir kaç tablo aldım. Ev baya boş kalmıştı bu aralar düzen gerekiyordu. Arabaya yerleştirdim. Diğer mağazaya gidip beğendiğim elbiseyide aldım. Evren hala peşimde dolanıyordu. "Bişeyler içmeye gidelim mi? " "Olur." "Tamam o zaman takip sırası sende ." Deyip bu sefer o göz kırptı. Gülümsedim "Pekala." Dedim ve arabalarımıza bindik. Biraz ilerledikten sonra beni bir cafeye götürdü. ilk defa gelmiştim. Güzel bir cafeye benziyordu. Terasta bir masaya oturduk. Sigara içtiğimiz için genellikle terası tercih ederdik . Daha çok siyah yoğunlukta bir cafeydi güzel bir yerdi Evren belimden tuttu benim sandalyemi çekmeme yardım etti "canım benim geç buraya otur" dedi. "peki."Dedim. gözlerimin içine bakarak "seni çok özledim." dedi. Ona sarılmak istiyordum ama bir yandan da bunu yapmamak için kendimi tutuyordum. Gülümsedim o da bana bakıp gülümsemişti. "seni annemlerle tanıştıracağım ama bu aralar müsait değiller" dedi. Böyle bir şey beklemiyordum çok şaşırdım. "Neden böyle bir şey yapacaksın ki anlamadım." dedim
"Bilmem annem merak etti seni tanışmak istedi." " Beni tanıyor mu?" Çok şaşırmıştım." Son bir kaç gece geç gittiğimden dolayı ve bu kadar mutlu olmamdan tahmin ettmiştir." " Peki istediği zaman görüşürüz." " Peki hayatım." Bir şeyler içtik. 1 haftadır onunla geceleri kalmamıştım ve onu çok özlemiştim bu yüzden eve davet etmiştim. kabul etti eve geçecektik. Yol pek de uzun sürmedi 15 dakikamızı almıştı ya da 1 saatimizi onun yanındayken zaman hemen akıp gidiyordu. Eve vardığımda yemek hazırlamaya geçecektim. salata ve yanında tekila harika olurdu. Onu çok özlemiştim ama aramızda bir şeyler kopmuş gibiydi ve ben bunu anlayamıyordum. Mutfaktaydık benimle birlikte bir şeyler hazırlamaya çalışıyordu. "Neyin var?" diye sordum. " Noldu ki?" diye sordu. " Bugünlerde canın bir şeylere sıkkın ve bana bunu çok yansıtıyorsun ne olduğunu bilmek istiyorum lütfen." birkaç dakika susmuştu. Sonra bana döndü ve kolumdan tutup beni oturttu. "Sana ne olduğunu söyleyeyim mi?" "Lütfen." " Aramızda anlatmadığımız şeyler var mesela senin baban, benim babam ne yaparsın ne giyersin benden önce hiç birine aşık oldun mu ? Kaç yıldır sigara içiyorsun? ve bunları bilmeden bunları anlatmadan ikimizin arasında olabilecek her şey sadece saçmalıktan başka bir şey olmayacak ve sen bana bunları anlatmadığın sürece benimde sana söyleyeceğim pek bir şey yok." "Neden bu kadar kızıyorsun ki?" Yüzünü düşürdü. Elimi ğöğsüne koydum. "Ben zamanını beklemiştim. Senden sakladığımı düşündüğünü bilseydim hemen anlatırdım." Yüzüme baktı. Elimi tuttu "Seni seviyorum. Benden bir şey gizlemeni istemiyorum. Benimle yaşlanmanı istiyorum." "Bende seni seviyorum." Bunu ilk defa demişimdir. Hiç bir erkeğe söylememiştim. Bu içimde bir hoşluğa sebep oldu. Evet gerçektende birine artık güveniyordum seviyordum. Ve artık birinin bana sahip çıkması için ona izin veriyordum. "Benim babam hiç olmadı. Annemin kocası vardı ve o adam benim biyolojik babamdı. Beni hiç sevmedi ve annemi hep benim yüzümden dövüyordu." "Nasıl senin yüzünden?" "Bilmiyorum. Hiç eşelemedim bu konuyu ben zaten bitmiş durumdaydım. Daha çok çökmekten korkuyordum ve bu konuyu hiç düşünmedim bile." Ağlamak üzereydim kelimeler önce yüreğime sonrada boğazıma takılıp geçiyordu. Ben güçlü olmak için yaşamıştım bu dünyada. Ve sadece bu konuda gücümün bittiğini hissediyordum. Kollarında huzur bulduğum bir adam. Ve yaşamaktan sıkılan ben. Evet ben bu hayata tutunacaktım ama elimi her attığım dal ya kırıldı ya da elimi acıttı. Benim simsiyah bir dünyam vardı. Ve burda ben hiç konuşmazdım düşünmezdim. Çünkü her şey ortadayken ne konuşmaya gerek vardı ne de düşünmeye. Ben böyle iyiydim battığım yerin dibini yalamakta istemezdim. "Seni seviyorum." Dedi ve düşüncelerimden sıyrılıp ona tutundum. "Ben kimsenin yerini tutamam biliyorum. Yaşattıklarınıda unutturamam. Ama sana söz veriyorum seni hiç üzmeyeceğim." Bu lafını hafızamın en derinine sakladım. Korktuğum her an bu lafa sığınacaktım başka çarem yoktu. "Seni seviyorum. " Dedim ve bunu sanki söylemedim gibi bir şey oldu. Çok kısık sesle söylemiştim. Ağlamaya başladım. Bu sefer tek değildim. Ben kimsesnin yanında ağlamam laflarını yedim. Ben annemi çok özledim. Ben Evren'in annesiyle tanışacaktım. Ama ben Evren'i annemle tanıştıramayacaktım. Ben napacağımı bilmiyordum. "Babanın adı neydi?" "Aslan." Evren donup kalmıştı resmen. "Noldu?" "Bir şey yok canım. Öyle anlattıklarından dolayı biraz canım sıkıldı." "Anladım peki senin baban?" "Benim durumum farksız. Ama bizimki daha acımasız. Babam denilecek adam aşık oluyor ve annemi hamile haliyle yanında da 7 yaşında bir çocukla kapıya koyuyor. O günü hafızamdan silemiyorum. 7 yıl önce vefat etmiş. Ondan öncede gelip bizden af dilendi. Tabi yüzüne bile bakmadım. Annemin bundan haberi yok tabi. Benim salak annem hala ona aşıktı. Adını sayıklıyordu uykularında inanabiliyor musun ya?" Ona baktım onu öyle bir sarılmak istedim ki. "Sonrasında kardeşim. Çok hastaymış annem ondan para istemeye gitmiş. Adam resmen kovmaktan beter etmiş onu sonra dayılarım yardımcı olmuşlar." Ben ağlayarak ona sarıldım. Öyle bir sarıldı ki bana. "Beni hiç bırakma Venüs. Beni 1 saniye bile bırakma." "Seni bırakmam Evren . Seni 1 saniye değil 1 salise bile bırakamam." Saatlerce öyle kalabilirdim onu seviyordum. Onu çok seviyordum. Ben ona güveniyordum. O doğru adamdı benim için.
Sabah olmuştu ve biz mutfağın köşesinde uyuyakalmıştık. Her yerim ağrıyordu onun yüzünü görene kadar , bütün acılarımı unutturmuştu. "Evren, kalk ölecez yoksa burda." Elleri öyle sıkı sarmıştı ki beni kurtulamıyordum. Uyanmıştı. "Kalk yatağa geçelim. Yoksa hasta olacaz." "Tamam. Ama sen olmazsan uyuyamam." Tuttum elinden ve peşimden sürükledim. Yatağa yattık. "Seni çok seviyorum prenses." "Ben de seni seviyorum." Sabah olmuştu. Sımsıkı şekilde birbirimize sarılmıştık. Saat daha 8 di ve okul falan yoktu. Tekrar yattım. Sanki 10 dakika geçmişti uyandığımda Evren beni izliyordu. O kehribar gözleri o sakalları... Hayrandım ona. Sanki o bir şarkıcıydı ve bende ona aşık olan bir kızdım. Ama o tam burda yanımda uyuyordu bunları düşünmek bana sadece huzur veriyordu. Yanında sadece huzur ve güven bulduğunuz bir adam düşünün sizi kollarının arasına almasını ve size bakarken sadece sizi izlemediğini adeta sizi okuduğunu gördüğünüz bir adam. Evet tamda böyle ben sanki tozlu raflarda can çekişen bir kitaptım okuyucumu bekleyen, o da eskimiş bir kitabı özenle okumak için çırpınan bir kitap kurdu. O kitabın değerini anlardı. Bense okuyucumun. Ona kendimi kaptırmıştım dalgalarda boğulmak yerine çırpınıyordum ve yoruldukça teslim oluyordum. Ve o da beni öldürmek yerine yukarı çıkarmaya uğraşıyordu. Onu seviyordum. Ve ben bu cümleyi çok az kişide tanımlayabilmiştim. Benim için nefret somut sevgi ise soyuttu. Şu an gördüğümse ne nefret kadar korkutucu ne de sevgi gibi sevimliydi. Tehlikeli ve cezbedici. Gülümsedi bir an bana ben düşüncelere boğulduğumu düşünürken gerçek hayata dönmüştüm bile . Kokusu çok güzeldi. Hayat buluyordum resmen.

Zaman ne kadar hayindi. Evrenin telefonu çalmıştı annesi aramıştı. "Hemen eve gitmem güzelim." "Peki." Hazırlandı. Ve çıktı.
Evet daha 2 dakika geçmişti gidişinden. Ama çok özlemiştim ya, bir sigara yaktım. Ve ben, yalnızlıktan nefret eder olmuştum. Her nefesimde yanımda olması için dua eder oldum. Sevmek birine güvenmek midir? Kendine bile güvenmezken insan başka birine kollarını sıkıca sarması mıdır? Terk edilmiş sokağın birinde kalıp sessizce ağlarken beni hisseder gelir diye umut etmek midir ya da? Bence hiç biri değil birini sevmek karma karışık bir olaydır. Çözemezsiniz. Çözdüğünüz anda kaybolan bir şeydir. Ve bazı şeyler karışıkken güzeldir gözlerine karıştığınızda ya da saçlarına hatta ellerine. Sevdiği müzikleri sevmeye başlayınca en sessiz uykudan uyanıp tekrar yaşamaya alışıyorsunuz. Elinizden kayıp gidince ağlarsınız. Ama bazen onun yokluğunu bile sever hale gelirsiniz çünkü o hiç olmasaydı yokluğuda olmazdı. Aşkta bir nevi insana benzer. Çocukluk (ilişki başlangıcı) ergenlik (ilerlemiş ilişki) yaşlılık(evlenme) her insan gibi ilişkilerde ölüme gider. Bu aşka bağlıdır ama ne zaman öleceği ise size bağlıdır çocukluk aşamasındayken top elinizden kaçar ve haraket halindeki bir arabanın önüne düşer sizde topu almaya çalışırken hazin son olur ve bütün herşey bozulur. Bazı ilişkilerde hastalık gibidir kanser gibi bitmesi gerekir bitmez öleceğini bile bile hastane köşelerinde gezmek gibi bir şey işte. Yine de ortada sevdiğiniz bir insan varsa ellerinizi çekmeyin. Savaşın bazı şeyler savaşı gerektirir. Ben düşüncelerle savaşırken kapı çaldı kapıyı açtım kapıcımız Ali abi "Kızım siparişin var mıydı?" Genellikle alışverişi ben yapardım ama bugün çıkmak istemiyordum. Sipariş listesini verdim yanında fazlaca para. Bazı insanların emeklerini acımasızca yiyenleri hiç sevmezdim. Anannemi aramak geldi içimden hemen telefona koştum. Açtı hemen canımın parçası. "Alo anannecim iyi misin?" "Evet yavrum sen nasılsın?" "Iyiyim anannecim sizi çok özledim teyzemler napıyor Sevgi nasıl?" "Hepsi iyiler kuzum benim. Seni çok özledik." "Gelin anannem. Benim okulum bitti." "Geliriz Büşra'mın emaneti geliriz." "Tamam anannecim." Sonra kapattık. Evren arıyordu "Alo canımın içi seni çok özledim." Bazen utanmasam süper olacak. "Ben de özledim hayatım." "Sahilde yürüyüş yapalım mı?" "Olur bana uyar." Dedim 2 saat sonra evden çıkacaktım. Hazırlandım yemek falan yedim. Yalnız yemek yemeği kaldıramıyordum artık. Evden çıktım , arabama bindim. Bazen sessizce gelip hayatının odak noktası olur siz daha buna şaşıramadan herşeye alışmış olursunuz . Müzik listenizdeki yeni müziklere , çayınızın yeni markasına ve ellerinizin yeni bir avuca sarılmış olması, en ilginç olanı ise artık bu değişikliklerden kopamayacak olmanızdır. Bazı şeyleri artık daha az önemser olursunuz çünkü karşınıza yeni şükretme sebebi çıkmıştır. Ve hayatınızda hiç yaşamadığınız duyguları yaşarsınız. Arkamda ki araba ikide bir selektörünü yakarak sola geçmek istiyordu izin veriyordum ama geçmiyordu bazı insanlar çok gerizekalı sadece sinir stress için yaşıyorlar bununla oyalanırken 2 saniye önüme bakmamıştım bir adam karşıdan karşıya geçiyordu ve hızım 180 idi. Bu yolda normal suratti. Ama arabayı durduracak vaktim yoktu o panikle adama çarpmamak için direksyonu çevirdim.

VENPRONSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin