Episode 2.

594 9 27
                                    

PEKİ YA HANGİ ODADA KALICAM BENN?!

Böyle diye diye  zaten trenin kalmasına son 10 dakika kalmıştı yukarıdaki yüksek ses mikrofonlarından "Birazdan tren yolculuğa çıkacak son 5 dakika içerisinde girmek isteyen olursa alınmayacak! Yolcuların dikkatine! YOLCULARIN DİKKATİNE!" tamam dikkatimize de amk ben kart biletim olmadan odama giremem ki neyse ilk önce gireyim sonrasını düşünürüz diye mırıldana mırıldana trene girdim  ve " Bari bir personele sorayım ne yapabilirim diye of ya ne beyinsizim amk insan oda biletini unutur mu dicem ama saate bakmasam kendimi de unuturdum neyse bari buna şükür." diyerek kenarda insanlara yol gösteren trendeki personele

Y/N : Bakar mısınız?

Personel : Buyurun?

Y/N :  Ben oda biletimi unuttum ama tren biletim burada nereye giriş yapabilirim biliyorsunuz kısa bir yolculuk da değil  bugünü de sayarsak 2 gün sürecek.

Personel : Anladım efendim ama  yapabileceğimiz pek de bir şey yok maalesef

dedi bunu diyince haksız olmama rağmen sinirlerim tepeme çıktı  demeye kalmadan son anda gelenler itişe kalkışa beni ittirerek girmeye çalıştılar ve personelde hanımefendi kalabalık yapmayın diyerek beni ittirdi hayırdır yani oda biletim olsa yapmazdım zaten arkadan ittirmeler, tren sesleri demeye kalmadan arkadan beni bir orospu çocuğu öyle bir itti ki bir odaya bodoslama giriş yaptım. Yani utanmasam koç başı ile girerdim. Karşımda sarı saçları ve hafif dudaklarına değen sarı bıyıklı bir adam şaşkınca bana bakıyordu üstünde siyah pola uaka tişort ve başında siyah bir şapkası vardı ellerinde de klasik rus edebiyatı kitabı okuyan ve üstün düzeyde yakışıklı birisiydi şıklığı ve bakışları ile dikkat çekiyordu fakat böyle tanışmakla en başında saçmalıktı da harbi ne düşünüyorum ben ?!

 Karşımda sarı saçları ve hafif dudaklarına değen sarı bıyıklı bir adam şaşkınca bana bakıyordu üstünde siyah pola uaka tişort ve başında siyah bir şapkası vardı ellerinde de klasik rus edebiyatı kitabı okuyan ve üstün düzeyde yakışıklı birisiydi ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O kadar çok utanmıştım ki kitap okuyanı dahi rahatsız ettim hayir yani  daha birde adamın kapısını ezip geçmişlerini yetmemiş gibi daha bir de adamı mı  suzuyorum ben 

Y/N : Çok özür dilerimm. Gerçekten çok ama çok özür dilerim böyle olsun istememiştim şey arkadan ittiler ondan girmek zorunda kaldım.

Adam : Problem edilebilecek bir durum değil olabilir beklenmedik bir supriz oldu ama yapacak bir şey yok

Mahcup mahcup bakarken trende sesler duyduğumuz için ve koridor kalabalık olduğu için

Y/N : Biraz daha bekleyebilir miyim etraf biraz kalabalıkta herkes odasına geçsin

Adam: Tabikide sorun değil benim için :)

Y/N : Bie şey sorabilir miyim?

Adam: Buyurun?

Y/N: 61. Tren odası nerede acaba?

Adam: Hemen arka odam zaten burası da 60. o da

Dedi ve gülümsedi. Odalar camdı  yani insanlar birbirlerini görebilir tabikide perdeleri kapatmazlarsa ben daha giremeyip kapatamaidgim için gözüküyordu ama küçük olacaklar gayet iyi düzenlenmişti. Çarşamba sabahı saat 09.00 da varmış olacaktık daha vardı ama hala ben tanımadığım birisinin odasında kendi düşüncelerimle baş başaydim.

Adam : Heyy! Hanımefendi?? Heyy?!

Y/N: Huh? Pardon dalmışım bir şey düşünüyordum da

Adam : Farkettim neyse ki geri kendinize geldiniz benim adım Semih tekrardan memnun oldum.

Y/N: Benim adımda Y/N memnun oldum

dedim ve utanarak ardından koridor da dolaşan yetkili personel insanlara perdelerini kapatması için uyarıyor ve küçük tekerlekli arabada atıştırmalık dağıtıyordu  tam da 60. odaya  gelince  personel

Y/N : Bakar mısınız?

Personel: Buyurun hanımefendi ama ilk önce perdelerinizi kapatin.

Y/N: Ondan önce ben 61. odadayım fakat oda biletimi unuttugumdwn giremiyroum sizde yedek var mi acaba?

Personel: var efendim ama biraz beklemek gerecek sonuçta 5 yıldızlı trenimizdw can güvenliği için yedeklerde var ama 70 tane oda arasında bulmak için ilk önce valizler alanına gitmem lazım orada olacaktır sizde bizi biraz beklerseniz seviniriz.

Peki der gibi gülümsedim ve önüme döndüm.

Semih: Oda biletinizi mi unuttunuz?

Y/N: Evet yaa klasik ben işte eheheh. Neyse bari biraz konuşalım. Berline gitme sebebiniz ne?

Semih: Milli maç için gidiyorum ve (hafiften yaklaşır ve fısıldar) bu şapka da ondan tanınmak istemiyorum A milli takimindayim yani aslında yedeklerdeyim diyebilirim daha çıkmadım ama çıkıcam.

Y/N: E senin burada ne işin var peki? Onlar günler önce gittiler.

Semih: İşte Ailevi durumlar diyelim peki ya siz?

Y/N : Ben de maç izlemek için gidiyorum yani seni pek de tanımasaydım seni görmek içinde denilebilir

Ne?! Bu şakam fazla malca olmadı mı? Senjn için ne amk? Y/N havayollari mi olduk? Hay amk ya utandım ve uyandığımı anlayınca Semih güldü ve anlamamış gibi davrandı o anda personel geldi de amk gelecek zamani mi buldun cidden

Personel: Buyurun oda biletiniz.

Y/N:  teşekkür ederim sağolsun

Dedim ve personel yanımızdan ayrildi.

Semih: Aslında kalsan daha iyiydi en azından konuscak arkadaşım vardi.

Y/N:  daha 2 gün var ya hem bir arka odandayim sohbet ederiz önemli değil 

dedim ve gülümsedim ve odadan ayrıldım.

Sahi bu Semih ne yakisklj karizmatik ve tatlı adammış he baya sevimlide maşallah nasip olur mu Oawmx0xmepemxpd olsun olsun çocuğun o kadar fani vardır bana bakacak değil ya neyse odama geçtim ve perdelerini kapattım. Odam küçük bir odaydi ama gayet şık ve mukemmel dizayn edilmişti. Ne de olsa 5 yıldızlı bilinen lux bir trendi. Odanın penceresinden gittiğimiz yolun manzarası gözüküyordu. Yanda ki küçük masada broşürler vardı. Onları incelediğimde siyasi dergiler, gideceğimiz ve yolumuzun geçti rotaların yerleri, Almanya'nın tarihçesi vb. bir sürü şey bulmuştum. Valizimi yandaki dolabın içerisine koydum. Dolabın hemen yanında küçük bir düğme varmış. Personelden bir şey isteneceği zaman du düğmeye basılır zaman farketmeden hemen gelinirmiş. Gelmeden önce baya bu trenin kılavuzunu araştırmıştım. Her neyse saniyeler dakikaları dakilarda saatleri kovalıyordu. Canım çok sıkılıyordu. Saat aksam 20.00'di akşam yemek saatiydi herkes büyük trenin ön restoranında yemek yiyecekti. Tren tren değil ayaklı otel yani her şeyi var mükemmel bir şey sahi kim akıl etti onu ? Neyse ne yapacağımı bilmiyordum. Acaba Semih'i de mi davet etseydim belki o da benimle gelirdi ve böyle yalnız kalmış olmazdım.


                 " Devam edecek... "

Lost Kisses (Semih Kılıçsoy & y/N)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin