a

1K 127 121
                                    


Gurbetçi piç
Nerdesin

Arda
Sağına bak

Gurbetçi piç
Yoksun
Kandırdın mı beni

Arda
Orası solun salak

^^^^^


Telefonu kapattım ve oturduğum yerden Kenan'ı izlemeye devam ettim.


Hâlâ beni görmemişti ve bu halleri çok komikti.

Zaten sağını ve solunu karıştırdığını biliyordum ayrıca Türkçelerini de karıştırıyor olmalıydı. En sonunda bana dönüp yanıma gelmeye başladı.

Bankta bacaklarımı kekolar gibi 180 derece açmış ellerimi bacaklarımın arasında birleştirmiş bir şekilde onu bekliyordum.

Benden korkmasını istediğim için biraz serseri takılmaya karar vermiştim.

Bana doğru yaklaştı ve tam önümde durdu, kafamı kaldırıp ona baktığımda "Ee bana yer yok mu?"

iç çekip ona bakmaya devam ettim. Hâlâ dalgaya alıyordu beni.

"Arda kaysana kenara" bu sefer imalı bir şekilde söylemişti.

Ben çekilmeyince sağıma geçti ve bankın dar alanına oturdu ve omuzlarıyla beni ittirerek kendine yer açtı.

Dizlerimiz birbirine değiyordu ve bende sürekli dizimi ileri geri sallıyordum. Kafasını banktan geriye bırakmıştı iç çekip "Vermeyi düşünüyor musun artık?"
dedi.

"Neyi?" sırıttım.

"Cüzdanımı?" sinirini bozduğumu bu lafından anlamıştım.

"Öyle kolay vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun"

"O zaman mesaj atarak söyleseydin, bunun için mi ayağına kadar geldim ben"

"Öyle yapsaydım istediğim şeyi yapmazdın"

"Ne isteği? Ne istiyorsun? Ayrıca yüz yüze gelince isteğini yapacak olmamı sana düşündüren ne?" Gözlerini gözlerimle buluşturup bunu söylemişti.

Sırıttım ve biraz şirinlik olsun diye yalandan gülümsedim. "Hiiiç"

Eliyle işaret yapıp "Cüzdanımı ver gideyim" dedi.

"Daha söyleyeceklerimi bitirmedim. Dinle beni"

"Saçma sapan şeyler isteyeceksin biliyorum ve bunları ne yapacak ne dinleyecek vaktim var"

"Bunları söyleyeceğine beni dinleseydin 20 kere anlatmıştım yarram" bu dediğime gülüp "Söyle. Çabuk söyle hadi"
diyince anlatmaya başladım.

"Yarın biz gitmeden önce basın toplantısı olacak ya" içimden geçen şeytani düşünceler yüzünden sırıtmadan duramıyordum.

"Eee yani?" anlam verememiş ve meraklı gözleriyle bana bakmaya devam ediyordu. Birazdan şaşkınlıktan geberecekti.

"Basın toplantısında beni öveceksin-" sözümü kesmişti.

"Hayır."

"Yapacaksın"

playing for love, arkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin