Tinnitus

15 2 0
                                    

Göğüsüne kafasını gömüp uyuyan gence baktı jake, babasının ona bunları neden yaşattığını anlayamıyordu. saatlerce göğsünde ağlamıştı sessizce, o an yemin etti onun ailesi olmaya, gerekirse anne gerekirse baba olmaya elinden geleni yapacağına yemin etti.

†★†★†★†

gözüne gelen ışıkla gece perdeyi çekmediğine lanet etti, onun kıpırdanmasına uyandı Heeseung "jake?" ona dönüp gülümsedi "günaydın bebeğim" Heeseung yattığı yerde doğruldu "günaydın"

"hadi kalk yüzünü yıka kahvaltı edip eşyalarını almaya gidelim" kaşlarını çatıp nedenini soracakken gece babasıyla ettiği kavga geldi aklına, sustu. Jake ona gülümseyip yanağına öpücük kondurdu Heeseung ise afallayıp ona baktı "bu neydi?" jake kıkırdadı "öpücüktü" kaşları çatıldı uzun boylunun "öpücük dudaktan olur bir kere" sesi sinirli çıkıyordu ama şakayla karışıktı, ikili kıkırdayıp yataktan çıktı.

★†★†★†

"giriyorum beni Heeseung gönderdi diyorum eşyalarını toplayıp çıkıyorum" kafasını salladı Heeseung hâla onu göndermemesini söylüyordu içinden bir his ama keçi inadı vardı jake'te.

derin nefes alıp 3 katlı eve yürüyüp kapıyı çaldı bir kaç dakika sonra açılan kapıdan çıkan güzel kadına baktı, 50li yaşlarında gibiydi Heeseung'a oldukça benziyordu "buyrun?" saygıyla eğilip sert olduğunu düşündüğü sesiyle konuştu "Heeseung beni eşyalarını almam için gönderdi, izin verirseniz" kadın gözlerini kısıp baktı "beyefendi niye gelmiyormuş?" yüz ifadesi değişmedi jake'in

"bir bilgim yok maalesef" kadın kapıyı açıp içeri geçmesi için yol verdi "babası salonda gözüne gözükme parçalar senide Heeseung'u da" kafasıyla anlamış gibi yapıp odayı göstermesi için kadına baktı "gel"

kadın merdivenlere yöneldiğinde Jake arkasındaydı hemen, ikinci kattaki bir odaya girdiklerinde Jake odaya bakıp yanında getirdiği iki valizin fermuarını açtı, kadın başında dikiliyordu ve sinir bozucuydu, dolabı açıp kıyafetleri çıkarmaya başladı.

Kadın kendisini çok dikkatli inceliyordu, gerilmeden edemedi her an anlayabilirdi oğlunun öptüğü çocuk olduğunu

kıyafetleri valize koyup bölmenin fermuarını kapattı. Yarım saat gibi bir süre geçmişti kadın sandalyede oturmuş telefonla ilgileniyordu, her şeyi topladığını anlayınca derin nefes verdi. Valizleri eline alıp dikkat çekmek için boğazını temizledi. kadın kafasını kaldırıp ona baktı "bitti efendim" kadın ayağa kalkıp kapıyı açtı jake teşekkür edip odadan çıktı ve merdivenlere yöneldi bir an önce kurtulmak istiyordu tam kapıyı açacakken arkasından gelen sesle nefesini tuttu "Kim bu?"

arkasını dönüp eğilerek selam verdi "Heeseung beni eşyalarını toplamam için yolladı." adam onu baştan aşağı süzdü, tam arkasını dönüp çıkacakken kendisine seslenilmesiyle yine nefesini tuttu "sen o fotoğraftaki çocuk musun?" anlamamışlıktan gelmekten başka şansı yoktu "hangi fotoğraf efendim?" cebinden çıkardığı telefonu açıp ekranı ona doğrulttu, fotoğrafı ezberlemesine rağmen omuz silkti "hayır efendim"

adam fotoğrafa dikkatle bakarken tanrıya yalvarıyordu içinden. Adam gözlerini kısıp baktı ona "sensin bu." baştan aşağıya titredi, kafasını iki yana salladı, "hayır efendim yanlışınız var"

"elimden bir kaza çıkmadan Heeseung nerde söyle" göz devirmemek için kendini tutuyordu "bilmiyorum efendim ben para karşılığı eşyaları toplamaya geldim karıştırıyorsunuz"

cevabı dinlemeden valizleri alıp evden çıktı hızla arabanın yanına gelip valizleri bagaja attı Heeseung onu arabanın içinde bekliyordu arabaya binip derin nefes aldı

"ne oldu çok geç kaldın?" ona döndü jake "baban anladı sanırım" sinirle oflayarak saçını arkaya taradı "dedim sana ben gideyim diye"

"sinirlenince ayrı ateşli oluyorsun" söylediği şeyi kendi bile zar zor duymuştu fakat Heeseung duyup ona baktı, siniri birden alınmış gibi "o zaman hep sinirli olmalıyım"

kendisi söylememiş gibi utanıp camdan dışarı bakınmaya başladı, onun utandığını fark edince sırıtıp çenesini kavradığı çocuğu kendine çevirdi "jaeyun"

jake gözlerini kaçırıp yere bakmayı denedi "bana bak" gözlerini gözlerine çıkardı, dudakları gittikçe yaklaşıyordu, gözlerini kapattı ikiside  dudakları yavaşça birbirine değdi. Başta hareketsiz durdular sonrasında Heeseung yavaşça alt dudağını emmeye başladı, jake'de boş durmayıp üst dudağını kavramış derinleştirmişti öpüşmelerini.

çocuk ellerini omuzuna yerleştirip ensesindeki saçları çekiştirmeye başladı.

Heeseung onu tek hamlede kucağına almış kollarını beline sarıp kendine bastırmıştı, en sonunda nefes almak için ayrıldıklarında jaeyun kafasını omuzuna koymuş Heeseung ise kafasını arkaya atmıştı.

Belini okşamaya başladı büyük olan küçüğün. Daha sonra jaeyun kucağından kalkıp yerine geçti Heeseung ise arabayı çalıştırıp yeni evine sürdü

★†★†★†
608 kelime yahya baskan naptin

gencler bu aptal asiklarin hemen asik olmasinin nedeni ikisinede daha once bu kadar iyi davranilmamis olmasi diyebiliriz
-pearl boy jooha mantigi yani-
 
hadi selametle

love by the seaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin