1. Bölüm

13 2 4
                                    


Biri düştü diğeri kaldırdı...

Yeliz'in "Dora kendine gel lütfen o benim sevgilim o böyle birşey yapmaz." Demesiyle Dora dizlerinin üstüne çöken adamın kafasına namluyu daha sert bastırdı. Adamın kafasına daha sert namluyla ağlaması şiddetlendi. Şuan bir otelin çatı katındalardı. Garsonlar ve guvenlikler korkuyla onlara bakıyorlardı. Kimsenin elinden birşey gelmiyordu. Herkes ondan korkuyordu.

"Yeliz sana kaç kere söyledim ondan uzak dur dedim beni dinlemedin. Şimdi bak çok sevdiğin sevgilin uyuşturucu satıcısı ve italyan mafyası Anreas'mış!" Diye sitem etti Dora.

Yeliz hala sevgilisi için üzülüyordu. "Dora lütfen bu seferlik onu affet yalvarıyorum sana." Dedi ağlamaklı sesiyle. Dora hızla başını salladı. Gözlerinde sadece öfke vardı. "Dora'mısın nesin senden korkmuyorum. Beni öldür ama sevgilimi bırak. Onun bir suçu yok." Dedi Andreas. Sevgilisine fazla önem veriyordu. Onu bütün benliğiyle seviyordu. "Kes sesini salak." Dedi Dora. Daha fazla işi uzatmak istemediği için silahın emniyetini açmasıyla Adreas'ın kafasını patlattı.

Yeliz sikah sesinden sonra tiz bir çığlık attı. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Hızla sevgilisinin önüne çöktü ve haykırarak ağlamaya devam etti. Dora ise silahını beline yerleştirdi ve Yeliz diye bilinen kıza boş boş baktı.

"Mile acaba sen bu işleri bırakıp oyuncu mu olsan?" Diye bi fikir sundu. Ardından Yeliz diye bilinen Mile ayağa kalktı ve elinin tersiyla gözyaşlarını sildi. Doraya bakıp sırıttı.

"Bana diyene bak." Dedi ve Dora'nın taklidini yaptı. "Kös sösönü sölök." Diyip gülmeye başladı. Mile'nin gülmesine karşılık Dora'da güldü.

Mile ve Dora aynı okuldan tanışıyorlardı. Orta okuldan beri çok yakın arkadaşlardı. İkiside hayatlarını birbiri için adamışlardı. Her şeyi birlikte yaptılar. Birlikte yaşadılar. Birlikte düştüler, birlikte kalktılar. Birlikte insan bile öldürdüler. Ve hala devam ediyorlar. Şimdide birlikte bir örgüte üyeler. Yeraltı camiasında onlar Dora İvanova ve Mile Evre değil Catfox'tular.

Dora yüzünden gülüşünü silip arkadaki garsonlara ifadesiz bir şekilde baktı döndü. "Alın şunu şurdan." Diyip Adreas'ı işaret etti. Evet, bunların hepsi bir oyundu. Orgütün oyunuydu. Dora ve Mile asansöre doğru ilerlemeye başladılar. Asansörün önüne geldiklerinde Mile tuşa bastı ve gelmesini beklemeye başladılar. Asansöre geldi içeri girdiler ardından kapı tekrar acıldı cıktılar. Kendilerinden emin bir şekilde Çıkışa doğru ilerlemeye başladılar.

Mile gri renkli motoruna doğru ilerlerken Dora gri audisine doğru ilerledi. Dora arabasına Mile ise motoruna binip otelden uzaklaştılar. İkiside kırmızı ışıkta durdular. Dora camı açıp bir Mile'ye bir Motoruna baktı. "pişt Mile." Diye seslendi. Mile ismini duymasıyla bakışlarını kırmızı ışıktan çekip Dora'ya baktı.

Nazik bir şekilde "Ne var lan?" Dedi.

Duru bunu önemsemeyerek sırıttı. "Yarışa varmısın?" Dedi hala yüzündeki sırıtışla. Mile ise aldığı bu teklifle yüzünü buruşturdu. "Almıyım ben yorgunum. Başka zamana artık." Diyip önüne döndü. Dora ise yalancıktan üzülüyormuş gibi dudağını büzdü. "Ya lütfen bak bende yorgunum bişi olmaz lütfen ya." Diye ısrar etmeye başladı Dora. Mile bıkkın bir ifadeyle tekrar Dora'ya döndü.

"Of cidden sinirimi bozuyorsun bazen."

"Bunu iltifat olarak kabul ediyorum ve yarışıyoruz."

Mira derin bir nefes verdi. Dora'nın elinden kurtulma imkanı yüzde sıfır ihtimaldi. Bir yandanda beli ağrıyordu. Ama bu onun çokta umrunda değildi. Dora ile vakit geçirmeyi seviyordu. Aynı şekilde Dora'da Mile ile vakit geçirmeyi seviyordu.

"Tamam yarışalım burda başlıyor yarış. Buradan eve kadar."

Dora sırıtmaya devam etti. Sonra sarı ışık yandı hazırlandılar ardından yeşil ışık yandı ve aynı anda gaza bastılar.

Ve yarış başladı.

İkisininde kaybetmeye niyeti yoktu. Ne zaman yarışsalar berabere kalıyorlardı. Bu değişmezdi. İkiside yan yana ilerliyorlardı. Dora hafiften öne cıktı. Ancak Mile durmadı daha da hızlandı. Bu sefer önde olan Mile idi. Dora'nın bu yarışı kaybetmeye niyeti yoktu. Ayakları gaza daha cok baskı uyguladı. Uzaklardan evleri gözüküyordu.

İkiside yanyana ilerlerken herşey aniden gelişti. Dora'nın önüne kırmızı bir marcedes atladı. Dora arabaya çarpmamak için ani fren yapsada arabaya çarpmasını engelleyememişti. Gri Audi sert bir şekilde kırmızı Marcedese çarptı. Dora'dan tiz bir çığlık yükseldiğinde Mile şok içinde gözlerini kocaman açmıştı. Hızla motorunu durdurup indi. Koşarak gri audiye doğru ilerledi.

Yüzünde şok olmuş ve korkmuş bir ifade vardı. Dora'nın kafası koltuğa yaslanmış ve şakaklarından aşşağıya doğru süzülen kırmızı kanla Mile elini ağzına götürdü. Dora'nın bilinci tam olarak gitmemişti. Gözlerini zorlada olsa hafifçe aralamaya çalıştı ve başardı.

Kafasını oynattığı anda başındaki ağrı daha cok ağırdığı için ağzından bir inilti firar etti. Mile Dora'nın iniltisini duyunca kendine gelmeyi başardı. Hemen arabanın kapısını açtı. Dora'nın ehliyet kemerini açmak için Dora'nın üzerinden ehliyet kemerine uzandı. Kemeri açtıktan sonra Dora'dan kesik kesik inlemeye başladı. Fazlasıyla canı yanıyordu. Özelliklede başındaki ağrı canını acıtıyordu.

Mile emniyet kemerini çözdükten sonra Dora'nın yüzünü avuçladı. Canını acıtmamak için fazlasıyla dikkat ediyordu. Başındaki yara derindi.

"Dora bak bana." Dedi Mile.

Dora zar zor gözlerini aralıyordu. "Dora bak şimdi seni arabadan indireceğim ve motoruma binip eve gideceğiz tamam mı?" Dora cevap verecek durumda değildi. Başını dahi oynatamıyordu. Zar zor baş parmağını kaldırıp diğer parmaklarını kapattı ve ok işareti yaptı.

Mile zorla gülümseyip Dora'nın kolunu kavradı. Arabadan indirmeyi başardı. Onu matoruna doğru ilerletirken kırmızı marcedesin plakasına bakmak istedi ancak plakası yoktu. Araba neden bir anda önüne atlamıştı? Burada ne oluyordu? Arabadakilerin yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek aklına gelmemişti.

Şuan tek bir derdi vardı. Oda dostuydu. Bununla daha sonra ilgilenecekti. Şuan dostu zor durumdaydı. Onunla ilgilenmesi gerekiyordu. Mile Dora'yı yavaşça motora bindirdikten sonra oda bindi. Dora kollarını Mile'nin beline sardı.

Dora'nın Her yeri ağırıyordu. Mile motoru çalıştırdı ve sürmeye başladı. Evlerine gelmek üzereyken kaza olmuştu zaten. Az bir fesafe vardı. Evin önüne geldiklerinde Mile motoru durdurup Dora'ya zarar vermicek şekilde indi. Ardından Dora'nın kolunun altına girip onu eve doğru yönlendirdi. Kapıya geldiklerinde kapının hemen yanındaki cihazdan mavi bir ışık yanıp sönmeye başladı.

Mile hala Dora'nın kolunun altındayken gözünü cihaza doğru yaklaştırdı. Cihaz aktifleştikten sonra kapı açıldı. İçeri girdiklerinde Mile Dora'yı zar zor kanepeye yatırdı. Oda kanepenin önünde çöküp Dora'nın elini tuttu.

"Dora bebeğim bekle biraz seni iyileştireceğim. Yukarı çıkıp ilk yardım malzemesini getirip geliyorum." Dedikten sonra Dora'nın elini bırakıp merdivenlere yöneldi. Yukarı çıkıp ilk yarcım çantasını getirdi. Mile Dora'nın alnındaki yarasına pansuman yaptıktan sonra hem kendi üzerini hemde onun üzerini değiştirdi.

Dora gözlerini zorla açıp kapatıyordu. Fazlasıyle yorgundu ve uykusu vardı. Başı fena halde ağırıyordu. Uyursa geçeceğini düşünerek kendini uykunun kollarına bıraktı. Bu zor olmamıştı zaten uykusu vardı. Mile Dora'nın uyuduğunu gördüğünde aklına kırmızı marcedes geldi. Kendini tuhaf hissediyordu. O arabada bir şey vardı. O arabadan fazla kötü enerji alıyordu. Mile'nin altıncı hissi kuvvetliydi. Dora hala uyurken Mile arabayı araştırmaya başladı ancak hiç iyi sonuçlar alamadı.

OYUN BOZANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin