2/Çaresiz Ayrılık

28 4 0
                                    

Açık bir yaraya tuz basmak insanın ciğerini yakardı. Ama kabuk tutmuş bir yarayı kanatıp içine tuz doldurmak ölümün ilk adımıydı.

Zaten unutmadığımız şeyler elbet ki canımızı yakardı. Ama unutupda hatırlamaya zorlanılmış şeyler...

Bir şeyleri yeni yeni farkına vardığımda ayağa kalkmaya çalıştım. Ellerimi kanın olmadığı yerlere basarak doğruldum. Çantamdan ıslak mendil çıkartıp babamın başını tuttuğum yerleri silmeye çalıştım.

Şu an yaptıklarım ne kadar doğruydu veya doğru muydu?

Babamın başının ucundaki silahı elime alıp hızla çantama koydum ve ayağa kalktım. Abim böyle bir şeyi yaptıktan sonra silahı nasıl burada unutmuştu? Aklı neredeydi?

Vücudum dehşetle titrerken evden çıktım ve abimin beni beklediği yere doğru ilerlemeye başladım. Ne yapacaktı? Sokağın sonuna yaklaştığımda hemen karşıdan gelen polis arabalarıyla kalbim durmuş gibi hissettim, tüm kanım çekildi. Ayaklarımı hereket etmeleri için zorladım.

"Lanet olsun! Hadi hadi, durmanın zamanı değil, hadi!" Polis arabaları yanımdan geçip gittiğinde buz gibi olmuş ellimle  çantamın kolunu sıktım ve daha hızlı ilerlemeye başladım.

Abim sakin bir insandı ve böyle bir şeyi yapmasının mutlaka bir nedeni olmalıydı. Bu yüzdendi zaten yanına gidişim, onu kurtarmaya çalışmam.

Köşeyi döndüğüme karşıma çıkan eve doğru nerdeyse koştum. Kapı ben daha çalmadan açıldığında abim kolumdan tutup beni içeri çekti. Sendelesem de dengemi sağlayıp abime döndüm.

Giydiği gri tişörtünün üstündeki lekelerin ne olduğunu biliyordum. Kan.

"Abi ne yaptın sen?! Delirdin mi?!" Çanta mı yere atıp abimin üzerine yürüdüm ama bu elimde olan bir şey değildi. Beni etkisi altına alan şokun verdiği bir tepkiydi.

"Babamız ya o bizim! Babamız! Nasıl yaptın?!" Göğsüne vurduğum güçsüz yumruklarımı tuttu.

"Yapmak istemedim! Ama yapmak zorunda kaldım! Yoksa o beni öldürecekti tamam mı?! Mecburdum!" İstemsizce gözlerim doldu.

"Nasıl zorundaydın ya?! Ne saçmalıyorsun abi sen?!" Tokamdan çıkan saçlarım yüzüme yapıştığında hızlı hızlı soluyarak bakıyordum abime ama o hala dehşet içinde bana bakıyordu.

"Senin için yaptım Naz! Senin için yaptım!" Kaşlarım havaya kalktı.

"Ne diyorsun abi sen?! Ne benim için?!" Yumruk yaptığı elini duvara sert bir şekilde vurdu.

"Naz, izin ver kafamı toparlayayım." Sinirden titreyen elimle çantamı yerden aldım.

"Umrumda bile değil tamam mı?! Ben şimdi gidiyorum ve bir daha asla benimle konuşma!" Adımlarımı atıp evden çıkacaktım ama kolumdan tutup durdurdu beni.

"Yapamazsın Naz! Bu işe girdin bir kere! Beni ardında bırakamazsın!" Kolumu çekmeye çalıştım ama abim öyle sıkı tutuyordu ki gitmemi istemediğini gerçekten belli ediyordu.

"Bana bir açıklama bile yapmıyorsun ki abi! Madem benim için yaptın söylesene neden?!" Gözlerimin içine bakarak kırık bir nefes aldı.

"Seni saklıyormuş çünkü! Seni gerçek ailenden saklıyormuş!" Elimdeki çanta tekrar yere düştüğünde gözlerimi kısıp yüzüne baktım abimin. Gerçek aile mi?

"Ne?"

"Evet Naz gerçek ailen! O babamız dediğin adam senin gerçek baban değilmiş! Seni saklıyormuş!" Beynim idari etmeyi bıraktığında yerdeki kirli halıya oturup iki elimle başımı ovmaya çalıştım.

YANIK DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin