Bazen bana sunulan bu hayatta tercih hakkım olmasını isterdim. Bir anneyi ben seçmek isterdim. Bir babayı, bir evi , bir aile seçme hakkına ben sahip olmak isterdim. Asla kendi anne ve babamı seçmezdim. Onlara çıkmayan her sokakta bir yaşam isterdim. Onların sesinin olmadığı , varlıklarının olmadığı bir şehirde bir ülkede yaşamak isterdim. Ama şans bu ya aynı evin içinde onlarla nefes alıp veriyordum.
"Güneş kime diyorum ! Kalk şu sofrayı topla . Bir işe yara. "
Derin bir nefes alıp , yarım bıraktığım kitabı koltuğa bırakıp odadan çıktım. 2 odalı küçük rutubetli , pis evde ki tek sorun annem için sofrada duran kahvaltı demeye bin şahit tabaklardı. 2 tabağı tezgaha fırlatırcasına atıp sofrada ki bulaşıkları topladım. Evde baskın bir rutubet kokusu vardı dün ki yağan yağmurdan dolayı . Çatısı olmayan bir ev için çokta normal sayılırdı. Zaten bu koku bile artık evin bir parçası olmuştu. Bu ev asla sıcak bir aile evi kokusuna sahip olamazdı. Çay kokusu olamazdı bu evde. Yada bir annenin yaptığı yemek kokusu .
Bu evde alkolik bir babanın pis içki kokusu ve rutubetin getirdiği küf kokusu vardı. Bu evin ruhu böyle kokardı.
Bulaşıkları yıkayıp ıslak elimi üstümle kuruladım. Bugün pazar olduğu için işim yoktu . Bir kafede bulaşıkcı olarak çalışıyordum. Arada kafede çalışan az olunca ve iş fazla çıkınca müşteri önüne çıktığımda oluyordu ama genelde arka planda çalışırdım.
"Bulaşıkları yıkadım. Sofrayı da topladım. Bana iş çıkarma ."
Annem olacak kadına seslenip odama geçtim. Bir yatak bezden bir dolap ve kırık bir çalışma masasından ibaret olan odam bana yetecek kadar iyiydi. Öyle lüks bir hayat hayali kuran o kızlardan olmadım . Sadece iyi bir anne baba hayali kuran biriydim. Daha fazlasını asla istemezdim.
Yarım bıraktığım kitaba geri döndüm . Ev kitabı okumak için istediğim sessizlikteydi. Televizyonumuz yoktu. Babam geceden kalma sızmış uyuyordu ve annem de büyük ihtimalle can sıkıntısından ya uyuyacaktı yada komşuya gidecekti.
Ben ise kitap okuyup , uyuyup dinlenecektim. Ne de olsa yine yarın iş başı yapıp 6 gün boyunca yorgunlukta sürünecektim. 4 yıldır olduğu gibi .
.......
Yazgı
"Kızım senle bir Avm'ye mi gitsek ? Haftasonu seni evde böyle zor tek buluyorum ."
Annemin sitemine tebessüm edip yanağından sıkıca öptüm. Annem bu hayatta ki en büyük şansımdı. Bu hayatta herşeyi seçme hakkım olsaydı yine kendi annemi yine babamı yine abilerimi ve ikizimi seçerdim .
Ama bu sefer öz kızları olarak doğmayı isterdim .
Ailemin öz kızlarının bir gün ortaya çıkıp bana ait olanı alacak olma korkusu tüm kabuslarıma konuk oluyordu. Kaç gecem böyle karardı saymaz oldum . Sahip olduğum bu hayatın elimden alınma korkusu ile yaşamak benim bir bütünüm haline geldi .
Ailede ki herkes bu korkumun yersiz olduğunu söylüyor. Annemle babam 'seni asla bırakmayacağız' diyorlar ama hiç mi diğer kızlarını merak etmiyorlar yoksa bana mı belli etmiyorlar bilmiyorum. Bazen düşüncelerine sızmak istiyorum. ' Bana yalan söylemeyin siz merhametli insanlarsınız. Kızınızı benim için mi hayatınıza dahil etmiyorsunuz' diye avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum.
Bazende akılarına öz kızlarını getirip kendi sonumu hazırlamamak için susup , bana düşen rolü oynamaya devam ediyorum.
Nereye kadar bu büyük sırra kör olacaz bilmiyorum ama tek bildiğim büyük veya küçük herkesin kıyameti er geç kopacaktı.Bu kıyamette zarar gören olmak istemiyorum. Tek isteğim bu .
.....
Buda hayatlarında bir kesit .
İkisinin iç dünyaları ve düşüncelerini okudunuz. Nasıl buldunuz ? Lütfen belirtin yorumlarda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM HAYATIM
General Fiction2 genç kız Ve tek bir kıza yuva olacak bir aile Gerçek bir aile olmak için kan bağımı önemli ? Yoksa gönül bağımı ? Bunun cevabının savaşı iki genç kızı çok yoracak ama cevap ne olursa olsun birinin canı daha çok yanacak . Gerçek ailesini almak...