Bölüm-2

24 3 13
                                    

Arkadaşlar ben iki kuralı yazmayı unutmuşum. Düzenlersem bir çoğunuz görmeyecek. O yüzden buraya yazıyorum.

•Ülkeler insan boyundan uzundurlar.

•Ülke boyları yüzölçümlerine göredir.

Kuzey Kıbrıs'tan başlayalım🚺

Dur şimdi babam ciddi miydi? Alamanya benim halamdan mı hoşlanıyordu? Olaylara bak sen.

Dur şimdi halamlar nereye gitti? Kesinlikle Nihonlara. Ben orayı basmaz mıyım? Az önce Nihon halamı getirdi. Halam doğrudan yattı. Tamam orayı basmanın tam sırası.

İnsanlar bana çocuk muamelesi yapsa da, 40 yaşında ülkeyim.

(Durun kontrol edip geliyorum, böyle ülkelerin yaşını yanlış yazıp, sonradan farkettiğim oluyor. Fark edince düzenliyorum. Sonraki bölümde zaten okumuşlardan özrümü diliyorum.)

Şimdi diyeceksiniz ki: "E o zaman kime velet muamelesi yapacağız?"

Söyleyim onu da, Güney Sudan 2011 tarihinde bağımsız oldu. Gidin veletlik tarifesini ona uygulayın.

Artık yaşını özerklikten mi bağımsızlıktan mı sayıyorsunuz? O size kalmış.

Şimdi ne yapıyoruz? Nihonların evini basıyoruz. Daha doğrusu onların evini değil, kulüp evini. Normalde birbirlerimizin evinde toplanıyorduk ama sonradan bir ev yaptırmaya karar vermişlerdi.

Ama ev de ne ev ya? Sanırsın BM binası. O kadar ülkenin sığması için yaptıkları şey.

Bisikletimi alıp kestirme yolu seçtim. Biraz ilerledikten sonra evlerine vardım.

Kapıyı çaldım, lan bunlar kaçıncı kattan iniyor? Sanırsınız gökten melek iniyor.

Gerçi melekler çok hızlıydılar.

Bunlar beni çağırmadılarsa kesin bir haltlar çeviriyorlar. Neyse Nihon kapıyı açtı. Hele şükür, az daha beklesem incir ağacı çiçek açacaktı.

Şaka ediyorum lan, incir çiçek mi açar? Ama şu "Beklemekten ağaç oldum." deyimini fazla kullanıyorum. Az değişik bir şeyler deyim.

Japonya🚺: Hoş geldin.

Kuzey Kıbrıs🚺: Hoş bulduk Anime abla. Şey benim halalar gene kimin dedikodusunu ediyor?

Japonya🚺: Seni niye getirmemişler cidden?

Kuzey Kıbrıs🚺: Sorma Anime abla, bunlar beni hiç bir şey anlamayan koyun sanıyorlar herhalde. Ben, nasıl davranırsam davranayım bunların gözünde yine aptal bir veledoyum.

Japonya🚺: Ben de nasıl davranırsam davranayım bunların gözünde manyak bir shipperım.

Derken yukarı çıkıyorduk, yuh!

Bunlar evin kaçıncı katında?

Böyle düşünürken duraksayıp, dizlerimde soluklandım.

Kuzey Kıbrıs🚺: Abla asansör yok mu? O kadar kişi nasıl çıktınız bu kadar basamağı? Siz böyle çıktıysanız, burası İstanbul trafiğine döner.

Japonya🚺: Ha? Ben spor olsun diye merdivenden çıkıyorum, sen niye beni takip ediyorsun ki?

Kuzey Kıbrıs🚺: Ablacığım, demedin ki "Burada asansör var." diye. Hem ben farketsem bile kaçıncı kat söylemiyorsun ki. Dümdüz gidiyorsun.

Japonya🚺: O zaman şu kata çık.

Diyerek bana bir kağıt uzattı. Asansöre bindim. Aslında evet bu evdeki ilk toplantıydı. Normalde bizim, Japonların, Korelerin vb. evinde toplanırdık. Alışılması zor olacak. Tıpkı bizim yer altındaki sığınağımız gibi. Ama o sadece geniş. Gezegenin katmanlarına inmiyor. Bunlarınki atmosferi deler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Countryhumans-Tek suçum TurmanyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin