7.

4 4 0
                                    

ölen birisi hakkında konuşmak kadar acı verici bir şey daha yok. gözlerin dolar,sesin titrer,yutkunamazsın. “eskiden..” “hatırlıyor musun..” “rahmetli çok..” “ah,eski günler..” “şimdi burada olsaydı..” “keşke son bir defa..” ile başlayan cümlelerin ağırlığını kaldıramıyor insan. değer verdiğin biriyle küsmek basit,oysa bir daha görüp göremeyeceğin bile malum olmayan birini özlemek. onun sesini unutmaya başladıkça kendi sesinden nefret edersin mesela. güzel anlar aklına geldikçe “neden bunu kaydetmedim ki kameraya..” “son kez sarılsaydım..” “keşke bunu da yapsaydık..”  “daha çok zaman geçirseydik..” gibi suçlamalar bitirir insanı. yani cenazeler ölüler için değil,asla da olmadı. ölen kişi sadece fiziksel olarak öldü,onu sevenler ise mental olarak çöktü. ölürken yaşamaya mecbur edildiler. tanımadığım insanın ölümü bile beni üzüyor,çünkü ben bunları yaşadım. eğer o kişiyi gerçekten seven varsa aynısını o da yaşar ve bu berbat. yani,ölümü herkes deneyimliyor aslında bir türlü. kimisi gerçekten ölerek, kimisi sevdiği ölünce,kimisinin umutları ölünce, belki de, bu bir çiçekte ola bilir..ölüm farklı bir kavram, anlayacağınız..

Memories never  die.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin