Canım sıkkın olduğunda takarım kulaklığımı müzik dinlerim yada mezarlığa giderim içimi dökerim ağlarım.. Eğer yalnızsam ya da evdeysem bilgisayardan canın sıkkınken güzel giden playlistlerden birini açarım, sigaramı yakar cam kenarına geçerim. Gece vakti yıldızları izleye izleye dalarım uzaklara; bazen düşündüren, sorgulatan şarkılar denk gelir düşünürüm. Yolda yürüyorsam kulaklığımı takar müziğimi açarım, kafamı da yere eğer düşüne düşüne yürürüm ya da dershane-okul gibi bir ortamdaysam depresif şarkılarımdan birini açar kafamı masaya koyar öyle dalar giderim, herkes uyuyorum sanır ama uyumam düşünürüm. Hoş herkes uyuduğumu sanmakla kalır, kimse de gelip sormaz. Evde tek değilken de aynı şeyi kulaklığımla yaparım, hoş o kadar düşünürüm belki düşünürken suratım şekilden şekle giriyordur ama kimse de sormaz... Ben böyleyim kızım işte sevdiğim değer verdiğim kişiler için gerekirse canımı veririm ama kimse sormaz beni. Ben canımın sıkkın olduğunu yüzüme yansıtmazsam kimse sormaz o yüzden artık soranlara da "Bir şey olmadı bana. Ne olmuş olabilir ki? Canım neye sıkılabilir ki? Canımı kim sıkabilir ki?sadece yalnız kalmak istiyorum" deyip geçiyorum ya da çok kötüysem kimsenin yüzüne bakmıyorum içime girseler bile herkesten ayrı takılıyorum çünkü ben böyleyim; canım sıkkınken ya da sinirliyken kırıcı birine dönüşüyorum bu yüzden sinirliyken konuşmuyorum seninle, bir şey derim kalbin kırılır diye çünkü ben sinirliyken ya da canım sıkkınken hiç olmadığım biri gibi konuşabiliyorum o yüzden kendimi sakinleştirmeden, kendimi toparlamadan kimseyle konuşmam, mesafeli olurum. Gerçi her şeyi gizleye gizleye yüzüme o mutluluk maskesini taka taka artık hislerimi de kaybetmeye başladım ben... Bazen öyle anlar oluyor ki ne hissettiğimi ben bile bilemiyorum. Artık o kadar alışmışım ki gizlemeye kendimden bile gizliyorum, canım ne zaman sıkkın ne zaman sinirliyim ne zaman mutluyum ben bile anlamıyorum. Bende böyleyim işte be güzelim; böyle yalnız, böyle bitik...
Artık yoruldum, güçlü görünmekten de, öyleymiş gibi davranmaktan da. Ağlamak zayıflık değildir ama kendime yarattığım alanda ağlamam yasak gibi geliyor. Ben kimseye ağlamadım, hep bana ağladılar. Bunun yorgunluğunu kimse konuşmuyor, ağlamak isteyip de ağlayamamak, artık yavaş yavaş o bataklığa gömülmek ve duygularını yeri geldiğinde bile kullanamak. Ben mutlu olduğumda bile suçlu gibi Hissetmek istemiyorum artık. Ben kendime mutlu olmayı layık görmek istiyorum, mutluyken saçmalamayı saçma bulmak istemiyorum artık. Kendimi olduğumdan olgun göstermek istemiyorum, yaslanacağım bir Omuz da istemiyorum. Ben sadece normal çocukluk yaşayıp biraz da olsun şımartılmak isterdim. Güçlü görünmek değil.
Sadece bu kadar yazabildim be gerisine izin veremedi içim...
