Ertesi sabah tüm ekip erkenden uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra son hazırlıkları tamamlamak üzere stadyuma doğru yola çıkmıştı. Hala günün erken saatlerinde olduğumuzdan dolayı çocuklar ya uyuyor ya da sakince aralarında sohbet ediyorlardı. Anladığınız üzere otobüste büyük bir sakinlik vardı. Belki de Cenk ve Barış'ın uyumasından da kaynaklanıyor olabilirdi. Öndeki koltukların birinde Serra ile yan yana oturmuş bu ana kadar çektiğim fotoğrafları gözden geçiriyordum. Her bir fotoğrafa baktığımda o anlar gözümün önünde canlanıp yüzümü güldürüyordu. Serra, sessiz sessiz oturup kameraya sırıttığımı fark ettiğinde o da gülümsemiş ve dikkatimi çekmek için kolumu çekiştirmişti. Başımı ona çevirdiğimde hala sırıtıyordum.
"Neye bakıp gülümsüyorsun bakalım?" Kaşıyla kamerayı işaret ettikten sonra imalı bir şekilde konuşmuştu.
"Hiç, dün çektiğim fotoğraflara göz geçiriyordum sadece." O ise benim sözlerimi hiç inandırıcı bulamamış "Öyle olsun bakalım" derken telefonuna dönmüştü.
"Kimin fotoğraflarına bakıp sırıttığını biliyorum ben ama." Kendi kendine konuşmuş, ne dediğini sorduğumda ise telefonunda izlediği videoyla ilgili olduğunu söyleyip geçiştirmişti. Ne söylediği hakkında hiçbir şey bilmediğimden dolayı daha fazla umursamadan başımı cama çevirdim. Bizim koltuğun tarafındaki perde hariç arkadaki tüm perdeler kapalıydı. Ortam o kadar sıkıcıydı ki, can sıkıntısından patlayacak gibi hissettim. Oflayarak yerimde tepiştim. Başımı, arkada neler olup bittiğini görebilmek için oraya çevirdim. Kalçam koltuktan hafifçe kalkmıştı. Sadece Arda ve Semih uyanıktı, diğer herkes uyuyordu. Aklıma gelen fikir ile yüzüm gülümsedi ve kameramı boynuma astım. Serra'yı kalçamla ittirdikten sonra kameramı açıp otobüsün içindeki ortamı kaydetmeye başladım. Hafif kıkırdamalarım ve uyuyanlar hakkında yaptığım yorumlar videoda duyulabiliyordu. Arda ve Semih beni fark etmiş, yüzlerindeki sırıtışla ne yaptığımı sormuşlardı. Bertuğ'a doğru eğdiğim kameramı kaldırıp iki koltuk arkaya, onlara çevirdim.
"Uyumayan efsaneler olarak kamerama çıkıyorsunuz." Kamera yüzümün yarısını kapattığı halde gülümsemem görünürdü. Arda sessizce kahkaha atmış, Semih de sözüme karşılık olarak saçını kulağının arkasına kıstırır gibi yaparak komik bir ifadeyle kameraya poz vermişti. "Öyle mi kızzz." Sesini de inceltip konuştuğunda Arda diğerlerini uyandırmamaya çalışarak koltuğunda kahkaha atıyordu. Onların bu hallerine karşılık ben de kahkahamı tutamamıştım.
Düşmemeye dikkat ederek yan yana uyuyan Barış ve Cenk'i de videoya aldıktan sonra horlamalarıyla otobüsün sessizliğine yeni bir harmoni ekleyen Salih abinin yanına ilerledim. Ben onu kaydederken Arda ve Semih'in, Cenk'in başını Barış'ın omzuna koymasına gülerek yaptığı yorumlar duyuluyordu. Salih abi kollarını bağlamış, ağzı hafif açık bir şekilde uyurken horluyordu. O kadar komik görünüyordu ki sessiz kahkahalarımı tutamıyordum.
"Ezgi, onu düzgün çek, horluyorsun dediğimizde bize inanmıyor çünkü." Arda arkadan bana seslendi. Kamerayı tepiştirmeden diğer elimle Arda'ya doğru "anlaşıldı ortak" anlamında baş parmağımı kaldırdım.
Serra'yı da videoya ekledikten sonra en arkaya doğru ilerledim. Kenan en arkanın önündeki çift kişilik koltukta başını cama yaslamış uyuyordu. Hem arkada olduğundan hem de cama doğru eğilmiş olduğundan dolayı onu fark edememiştim.
"Son olarak da arkada yalnızlar kralı gibi uyuduğu için göremeyip es geçtiğim Kenan Yıldız'a gidiyoruz." Kamera hala kayıttayken konuştum. Koltuğuna ulaştığımda kamerayı yavaşça ona yaklaştırdım. Cama dayadığı saçları dağılmış, başı hafifçe eğikti. Yaydığı bacaklarının üzerinde konumlandırdığı elinde ise telefonu vardı. "Uyurken bile telefonunu bırakamıyor." diye düşünmeden edemedim. Kısa bir süre daha onu videoya aldıktan sonra kalçamı koltuğun kenarına yaslayıp kamerayı kendime çevirdim. "Türkiye A Milli Takımı'nın otobüsünde, Ezgi Aydın ile birlikteydiniz." Videoyu kaydettikten sonra kamerayı bırakıp tekrar boynumdan sarkmasına izin verdim. Magazin kanallarında konu arasına böyle eğlenceli videoları eklemek izleyicilerin dikkatini daha da çekmeye yarıyordu. Videonun arkasındaki kişi tıpkı bir sunucu gibi komik fikirlerini de kattığında yüzlerdeki gülümseme büyüyordu.
YOU ARE READING
La Mia Stella / Kenan Yıldız
FanfictionBir magazinci olan Ezgi Aydın, Euro 2024 boyunca Türkiye takımının gidişatını ve ortamını kayıt altına almak amacıyla görevlendirilir. Takımın bir parçası haline gelen Ezgi çok mutludur. Fakat onun gözünü bir "Yıldız"ın ışığı kör etmiştir. "A millio...