chan agorafobi'ye sahip ünlü bir tasarımcıydı, seungmin de çok başarılı bir terzi. ikisinin ortak noktası ise "chan's room" un en güvenli alanları olmasıydı.
yazılmaya başlama tarihi: 20/02/2024
yayımlanmaya başlama tarihi: 27/03/2024
psikoloji eti...
[ne ben bu bölümü yazdım ne de siz okudunuz!?? tamam midir🫡]
bölüm şarkımız: red moon - kim woo seok🍾
“iki kalbin anlaşması ilkbaharı yüz yıl uzatır.”
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🍷
Seungmin yorgun adımlarla içeri girmiş ve salonda bulamadığı sevgilisini odada uzanırken bulmuştu. Baştan beri bu geceyi Chan ile geçirmeyi planladığı için hafif bir gülümsemeyle kendini yatağın üzerine bırakmış ve bu arada Changbin'in iyi olduğuna dair haberleri de vermişti zaten.
Chan ona bir öpücük verirken Seungmin fısıldamıştı.
"Sanırım olanlardan sonra yoruldun,"
Geriye çekilip yan tarafa uzandıktan sonra sesini biraz yükseltmişti.
"E uyuyalım o zaman."
Chan ise Seungmin'in amacını çoktan anlamış yarım ağız bir sırıtmayla ona dönmüştü. Hızlı bir hareketle sevgilisinin üzerine konumlanırken bir koluyla ince beli sardı. Alt bedenlerinin birbirine baskı uyguladığı sıralarda Chan da dudaklarını Seungmin'in dudaklarına sürtüyordu.
"Beni bu şekilde azdırabileceğini sanıyorsan, tebrik ederim doğru sanıyorsun."
Seungmin sevgilisine kıkırdayıp dudaklarına uzandığında Chan da eğilmiş ve aralarında uzun bir öpüşme başlatmıştı. Saniyeler ilerledikçe öpüşmeleri hızlanıyor ayrıca kibar olmaktan uzaklaşıyordu. Tükenen nefesleri de olmasa sonu gelmeyecek gibiydi. En sonundaysa Seungmin'in Chan'ın dudağını ısırıp geri çekilmesiyle son buldu.
"Yaşına göre harika bir nefes yönetimin var Bahng Christopher."
"Yaşımdan bağımsız yönetme mevzusunda iyi olduğumu söylerler Kim Seungmin."
Seungmin, Chan'ın yakasından tutup kendine çekerken gözlerini devirmişti. Bir yandan da bacaklarını aralaması Chan'ın üzerinde daha rahat hareket etmesini sağlıyordu.
"Kimlerin söylediği umurumda değil Bahng, benim söylememi beklemen gerekiyor."
Chan sevgilisinin tatlı kıskançlığına gülmüş ve tekrar başını eğmişti. Bu sefer hedefi kızarmış dudaklar yerine süt beyaz teni olmuştu. İlk önce minik birer öpücük kondurduğu boynu daha sonra sertçe öpmeye hatta bazen dişleriyle çekiştirmeye başladı. Yavaş hareketlerle aşağı ilerlediğinde köprücük kemiklerini de es geçmemişti.
Geri doğrulduğunda Seungmin kollarını kaldırmış Chan'ın tişörtünü çıkarmasını bekliyordu. Hafifçe doğrularak sevgilisine yardımcı olduğunda Chan'ın vücudunu tarayan gözleri kısa süreli bir utanma yaratmıştı.
Chan için ise utanacak bir durum yoktu. Ayağı alçılıyken duşa yardım etmek için de çok kez Seungmin'i yarı çıplak görmüştü zaten. Ancak mevzu bu değildi, içinde harlanan ateş her şeyi ortaya döküyordu. Şu an ilk defa hissettiği ağır şehvetin etkisindeydi.
Eğilip köprücük kemiğinden aşağı ilerlemeye devam ettiğinde Seungmin'in göğüs hassasiyeti olup olmadığını merak etmiş, olmadığını anlayınca da canını acıtmamak adına hızla geçmişti. Kasıklarına kadar inip son birkaç öpücük bıraktıktan sonra doğrulup sevgilisinin gözlerine baktı. Daha önce bazı başlangıçlar yaşamış olsa da bu Seungmin'in ilkiydi, Chan'ın tereddütü de bu yüzdendi.
"Devam edeyim mi güzelim?"
"Devam etmezsen üzülecek gibi duruyor."
Chan'ın sertleşmeye başlamış penisine ithafen konuştuğunda ikisi de gülmüştü. Seungmin'den dolaylı olarak 'evet' cevabını aldığında devam etmek için hareketlendi. Tişörtünü sıyırıp Seungmin'in dikkatini bedenine odakladıktan sonra önce Seungmin'in pantolonunu sonra kendininkini tamamen sıyırmıştı.
Utanç sevgilisinin tüm benliğini ele geçirirken gözleriyle süzdü önündeki bedeni. Çok zayıf olmayan ama ince beyaz bacaklarını, hafif belli olan karın kaslarını, şekilli kalçasını, güzel yüzünü ve kızarıp şişmiş dudaklarını...
"Bir Tanrı kadar çekici, bir Tanrıça kadar güzelsin sevgilim."
Seungmin, Chan'ın beğeni içeren bakışları ve iltifatları altında ezilmiş hissettiğinde sadece sessiz bir teşekkür mırıldanabilmişti. Hemen ardından Chan'ın belinden tutup onu çevirmesi kısa süreli bir panik yaratsa da bel oyuntusunu okşayan elleri sakinleşmesini sağlamıştı.
"Sakin ol yavrum, bir şey yok."
Önündeki ıslak deliği dili ve parmaklarıyla genişletmeye giriştiğinde Seungmin ilk başta delicesine utanmış daha sonrasındaysa aldığı zevk ile deli gibi inlerken utancını tamamen unutmuştu. Bir süre sonra Chan'ın parmaklarının kendinden uzaklaştığını hissedince yanındaki sehpada duran kondoma uzanıldığını gördü. Hemen ardından da Chan'ı içinde hissettmiş ve ufak bir çığlıkla buna karşılık vermişti.
Chan ilk önce biraz beklemiş daha sonra hareketlerini hızlandırmıştı. Hızlandığı sürede beli bükük olan Seungmin'in başı da yatağa düşmüş ve çocuk zevk içinde kıvranmaya devam etmişti. İkilinin inlemeleri birbirine karışırken belki de onlara en çok zevk veren şey bu seslerdi.
Chan, boşalacağını hissettiğinde Seungmin'i de çekiştirmeye başlamış ve en sonunda ikisi birlikte boşalmıştı. Bağlanmış kondom odanın bir kenarında yerini alırken Chan kendini Seungmin'in yan tarafına bırakmıştı. Seungmin'in gözlerine bakamadığını fark etmesiyle güldü ve sevgilisine birkaç öpücük verdi. Bundan güç alan Seungmin yerinde doğruldu ve Chan'ı tekrar uzunca öptü.
Chan'ın hâlâ sert duran penisiyle göz göze geldikten sonra uzanıp yeni bir kondom almış ve ardından sevgilisinin kucağına oturup sürtünmeye başlamıştı. Yukarı doğru kendini çektiğinde Chan'ın kulağına doğru fısıldamıştı.
"Böyle devam edeyim sevgilim, olur değil mi?"
Ardından cevap beklemeden de geriye doğru sürünmüş ve bu sırada karın kaslarının üzerinde dilini gezdirmeyi de ihmal etmemişti. Yaptığı her şeyin yanında göz temasını kesmemesi Chan'ın daha da yükselmesine sebep olurken kalçasını birkaç kez kıvırıp Chan'ı tekrar içinde hissetmeye hazırlandı. Chan'ın hırıltılaşan inlemeleri doğru yolda olduğunu anlatırken fark etmeden bedenini kıvırması hatta bazen göğüslerine dokunması da Chan için müthiş bir görsel şölendi.
"Bana olan sevgini duymak istiyorum Bahng?"
Hızlandığı kalça hareketleri yüzünden Chan'ın elleri belini iyice sıkarken Chan yüksek sesle söylenmişti.
