Gözlerimi devirip, hızlıca odasından çıkmak için yeltenmiş ve kapıya doğru giderek, çıkmıştım...
Hızlı adımlarla evdende çıkmış, arabama binmiştim. Arabayı gazlayıp, aile evine doğru sürmeye başlamıştım.
O adam beni niye çağırıyor, hiç bir fikrim yoktu. Bir kere bile çağırmamıştı, şimdi önemli bir iş olmalıydı. Buna emindim, Jeon ailesi birisine işi düşmezse hiç bir zaman onu umursamaz. Kafamdakı bu düşünceleri neyseleme kararı aldım, zaten gidince ne olduğunu öğrenecektim..
*
Aile evine gelmiştim bile, iki katlı bir villaydı. Nefret ediyordum bu lanet evden! Bir kere bile yüzüm gülmemişti bu evde.
Şimdi bunları düşünmenin sırası değil Jisoo diye kendi-kendime tekrarladım. Evet sırası değildi, bir an önce neden çağırıldığımı öğrenmek istiyordum.
Kapıyı çaldığım gibi çalışanlardan biri açmıştı.
"Hoşgeldiniz Bayan Kim." Diye lafa atladığında kafa sallamakla yetinmiştim. Bayan Kim demeleri için özellikle uyarmıştım onları, Jeon olarak anılmak istemiyordum ve istemezdim de..
Kafamı çevirip, hızlıca geride bıraktığım çalışana döndüm.
"Babam nerde?" Sorduğum soruyla afallamış, daha sonra da kendisini toparlamıştı.
"Salondalar Bayan Kim." Diye mırıldanmıştı.
Hızlı adımlarla kolidordan salona geçmiştim. Büyük salonda babam ve annem tekli koltuklarda oturuyorlardı. Karşılarında da Jungkook oturuyordu.
Yavaşça ilerleyip, Jungkook'un yanına oturmuştum.
"Hoşgeldin Noona." Diye Jungkook konuştuğunda "Hoşbuldum" diye mırıldanmış ve kafamı babama çevirmiştim.
"Beni çağırmışsın baba?" Gözlerim onları inceliyordu. Eskiden olsa korkardım, gerilirdim, ama artık öyle bir Jisoo değildim ben..
"Evet seni çağırdım, bize yardım etmen gerekiyor Jisoo!" Sert sesi yine kulaklarımda yankılandı. Biliyordum işte! Bir şeye ihtiyaçları olmasa beni umursamazlardı bile!
"Ne yardımı?"
Ayağa kalkmıştı babam ve konuşmaya başlamıştı.
"Şirketimiz iflas etmek üzere Jisoo, bu konuda bize yardım edebilecek tek kişi sensin!"
Söylediklerini hala anlamıyordum, neden benden yardım istiyordu? Benim şirketle alakam bile yoktu! 2 saniye içinde kafamda bu kadar soru oluşmuştu ve ben bunları boşverip, babam denen adamı bölmeden dinlemeye devam ettim.
"Şirketimizin iflasının sebebi Kim Taehyung! O yüzden onun şirketini batırmamız lazım, seninde yapman gereken tek şey söylediğim belgeye ondan almak!" Söylediklerinin üzerine ayağa kalkıp, küçük bir kahkaha atmıştım. Sinirden aptal gibi gülüyordum. Bu adam şaka yapıyordu değil mi?! Resmen Taehyung'la yakın olup, belgeyi almamı söylüyordu, yani ona ihanet etmemi!
Taehyung şirketini büyük bir zorluklarla kurmuştu. Bu yerlere çok zor gelmişti. Şimdi onun bütün her şeyini yok sayamazdım, emeğini asla yok sayamazdım!
"Bunu asla yapmayacağım, ona ihanet etmem!" Bağırmamın üzerine sağ yanağıma sert tokadı geçirmişti bile babam..
Gözlerim dolmuştu, ama umursamadan bağırmaya devam ettim.
"Yapmayacağım, anlıyor musunuz?! Yapmayacağım! Ona asla ihanet etmem!" Babamın konuşmasına bile izin vermeden hızlıca çantamı koltuktan aldığım gibi salondan çıkıp, kapıya koşmuştum.
Çıkış kapısını aralayıp, hızlıca arabama doğru koşmuştum.
Anahtarla arabanı kapısını açmış ve şoför koltuğuna yerleşmiştim. Arabayı çalıştırıp, gaza bastığımda direk Taehyung'un evine doğru gitmeye başladım...
#
Ellerimle yüzüme düşen saçlarıma geriye ittirip, merdivenleri çıkmaya başladım. Şuanda Taehyung'un evindeydim, gelmiştim..
Her şeyi ona anlatacakdım, bu ciddi bir konuydu..
Çalışna odasının önüne gelip, kapıyı tıklattım. "Gir" komutunu aldığım gibi içeri girdiğim de Taehyung'la göz-göze gelmiştik.
"Yuna uyuyor Jisoo." Söylediğini es geçerek hızlıca lafa atladım.
"Biraz konuşabilir miyiz..?" Sakin çıkan sesimle birlikte o fazlasıyla şaşırmıştı. Oturduğu deri koltuktan kalkıp, yanıma ilerledi. Bense onu geride bırakarak çalışma odasından çıktım, biliyordum arkamdan gelecekti..
Yatak odamıza -eski- girip, terasa doğru ilerledim. Cam kapıyı ittirerek açmış ve temiz havanın ciğerlerime dolmasına izin vermiştim.
Taehyung ise arkamda gelmişti, hemen yanımda durup, yüzünü bana çevirmişti.
"Jisoo n'oluyor?" Kaşları çatılmış, yüzü gerilmişti sanki.
"Hani ben babamlara gidecektim?" Yutkunarak konuşmuştum, çünki Taehyung bunu öğrenirse iyi şeyler olacağını düşünmüyordum..
"Evet gittin, ama beni ne ilgilendirir bu?" Söylediklerimi anlamaya çalışıyordu.
"Ş-şirket iflas etmek üzereymiş ve bunun sebebi senmişsin.. Senden bir belge alıp, onlara getmemi, şirketini iflas ettirmemi istediler benden.." Söylediklerimin aksine sakindi, şu anda sinirini benden çıkarmasını bekliyordum, ama öyle olmamıştı. Bende susmayıp, lafıma devam ettim.
"Demek istediğim ben kabul etmesem bile peşine adam takabilir, hatta Jungkook'u bile peşine takabilir.. Dikkatlı ol lütfen.." Söylediklerime kahkaha atmaya başlamıştı, ama sinirliydi belliydi.
Yavaşça arkama geçip, beni kendisine çevirdi. Belim demir korkuluklara yaslıydı, Taehyung ise ellerini belime yerleştirmişti.
"Belki de bunu bana başkası yapsa asla kanmazdım, ama o ihaneti bana sen yapsaydın, hiç bir zaman anlayamazdım, çünki sana gözüm kapalı bile güveniyorum Sevgilim.." diye mırıldanmış ve aylardır bir-birine hasret kalan dudaklarımızı birleştirmişti...
____________________________________Hii guyss! İki hafta aradan sonra yine beenn!!!
Niye bölüm atmıyorsun derseniz, bende bilmiyorum, yani bilmiyorum ehee
Neyse görüşürüzz millet! Kendinize iyi bakın!!!
Seviliyorsunuzzz<333
-Gülerr (wimyass verss)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"We Can Be Again, Darling"/ 'Vsoo'
Fanfiction"Kim Taehyung ve Kim Jisoo boşanmıştı, fakat küçük Kızları Kim Yuna vardı..." Kth&Kjs Texting+düzyazı #1 - Kim Jisoo #3 - Kim Jisoo