Sizce Kader diye bisey varmiydi?
Bir keresinde anneme babam konuşurken duyduğum şeyi sormuştum oda gülümseyerek saçlarımı okşayıp. "Kader senin yaşadıkların,yaşadıkların senin kaderin." Demişti Bana o gün anlamamıştım ne demek istediğini ama şimdi çok iyi anlıyordum
Benim yaşadığım her şey kaderimdi peki ya şuan bu anı yasamamda kaderimmiydi, "Tanıştığıma memnun oldum" adamın yüzüne alık alık baktığım için benim yerime o konusmustu.Yapma bi gülüşle elimi uzatıp, " Bende " dedim
Hiç beklemediğim bir anda hiç beklemediğim bir soru sorunca şaşırdım " Tamer bana en son sizin yanınıza gideceğini söyledi,yani en son siz görmüş olmalısınız."
Şuan tedirgin olmuştum neyseki arkadan birisi " Tahir buraya gelsene hemen." Diye bağırınca birazda olsa rahatlamistim elini uzatıp sahte bi gülüşle, " Tekrardan tanıştığımıza memnun oldum." Ben hiç olmamıştım ama neyse gerçekten çok gıcık bi tipti, Deniz, " üff be çocuğa baksana kızım!,dalyan gibi herif şu boya posa endama bak bee !" Deyince ağzının üstüne bir tane yapıştırdım oda inledi, "Ne var be dalyan gibi heriff " deyince tam cevap verecekken arkadan birisi "Farah abla Farah abla!" Diye yanıma gelip bana sarılınca şaşırdım,bende onun boyuna gelmek için eğilip saçlarını okşayarak sarıldım ona benden ayrılıp," Farah abla abim nerde annem neden ağlıyor, kimsede birsey söylemiyor." Elif Tamerin kardeşiydi
Henüz 8 yaşındaydı,ve abisinin bu kopyası gibiydi,şuan o kadar berbat hissediyrdumki kendimi " Elif'cim ablam abinin şimdi çok işi var ama sonra gelecek tamami?" Deyjnce heyecanla bir kez daha sarıldı bana,ve o an yüreğim parçalandı.
Beni bırakıp koşa koşa farklı bir yere gitmeye başladı.
Kendimi kadar kötü hissediyordum ki buradan uazklasmam lazımdı. Koşarak adımlarla ilerledim. Deniz arkamdan bagirsada umursamadim.Şuan nerede olduğumun daha yeni yeni farkına varıyorum bi Deniz kiyısının yanında yürüyordum.Ne kadar zaman dır burada olduğum hakkımda hiç bir fikrim yoktu yanımda ne telefonum ne de çantam vardı orda kalmıştı. Hepsi Şuan orayada epey uzaktim yanımdaki banka oturdum kafami yere eğip soluklanmaya çalıştım. Kafamı sağa çevirdiğimde bir mendil satan erkek çocuğu gördüm.
Ellerimle gel işareti yaptım ve onu çağırdım yanıma gelip bana mendil uzatınca eğilip saçlarını oksadim ufaklığın " Ne yapıyorsun burada,ailen nerede bakim." Ama o bana değilde arkama korkuyla bakıyordu. Bende arkama döndüm bizim olduğumuz tarafa doğru gelen iki tane maskeli gördüm
Çocuğun ellerinden tutup adını sordum. "Adın ne?" Bana korkuyla bakıp " Veysel " Dedi. " Veysel,şimdi arkana bile bakmadan uzaklaş burdan olurmu? Ablacım,al şu parayıda tamammı?" Deyip saçını oksadim,
Hiç gitme tarafları değildi ama kafa sallayıp gitti. Arkama döndüm önce uzun boylu olan maskeli bi tane yumruk attı ama yere eğilip tam ortasına bacagimla dirsek atınca inleterek yere düştü.
Öbürüne göre daha kısa olan maskeliyse arkamdan vurunca güldüm,şuana kadar kaç kere vurulmuştu o sırta o mu yikicakti beni.
Elinden kavrayıp bi anda ters çevirince bağırdı,piçin oğlu galiba elini kırmıştım yüzüne de bi yumruk atıp elindeki silahı alarak jarjör kısmını kafasına vurdum. Uzun boylu olan sa fırsatı değerlendirip yüzüme bi tane vurunca bu bana acı değil de zevk verdi
Uçan tekmeyle vurunca arkaya sendeledi toparlanmasına izin vermeden bide kafasına geçirince yere düştü,galiba bayilmisti tam soluklanmak için yere oturacakken arkamdan birisi sırtıma vurunca gözlerim karardı gördüğüm son görüntü ise karşımda iki çift siyah topuklu ayakkabıydı.