Sinir katsayım tavandı. Sabah salak ev arkadaşım Mingi akşam çok içtiği için kıçını koltuktan zor kaldırmıştı ve otobüse saliseler kala yetişmiştik. Tabii uykusuna şu an otobüs koltuğunda devam ediyordu ama neyse.
Sakince bir soluk vererek otobüs camından dışarı baktım gideceğimiz yere 40 km kalmıştı. Bu iyi haberdi çünkü yanımdaki hayvan nasıl uyuyorsa salyaları akmaya başlamıştı. Kampa gittiğimizde kesinlikle Mingi'yi çadırıma almamayı aklımın bir köşesine yazdım.
Kendi kendime sırıtıp camdan tarafa dönüyordum ki gözüme biri ilişti. Yan taraftaki tekli koltuğa oturmuş okulun birincisi Kang Yeosang.
Onun burada ne işi vardı 12-E farklı bir otobüsle geliyordu. Acaba otobüsümü karıştırmıştı. Tam önümde oturan Hongjoong'a soracakken aklıma onların sınıfının bizden daha kalabalık olduğu geldi.
Zaten etrafa bakınca iki üç kişininde o sınıftan olduğunu gördüm. Lakin bir sorun vardı bizimkiler onlara hiç de hoş bakmıyordu. Bunun sebebi 12-E nin kibirli ve çokbilmiş olmasıydı. Hatırlıyorum onuncu sınıfta sırf bu yüzden kavga çıkmıştı ve o olaydan beri onlarla yollarımızı ayırmış hiçbir şekilde iletişime geçmemiştik. Tabii arada bir birbirimize laf sokuyorduk.
12-E nin çoğunu biliyordum fakat Yeosangla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Bunun sebebi onun on birinci sınıfta transfer olarak gelmesiydi. Okul birincisi olmasa onun okulda olduğunu bile bilmezdim. 12-E devlet sırrı gibi her şeyi gizliyordu. Sınıftan birinin okul birincisi olması egolarını daha da okşamış üstüne bir de seçme sınıf seçilmeleri cabası olmuştu.
Sahi bende dahil herkes 12-E yi bir kalıba sığdırıyordu fakat bu sonradan gelen çocuk bu kalıplara sığıyor muydu? Bunu kimse sorgulamamıştı hepimiz çocuk geldiği gibi ezik damgası vurmuştuk.
Onu biraz incelemeye karar verdim. açık kestane saçları vardı, genelde okulda taktığı gözlüğünü takmamıştı. Gözlerini şimdi daha net görüyordum açık kahveydi ve güneş vurunca ela ya çalıyordu. Dikkatini kulaklıktan dinlediği müziğe vermişti bu yüzden rahatça incelemeye devam ettim. Salaş gri kazağının ön tarafını siyah kargo pantolonuna kısıktırmıştı ve o aşina olduğum converslerini giymişti.
Onu biraz fazla incelediğimi düşünüp kafamı çeviyordum ki onunla göz göze geldim. Tüm nöronlarım devreye girip beni uyarırken gözlerimi ondan çekemiyordum. Tanrım bu onla ilk göz göze gelişimdi.
Ben bakışlarımı çekmeyince benim yerime o yapıp camdan tarafa döndü. Yanakları kızarmıştı. ah! yoksa utanmış mıydı? kendi kendime gülerken önüme çıkan Mingi 'nin yüzüyle yerimde sıçradım. "Neye sırıtıyorsun kanka?"
Bu çocuk bana kriz geçittirecekti. " Senin salyalı fotonu çekip instagram'a attım ona sırıtıyorum" yüzünde beliren anlık şokla şeytani bir şekilde güldüm.
"Hayır bunu yapmış olamazsın? dimi?"
"Sence?" O bana sövüp telefonunu ararken ben son kez Yeosang'a bakıp cama döndüm. Bugün de hava ayrı bir güzeldi...
***
Nihayet Kamp yerine varmıştık. İnmeden on dakika önce Mingi instagram da foto olmadığını görüp rahatlamış hemen ardından bana ölümcül bakışlar atmıştı. Şimdi de bizim ekiple bir köşeye toplanmış hocayı bekliyorduk.
"Ben diyorum bu bizim okul son yılda iyice kafayı sıyırdı. Neymiş 12-E ye otobüs lazımmış. Bizene amına koyayım." Wooyoung'un sesiyle çevrede gezinen bakışlarımı bizimkilere döndürdüm.
"Hiç deme biriyle göz dalaşına girdim. Baktım üsten üsten bakıyor dalacaktım Hong tuttu." San'ın dediğine gülerken Jongho atladı "Sen bide beni görseydin yanıma oturanı elma gibi ikiye bölecektim"
"Emin misin ekşi elmacık? Bir efendinden izin al bence" dediğim şeyle bizim guruptan yüksek bir kahkaha sesi çıktı, öyle ki çevrede bir kaç baş bize doğru dönmüştü.
Jongho bana ölümcül bakışlar atarken Mingi sırıtarak araya girdi " Ben uyumuşum zaten direk göz temasına bile girmedim"
Biz Mingi'ye gülerken Seonghwa bize onaylamaz bakışlar atıyordu.
Tam o sırada kamp rehberimiz ortada durup öğrencileri el hareketiyle yanına çağırdı.
"Evet çocuklar toplanın. biraz hızlı!"
Biz de toplanan çemberin solunda yer bulup rehberi dinlemeye başladık.
"Çocuklar ilk işimiz çadırları kurmak. Yaklaşık 36 kişiyiz 20 çadırımız var bir çadırı ben bir çadırı hocanız alacak. geriye kalan çadırlarda ikişerli kalacaksınız."
Bunun üzerine herkesten ses çıkmaya başladı. Millet kendi istediği kişiyi söylerken hoca bir el hareketiyle araya girdi,
"Çocuklar boşuna nefesinizi tüketmeyin ben çoktan listeyi hazırladım." bizde dahil herkesten itiraz sesleri yükselirken Rehberin yanında duran hocamız sinirli bir şekilde sus işareti yapınca susmak zorunda kaldık.
"Evet başlıyoruz , Taehwan ve Jinhwo , .... , San ve Jongho , ... , Hongjoong ve Donghun , ... ,Wooyoung ve Jaehyun, Mingi ve Seonghwa , ... , Yunho ve Yeosang." Okunan son isimle yerimde öylece kalakaldım. Herkesi bekliyordum ama Yeosang'ı asla beklemiyordum.
Bizim guruptan Hongjoong ve Wooyoung kalacakları kişiler karşı sınıftan çıktığı için rehbere sövüyorlardı. Grubun geri kalanı rahatça bir nefes alırken bakışlarımla Yeosang'ı aradım. İşte ordaydı çemberin sağ kısmında rehbere doğru ifadesiz gözlerle bakıyordu.
Sanki ona baktığımı anlar gibi bakışları beni buldu, İkinci . Bana biraz rahatsızca bakıp etrafına baktı. Sonra gözleri tekrar beni buldu ve bana doğru yürümeye başladı. Bir saniye ne? ananı skm, Yeosang buraya doğru geliyor. Hemen duruşumu düzeltip yanıma gelen Yeosang'a baktım. O sırada ortalık bir sessizleşmişti sanki.
Tam karşımda durunca onu bu kadar yakından gördüğüm için beynimde sanki şimşekler çakıyordu.
" Selam, Yunho sendin dimi?" Sesi, çok kadifemsiydi... O an şarkı söylese tüm dünyanın onu hayranlıkla dinleyeceğini düşündüm. Hala cevap vermediğimi anlayınca hemen atıldım.
"Evet, Sen de okul birincisi Yeosang olmalısın. Tanıştığımıza memnun oldum."
Uzattığım ele baktı ve hafif bir gülümsemeyle elimi sıktı. " Bende memnun oldum." Elimdeki eline baktım, benim de yüzümde bir gülümseme peydah olurken bu hallerimi yol yorgunluğuna verdim.
"Hava yaklaşık bir saat sonra kararacak istersen çadırı kuralım." Günbatımını saatine kadar bilmesine şaşırmayı sonraya sakladım. " Tamam, şu yanda güzel bir alan görmüştüm kimse almadan oraya kuralım çadırı. Beni takip et." Yeosang başını olumlu anlamda sallayınca bahsettiğim yere doğru yöneldim. Yeosang da yanımda beni takip etmeye başladı. Biz ortak alandan uzaklaşırken sessizlik yerini tekrar gürültüye bıraktı.
[][][]
Selamlarr 😻
Sonunda kamp bölmüyle karşınızdayım. 😜
Yunsang etkileşimi nasıldı?😍
Şu an buralar dutluk ama değerlenecek inanıyorum!🙏🙏😂
İçime sinen bir bölüm oldu umarım sizde beğenirsiniz
Bu arada bölümleri daha sık atmaya çalışacağım. Seviliyorsunuz.😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
opposite thought | yunsang ✔
FanfictionOkulun havalı grubu Yunho ve arkadaşları ezik olarak gördüğü Kang Yeosang'ın sınıfıyla kampa götürülür.