Megumi yaptığı kahvenin içine buzları koyuyordu oflayarak, yine çok uyumuştu.
Okuldan gelince 5 gibi uyuyup bir saat önce anca uyanmıştı, bir şeyler yiyip ödevleriyle uğraşmıştı bu sürede. Tek artı yönüyse biyolojiyi çok sevmesiydi, uğraşmak o kadar koymamıştı.
Şimdi de saat 1 buçuğa geliyordu ve uyumaması gerekiyordu. Eğer uyursa gün içinde de çok uyuduğu için sabahına kalkmak istemeyecek gün boyu sersem gezecekti.
Buz kalıbına su doldurup dolaba koymuştu, yeniden tezgaha ilerlediğinde uzun bardağını alıp ledleri kapatmış odasına çıkacaktı şimdiyse. Işığı kapattıktan sonra çalan zille bardağı yerine bırakmış, ışığı geri açmıştı.
Babası kuzeninin yanına gitmişti ve iki gün sonraya anca gelecekti. Bu saatte gelebilecek biri de gelmiyordu aklına.
Sessizce kapıya ilerleyip delikten bakmıştı Megumi. Yuuji kapıya dayanmış, kafasını öne eğmiş duruyordu.
Açılan kapıyla üstüne yığılmıştı Yuuji. Megumi son anda kendine gelmişip zor da olsa tutabilmişti çocuğu, düşmemişlerdi en azından.
Megumi çocuğu içeri çekip ayağıyla kapatmıştı kapıyı. Yuuji'yi sürükleyerek salona oradan da mutfak adasına götürmüştü, Yuuji'nin ağırlığı artık kendi üzerinde olmayınca birkaç derin nefes almıştı.
Yeni yeni fark ediyordu Megumi üstü başı kan içindeydi çocuğun. Aceleyle çenesinden tutup yüzüne bakınca şaşırıp kalmıştı, daha önce Yuuji'yi ne böyle görmüş ne de bu hale geldiğini duymuştu.
Çocuğun kafası muhtemelen taşa ya da duvara çarpmıştı, sağ üstte, saçlarının hemen dibinde kanayan bir yarası vardı çünkü. Burnu da biraz kanamış olacak ki dudağının üstüne doğru yol çizmiş kuru kan lekeleri vardı. Dudağının sol alt kısmı da patlamıştı, fena hırpalanmış gibiydi.
"Su verir misin?"
Yuuji bir kolunu beline sarmış sormuştu bunu, Megumi sürahiye ilerlerken karnına da darbe almış olabileceğini düşünmüştü.
Suyu Yuuji'ye verdiğinde kendi de yanına yerleşip ona bakmayı sürdürmüştü. Yuuji bakışlarını kendine çevirince sormuştu "Ne oldu?"
"Sonra anlatayım."
Derin bir nefes almıştı Megumi "Pekala." Elini Yuuji'nin omzuna koyarak sıkmıştı "Geliyorum hemen."
Yuuji başını sallamıştı sadece. Beş dakika geçmeden Megumi elinde ilk yardım çantasıyla gelmişti. Çantayı Yuuji'nin dayandığı adaya koyup içinden gereklidir olanları seçerken Yuuji kendini tutmamış gülmüştü. Megumi gülme sebebini anlamaya çalışırken açıklama yapmaya girişmişti "Romantik filmlerdeki sahnelere döndü." Elini dudağının yaralı kısmına götürmüştü ardından "Böyle gülmek de çok acıtıyor, unutmuşum."
Megumi sesli bir nefes verip eline aldığı pamukla önce Yuuji'nin kafasını çarptığı yere pansuman yapmıştı. Ortadaki işini de küçük bir bandaj yapıştırarak bitirmişti. Suyla ıslattığı pamukla kurumuş kan lekelerini temizlemişti.
Geri çekilip baktığında sol yangının hafiften morarmaya başladığını görünce oraya da krem sürmüştü.
"O kadar yavaşsın ki sen işini bitirene kadar yaralarım iyileşecek."
Megumi elindeki pamuğu bekletmeden dudağına bastırmıştı Yuuji'nin söylenmeleriyle.
"Dur, dur- yavaş!" Yuuji sıkıştığı yerde kaçmaya çalışıyordu -ki bu boşa bir çabaydı çünkü Megumi ve tezgahın arasındaydı tam olarak- Megumi'yse elindeki pamuğu daha çok bastırıyordu.
Yuuji sonunda bir hamle yapabilmiş, Megumi'nin pamuğu tuttuğu elinin bileğinden yakalamış geri çekmişti.
"Ahlaksızca oynuyorsun, üstüme çıkmalar falan..."
Yuuji'nin sözleriyle vücutlarına bir göz atmıştı Megumi, Yuuji kaçmaya çalıştıkça tezgaha yaslanmış Megumi de onu taklit etmişti.
"Hızlıca bitiriyorum sadece."
"Hmm, hmm."
Yuuji mırıldanmakla yetişmişti sadece, bu da ortamı daha da ağırlaştırmıştı. Megumi geri çekilmek için bir hamle yapmasa da Yuuji kendini sıkıca tuttuğu için becerememişti.
"Kaçacak mısın yine?"
"Ne zaman kaçmışım senden asıl kaçan sensi-" Yuuji aralarındaki kısa mesafeyi doğrularak kapattığında Megumi'nin lafı bölünmüştü.
Yuuji geçen sefere göre yavaş öpüyordu onu, bir eliyle bileğini bırakmazken diğer elini de beline atmıştı çocuğun.
Yumuşak öpücükleri arasında Megumi gözlerini aralamıştı hafifçe, Yuuji'nin yüz ifadesine bakmak istemişti. Dişlerini pembe saçlı oğlanın dudaklarına geçirince nasıl bir tepki vereceğini merak etmişti.
Yuuji onun bu hareketiyle elini belinden biraz aşağı indirmiş biraz daha doğrularak öpücüğünü hızlandırmıştır. Çatılan kaşlarıysa tam da Megumi'nin istediği şeydi.
Megumi aynı yeri daha yeri daha sert ısırınca Yuuji inleyerek kendini geri çekmiş alınlarını birbirine yaslamıştı.
"Böyle yaparsan uslu durmam."
Yuuji'nin gözlerinde kapalı olsa da Megumi bakışlarını oraya sabitlenmişti "Belki de ondan yapıyordumdur?"
"Sen var ya..." Yuuji dudaklarını çocuğun boynuna yöneltirken bileğini bırakmış, iki elini de kalçalarına indirmişti. Sertçe sıktığında Megumi parmak uçlarına yükselmişti hafifçe. Çocuğun dudaklarının boynundaki hissiyatına alışamamışken bir de elleri zorluyordu onu.
Yuuji'nin zaman zaman boynuna bıraktığı küçük ısırıklarla beyni daha da bulanıyor gibiydi. Kollarını çocuğun boynuna dolayıp ellerini saçlarının arasına atmıştı Megumi. Yuuji yeniden dudaklarına yöneldiğinde kendini çocuğun kasıklarına bastırmıştı. İksinin ağzından da birer inleme kopartan bu hareketiyle Yuuji ellerini oldukları yere sabitleyip yerlerini değiştirmişti.
Megumi hafifçe geri yaşlandığında kulaklarını dolduran melodiyle gözlerini açmıştı kısıkca, telefonun parlayan ışığından çaldığını anlayabiliyordu ama susar düşüncesiyle umursamamıştı.
Telefon yeniden çalmaya başladığında Yuuji hafif geri çekilmişti "Telefonun çalıyor."
Megumi yaslandıkları tezgahın üzerinde olan telefonuna uzanmıştı, Yuuji de bu sırada önünden çekilip yanına yaslanmıştı.
"Efendim İnumaki?"
"Megumi, Yuuji'ye ulaşamıyoruz. Sendeyse gelebilir miyiz?"
Megumi derin bir nefes alarak şakaklarını ovuşturmuştu "Gelin tabii..."
__________________
Slm
Kontrol edemeden atiyorum yanlislik yoktur umarimİtafushide 1 olmus gideyim bolum yazayim dedim
Saglicakla kalib
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smack that // itafushi
Fanfictionçete lideri yuuji ve arkadaşı için çeteye bulaşan megumi