"Story Lyra Moon" Anlatımıyla...
Gördüğüm ürpertici kabus ile yatağımdan doğruldum ve işlevini kaybetmiş gibi hissettiğim ciğerlerimle derin bir nefes aldım. En son 12 yaşlarımda gördüğüm kabuslar Hogwarts olayları beraberinde tetiklenmişe benziyordu.
Yataktan kalktım, kuş tüyü yataklarda yatsaydım dahi şuandan itibaren gözüme uyku girmezdi bunu bildiğimden dolayı kendimi yatağıma hapsetmek yerine gizlice dışarı çıkabilirdim.
Odadan çıkıp parmak uçlarımda yürüyerek ortak salondan ve ilerlemeye devam ettim, aklımda olan dışarı çıkmaktı ancak karnım fena halde kazınmıştı, Hogwarts mutfağına gidip bir kaç atıştırmalık almakta bir sakınca yoktu sonuçta.
Hogwarts mutfağından çıkıp elimdeki mükemmel sepete göz gezdirdim yok yoktu ve ben bir obur olarak bunların hepsini yiyebilirdim.
Biraz daha ilerleyip ihtiyaç odasının olduğu koridora saptım fikrim soğuk hava yüzünden değişmişti ihtiyaç odasına gidecektim, aklıma gelen düşünceyle hafifçe kıkırdadım -ağazımdaki kurabiyeden ötürü şiş olan yanaklarım buna pek el vermedi- düşünsenize Riddle yapa yapa toplantısını bugün yapacağı tutuyormuş.
İhtiyaç odasının olduğu yerde durup aklımdan çalışabileceğim bir yer diledim, yarına 3 sayfalık sihir tarihi ödevim vardı ve ben daha bir kelime bile yazmamıştım.
Kapı açıldığında içeri doğru ilerledim ve ne göreyim ölüm yiyenler -şu anki adlarıyla Walpurgis Şövalyeleri- ile Tom Riddle namı değer Voldemort oturmuş bugün kimin kellesini kessek diye konuşuyorlardı en azından benim düşünceme göre öyleydi, ve evet bir toplantıyı basmıştım.
Sıçtık...
Sıçtık...
Sıçtık...
Sıçtık...
Sıçtık...
Yaklaşık 20 kişi ve Rİddle bana döndüğünde ağzımda oldukça yer kaplayan kurabiyemi yuttum ve yiyecek sepetim elimden düştü, fena sıçmıştım.
Güçlerimi kullanıp kendimi deşifre edemezdim, etrafa biraz daha bakarken kimler olduğuna göz gezdirdim; Blackler, Nottlar, Parkinsonlar, Malfoylar, Averyler, Lestrangeler...
"Normal bir kız olarak geldim ve gidiyorum" diyerek yürürken bir büyüyle sandalyeye bağlandım, o sırada Adrian Parkinson olarak tanıdığım Pania nın kardeşi konuştu "Bunun burada ne işi var?".
Riddle, elim kolum bağlanmış bir şekilde otururken zümrüt yeşilinden, yakut kırmızısına dönen gözlerle bana baktı.
"Bir misafirimiz var anlaşılan?" dedi bende tutamadığım çenemle "Yalnız misafir olan sizsiniz." dediğimde oturduğu tahtından kalktı o sırada tüm ölüm yiyenler dikkat kesilmişti.
Riddle yanıma gelip eliyle çenemi sıkarak kafamı kaldırdı ve ona bakmaya zorladı, biraz daha böyle devam ederse Riddle ın ellerinden dolayı çenemde bir iz kalacağı oldukça aşikardı.
"Çek o koca ellerini, iz kalacak senin yüzünden oda arkadaşlarıma hesap vermek istemiyorum, eğer sorarlarsa Riddle ın fantezsi derim." ben bunları derken masadan durdurulmaya çalışılan kıkırtılar duydum.
Tabi Riddle onlara öyle bir bakış attı ki cansız putlara dönüştüler, şu anda gördüğüm üzere Riddle dişlerini oldukça sıkıyordu ki kırılmaları an meselesiydi. Biraz fazla sinirlenmiş olacak ki bana doğrulttuğu asasıyla ağzından bir kelime çıktı "Crucio!".
Ben vücuduma yayılacak korkunç acıyı beklerken hiç beklemediğim bir şey oldu, crucio laneti bedenime yaklaştığı sırada vücudumun etrafından 4 renkli bir kalkan oluştu. Elementler diye hafifçe fısıldarken, tüm ölüm yiyenler ve Riddle oldukça şaşırmıştı bunu onlarda beklemiyordu.
Sıçtık 2...
Sıçtık 2...
Sıçtık 2...
Sıçtık 2...
Sıçtık 2...
O sırada Riddle ın sesi duyuldu ve Ölüm Yiyenlere -şuan ki isimleriyle "Walpurgis Şövalyeleri"- çıkmalarını söyledi.
Ölüm Yiyenler tereddüt etmeden sınıftan ayrılırken ben elleri kolları bağlanmış bir şekilde şom ağzıma lanetler okuyordum.
Kafamı hafif kaldırıp Riddle a baktım; tek kaşını kaldırmış, meraklı bir ifadeyle, ve bu merakını örtüleyen zalim gülümsemesiyle önümde dikilip üstten bakışlar atıyordu ve bu oldukça korkunçtu hem de gelecekte Voldemort olacak biri için çok daha korkunçtu.
Bakışlarını çekmeden konuştu "Demek elementlerin efendisi sensin" Şimdi ise yüzünde tarif anlamlandıramadığım iğrenç bir gülümseme belirmişti, ve Voldemort gülümsüyorsa bu yarın doğum günü olduğu için yada mutlu olduğu için olamazdı, ve bu gülümsr omurgandan aşağı bir ürperti gönderdi, kenfime hakim olamadan titrediğimi hissettim.
Ne olduğunu bilmiyordum, ve bilinmezlik benim en büyük prangam olacak gibi duruyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Yıkım~ Tom Marvolo Riddle
FanfictionStory Lyra Moon... Reddelişin eşiğindeki, zoraki bir ailede büyüyen, kendine yoldaş olarak kitapları seçen, Harry Potter serisi ile hayatını çürüten kız; sağanak yağışlı bir günde rastgele girdiği kitapçıdaki dikkatini çeken siyah deri kitabın arkas...