O gün
Onu tanıdığı o gün
Tüm o kişilerin arasında altın sarısı saçlarını gördüğü o gün
Pislikle dolu, karanlık yolllarının ilk kez aydınlandığı, balo salonun içinde bir meleğin sessiz senfonisi ile parlayan o adamı gördüğü ilk gün
Çiçekler her zaman güzeldir, herkes onlara sahip olmak ister. Koparırlar ve güzel kokusunu içine çekerler. Dikenleri can yqksa bile kimse gülü suçlamaz. Çünkü o güzeldir.
Ne yazık ki bir gül ne kadar güzel olursa olsun koparıldıklarında solarlar, geride ise onlar için yakılacak sadece ağıtları kalır
Ölü güller solgun ve sessiz,
Topraklarına düşmüş son nefesleriyle.
Ağıtları dolaşır gece karanlığında,
Gölgeler arasında kaybolmuş, yalnız.Rüzgarın hışmıyla fısıldarlar,
Acılarını okyanusun dalgalarına.
Gözlerinde yansıyan ölümün soğukluğu,
Bir karanlık örtü gibi sarar her yanı.Gölgelerin arasında kaybolan güller,
Sessizce ağıt yakar sonsuzluğa.
Karanlık sularında yüzerken ruhları,
Birer hayalet gibi dolaşırlar dalgalarla.O adamı gördü ve ona sahip olmak istediğine karar verdi.
Uzun siyah elbisesi yerde hışırdıyordu. Cinler ve periler böyle günlerde Leydi Rosalin gibi bir kadınla uğraşmamaları gerektiğini oldukça iyi öğrenmişti.
Neye bu kadar öfkeli olabilir? Rosalin kolay kolay öfkelenmezdi, nazik bile sayılabilirdi. Kimseyle fazla konuşmaz, gülmez, sessiz ama korkutucu bir gölge gibi gezinirdi.
Eğer Toprak Krallığının biricik Vârisi bir yaz meltemiyse, diye başlardı saray leydileri
Leydi Rosalin sönmeyecek bir ateştir, durdurulamaz ehlilleştirilemez. Diz çökmez, minnet etmez diye bitirirdi şövalyeler.
En azından son seferinde hakkında dedikodu çıkaran saray hizmetçisinin boğulması herkesi susturuyordu.
Buz yeşili gözlerini kısarken etrafta ona selam vererek yanından geçen herkesi tamamen görmezden geldi
Nasıl olabilir? Nasıl cürret eder? Nasıl? Nasıl? Nasıl?
Toprak Lordu'nun önünde öfkeden daha fazlasına ihtiyacı vardı, sakinleşerek nazik bir tavırla kapının önündeki muhafızlara selam verdi.
"Lordumuz müsait mi?"
"Elbette Leydim," Kapı iki taraftan açılırken Rosalin elbisesinin eteklerini toparladı ve odaya doğru yürüdü. Lord Amon'un gözünde yükselmek kolay olmamıştı. Bayılana kadar büyü çalışmak, vücudu artık dayanamayana kadar dans ve zarafet dersleri almak... Hepsi Hava Lordu için ödediği ufak bedellerdi.
"Majesteleri," dedi zarif bir tavırla reverans yaparken. Toprak Lordu kafasını kaldırması için elini salladı ve Rosalin sırtını dikleştirdi.
"Haberleri duyduğunu zannediyorum," Soru sormuyordu. Bu kadın çok kısa sürede onun eli olmuştu. Rosalin 'elbette,' der gibi gülümsedi. "Eğer buraya gelmek için zahmet ettiysen söyleyeceğin güzel bir şeyler vardır Rosalin," Belgelerin üstünde gidip gelen eli durdu. Kafasını kaldırarak kadının duygusuz suratına baktı.
"Vârisimiz ve Hava Lordu arasında geçenler beni endişelendiriyor Lordum. Hava Lordu hem bize cephe alıp, hemde Vârisimizden nasıl yararlanabilir?"
O kaltak benim sevgilime dokunmaya nasıl cesaret edebilir? Eğer yapabilseydim sevgilimle geçirdiği her saniye için farklı bir organını çıkarırdım!
"Haklısın Rosalin," Lord Amon düşünceli bir tavırla sırtını geriye yasladı. "Bu ilişkiyi engellemek en doğrusu. Bu birleşmeye izin veremeyiz."
Asla,
Sevgilimi kimse benden alamaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Güllerin Ağıtı ¦ Sina
FanfictionZaten karanlığın içinde olan birini karanlık ile tehtid edemezdiniz. Bıçak kemiğe dayandığında, Rosalin kimi suçlaması gerektiğini iyi biliyordu.