♬Pacify Her♬
Hiç bilmediğiniz ya da daha önce hiç tanımadığınız birisini görmek genellikle insanı kötü hissettirir. Her şeyin aksine nedense bu kendine kral diyen bozuntu pisliği sanki bir yerlerde görmüşüm gibi hissediyordum. Ama nedense dakikalardır düşünmeme rağmen aklıma yatmıyordu onu daha önce nerede gördüğüm.
Hafızam normalde çok güçlüdür ama şuan da bir türlü hatırlayamıyordum. Saat kaçtı ondan da bir haberdim. Hava kararalı çok olmuştu. Gözüme bir gram uyku girmiyordu. Kendimi bu yerde çok yabancı hissediyordum. Şuan da elimde olsa buradan kaçıp gitmeyi denerdim. Fakat şuan için yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Saatler önceki karşılaştığım suratı unutamıyordum. Bu bir ilgi değildi bu başka bir şeydi ama çıkaramamıştım nedenini. Odada tek yaptığım öylece masada oturmaktı. En sonunda artık daha fazla dayanamayacağımı anladığımda kapıyı açmak için hamle yaptım. Kapıyı defalarca çekiştirmeme rağmen açılmıyordu. Beni cidden bu odaya kilitlemişlerdi.
O an kendime bakıp gülesim gelmişti. Ne kadar da sefil bir haldeydim. Nerede olduğumu da tam olarak bilmiyorken hayatımın sonuna kadar bu odada ve saray mıdır nedir böyle bir yerde mahsur kalmıştım.
Oturduğum yerden sakince kalktığımda yatağa doğru birkaç adım attım. Ardından yatak örtüsünü çekerek yırttım. Saatlerdir sadece kendimle baş başa kalmam cidden bana göre bir şey değildi. Artık kendimi durduramıyordum. Delirmek üzereydim.
Kendimi yatağa attım ve tavandaki avizeyi incelemeye başladım. Küçük ama ihtişamlı ve odanın rengine de çok güzel uyan koyu lacivert tasarımlı bir avizeydi. Aklımı kaçırdığımı düşünmüştüm o anda. Bir avizeye bakıp hayran kalmak mümkün müydü, bu kadar güzel şeyin arasında?
Yattığım yatakta yavaşça doğruldum ve etrafta kapıyı kırabileceğim bir şey var mı diye şöyle bir baktım. Zaten buraya geldiğimden beri tek yaptığım şey etrafı incelemekti. Ben gözümle etrafı tararken birden daha ne olduğunu anlayamadan odanın kapısı birkaç defa tıklatıldı. Ardından narince açıldığında gelen kişiyi gördüğümde olduğum yerde donup kaldım.
Beni boynumdan ısıran sarı saçlı ve yeşil keskin gözleri olan o erkek buraya gelmişti. O içeri girer girmez ona korku dolu bakışlarla bakmaya başlamıştım. Kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Yatağa iyice yaklaştıktan sonra bana baktı ve uzun bir süre aynı şekilde beni inceledi. Artık daha fazla sessiz kalamazdım. Derin bir nefes aldım. Kaşlarım hafiften çatık bir halde ona doğru bu sefer de ben baktım.
"Bir kızın odasına izinsiz girmek kabalıktır. Sana bunu hiç öğretmediler mi?" Bu cümleyi kurmak için kendimi öyle bir sıkmıştım ki ellerim uyuşmuştu. Kalp atışlarım durmak bilmeden hızlı hızlı atmaya devam ediyordu. Bu sözüm kaşının hafifçe havaya kalkmasına sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Angel\KANLI AY SERİSİ1
Science Fictionİnsanların, meleklerin ve şeytanların olduğu gizem dolu bu evrene hoş geldiniz. İnsan mı? Melek mi? Şeytan mı? Efsanelere inanır mısınız? Sizce efsaneler gerçek olabilir mi? Bu evrende her şey gerçek. Hayatı boyunca efsanelerden kaçmış bir kızın bu...