yedi

102 5 0
                                    

Barıştan sonra aşağı indiğimde, Hakan abi Barışı azarlıyordu.
"Nerdesin amına koyayım, kaç dakikadır seni bekliyoruz."
Barış umursamadan önlerinden geçip arabasına doğru ilerledi. Ardından gelen beni yeni farketmişlerdi. Samimi bir şekilde gülümseyip, Ferdi'nin yanında ilerledim. Ferdi'yle arabaya doğru ilerlerken kulağıma eğilip.
"Bu Barış ve sen ne iş bilmiyorum ama umarım ben anlamadan sen anlatırsın."
Utançla ona döndüm. Yanlış anlamıştı işte, buraya onun için gelmiştim ama Barışı düşünmekten onunla asla vakit geçiremiyordum. Üzgün bir şekilde.
"Aramızda bir şey yok Ferdim, o da geç hazırlanmış demekki öyle denk geldi."
Başını olumsuz anlamda sallayıp arabanın kapısını açıp sürücü koltuğuna geçti. İnanmamıştı biliyorum, ama zamanla o da bir şey olmadığını anlayacaktı. Çünkü Barış'la elimden geldiğince mesafeli olacaktım.
Sessiz süren yolculuğun ardından mekana gelmiştik. İçeriye girdiğimizde yoğun alkol kokusu, başımı döndürmüştü. Masalardan birine hep birlikte oturunca, sohbet etmeye başlamıştık. Takımdaki herkesle aram iyiydi, bir tek Barış. Bir tek o canımı sıkıyordu. Ona aldırmamaya çalışıp yanıma oturan Kenan'a döndüm.
"Çok güzel olmuşsun, Saye."
Utanmıştım.
"Teşekkür ederim Kenan, sende çok iyi gözüküyorsun."
Barışla tekrar göz göze gelince, katlanmayacağımı farkedip ayağa kalktım. Ferdi'ye dönüp.
"Ben içecek bir şeyler alacağım."
"Tamam güzelim, kimseyle muhattap olma."
Onun bu abicilik tavırlarını seviyordum. Tam kalkacakken Kenan.
"Bende geleyim istersen seninle Saye."
"Gerek yok Kenan, hemen alıp dönerim."
Bir şey demesine fırsat vermeden kalkıp barmene doğru ilerleyip bar taburesine oturdum.
"En ağırından lütfen."
Gülümseyip, bir sürü şeyi karıştırıp bardağı bana doğru uzattı. Alkolle aram çok iyi değildi, çok fazla içmemeye çalışırdım hep. Ama bugün kafamı dağıtmam gerekiyordu. Ne gelirse kafiydi. Bardağı kafama dikledikten sonra. Boğazım yanmıştı ama hoşuma gitmişti. Barmene bardağımı geri uzatıp, aynısından dedim. Kafama dikleyip tekrar uzatıyordum ki. Bir el bardağı geri
çekti. Elin sahibine baktığımda barıştan başkası değildi. Sinirle ona dönüp.
"Hey napıyosun, bardağımı geri ver."
İnatla yüzüme bakmaya devam etti.
"Hayır Saye, yeterli."
"İyi bende kendime yenisini bulurum, bay gıcık."
Diyip tabureden kalktım biraz sendelenmiştim fakat dengede durup, kalabalığa doğru ilerlemeye başladım. Kalabalığın ortasına girip dans etmeye başladım. Herkes beni alkışlıyordu. Onlar alkış tuttukça daha hareketli bir şekilde kıvırmaya devam ediyordum. Bir adamın elini kalçamda hissettiğimde, geri çekilmeye çalıştım ama beni daha çok kendine bastırıyordu. Dengede durmaya çalışarak ondan ayrılamaya çalışırken, tam yanımdan geçen bir yumruk adamı yere düşürmüştü. Korkudan küçük bir çığlık atıp Barış'a döndüm. Beni kolumdan tutup dışarıya sürüklemeye başlamıştı.
"Kolumu bırak, canımı acıtıyorsun."
Sinirle bana döndü.
"Acısın, Saye sen ne yaptığının farkında mısın?"
Sinirle çenesi gerildi.
"O kodumun herifi her yerini elledi.."
Bu tavrını anlayamamıştım. Ama beni sinirlendirmişti. Ona neydi ki? Benden nefret etmiyor muydu?
"Sanane, sen benden nefret etmiyor musun? Niye her kafamı çevirdiğimde seninle karşılaşıyorum ben?."
İsyan edercesine ona baktığımda, bana daha çok yaklaşıp bedenimi duvara yapıştırmıştı.
"Göreceksin Saye, her kafanı çevirdiğinde benle karşılaşacaksın duydun mu?."
Göğsüne vurup kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama imkansızdı, vücudu o kadar sertti ki.
"Ne istiyorsun benden Barış, ben seni anlamıyorum. Öncesinde benimle tek kelime bile etmezken, şimdi her dakika karşımdasın. Beni umursamadığını söylüyorsun ama sürekli bana hesap soruyorsun. Ben anlamıyorum, benden nefr-
Sözümü bitirmeme kalmamıştı ki, dudaklarıma değen sıcak dolgun dudakları hissetmiştim. Başta afallasam da bunu istiyordum. Öpücüğüne karşılık vermeye başladım. O kadar sert öpüyordu ki, sanki uzun zamandır dudaklarıma aç kalmış gibiydi. Ne kadar güzel hissettirse de son anda kendime gelip bir anda Barış'ı ittirdim. Sağıma döndüğümde bir bana bir de Barış'a doğru gözleri dolu bir şekilde bakan Kenan'ı gördüm. Kenan dememe kalmadan Barış'ın üstüne kusmam hepimize sürpriz olmuştu..

let me • barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin