Giriş Bölümü

95 10 53
                                    

Rize::2004::5 Haziran

Gölde ki taşları seyretmeye başladı Liyan. Bir türlü ne olduğunu söylemiyordu Barın ona. Yaptığı tek şey gölde taş sektirmesiydi. Sinir olmuştu Liyan. Onu buraya çağıran oydu ama konuşmuyordu.Sinirle mırıldandı.
"Ne olduğunu söylesene ya!"

Bu çıkışmayla Barın'ın gözleri gölden Liyan'a döndü. Başta sessiz kaldı ama illa söylemesi lazımdı. Ona veda etmeden gidemezdi. Bunu yapamazdı. "Biz Rize'den taşınıcaz." Tek nefeste söylemişti bunu bakışlarını Liyan'a sabitledi. Başta sessiz kaldı donmuş gibiydi.

Barın'da gitmek istemiyordu. Seviyordu Rize'yi. Burda herşey güzeldi. Herşey en çokta Liyan.

Liyan'ın yeşil ormanı Rize'nin ormanlarını andıran çekik gözleri genelde ya göz yaşlarıyla dolu olurdu yada neşe saçardı ama şimdi gözlerinde bilemediği bir hüzün vardı. Sanki gözleri ile konuşuyor ona 'gitme' diyordu.

Sessizlik sonunda bozuldu. Liyan zorda olsa sessizce mırıldandı."Gitmesen olmaz mı?"Biliyordu Liyan gidicekti. Yaşına göre olgun bir kızdı. Bu her halinden belliydi. Zekası bile bunu gösteriyordu. Tek başına okumayı öğrenmişti Liyan zeki bir kızdı. "Sende abim gibi gidip beni burda bırakmasan olur mu?"

Sanki o an dondu Barın Liyan'a baktı yavaşça gidicekti, gidiceklerdi ama bunu söyleyemedi abin gibi seni bırakıcam diyemedi. Liyan'ın abisi onu bu cehennemde bırakmıştı. İntihar etmişti.

Barın yavaşça önüne döndü bilerek yaptı bunu. Liyan'ın yüzüne bakarak yalan söyleyemezdi. "Belkide taşınmayız bilmiyorum." Söyledi. Belkide Liyan'a hayatının yalanını söyledi. Yıllar sonra karşılaşsalar Liyan onu affeder miydi? Liyan Asral Akay onu affeder miydi?

Bu bile Liyan'ın yüzünü güldürdü. Burda onu anlayan tek Barın vardı. "Peki, yarın tekrar buraya gölün yanına gelsene." İşte bu sefer cidden dondu. Akşam uçakları vardı. Liyan'a veda etmek için annesinden zor izin almıştı. Yinede gelemem demedi. "Gelirim." Yalan ikinci yalan.

Uçağa yetişmesi lazımdı Barın'ın gitmesi gerekiyordu. Liyan'ın da aynı şekilde gitmesi lazımdı erken gitmezse babası kızardı. Barın yavaşça ayağa kalktı ve Liyan'a elini uzattı ayağa kalkması için. Liyan'sa elini tutup yavaşça ayağa kalktı. "Gitmem lazım benim." Barın'ın da gitmesi lazımdı. Başını salladı. "Görüşürüz o zaman." Liyan gülümsedi. "Görüşürüz." Görüşler miydi? Belki kader izin verirse belki.

Hem Liyan hem Barın hızlı adımlarla ilerliyorlardı. İki çocuğun ilk kez karşılaştıklari yer bu göldü son da bu göl olabilir miydi? Bilinmez kader onların tekrar karşılaşmasına izin verir miydi? İki küçük çocuk yıllar sonra birbirine kavur muydu? Kader yazarsa,evet.






Yt;3.3rva
Bu hesaptan bana ulaşabilirsiniz.

Son KurşunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin