1 Bölüm

29 4 1
                                    

Selam!

Girdik bir yola yolun sonunu getirebilir miyim bilmiyorum ama bu deneyim benim için iyi olacak umarım.

Girdik bir yola yolun sonunu getirebilir miyim bilmiyorum ama bu deneyim benim için iyi olacak umarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başlangıç: 16.07.2024

Bir yıl önce

Motoru park edip kaskı başımdan çıkardım. Akşamın serin havası yüzüme çarparken, derin bir nefes aldım. Sahil Cafe'nin ışıkları, kararan gökyüzüne karşı sıcak bir davet gibi parlıyordu. Elimi saçlarımdan geçirdim, kaskın bıraktığı dağınıklığı düzeltmeye çalışarak.

Birçok gözün üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Çevredeki insanların bakışları, hem motoruma hem de bana yönelmişti. E nihayetinde yakışıklı çocuğum, diye düşündüm kendi kendime gülümseyerek. Bu düşünce genellikle bana güven verirdi, ama bu akşam farklıydı. İçimde bir huzursuzluk vardı.

Saatim tam sekizi gösteriyordu. Giray muhtemelen içeride, beni bekliyordu. Daha doğrusu, Ben sandığı kişiyi bekliyordu. Hakan'ın bu saçma oyunu yüzünden şimdi buradaydım, tanımadığım biriyle yüzleşmek üzere. Kendi kendime, "Hakan iti başımı belaya soktu," diye mırıldandım.

Derin bir nefes daha aldım, ciğerlerimi sahilden gelen tuzlu deniz kokusiyle doldurarak. Bu koku genelde beni sakinleştirirdi, ama bu sefer pek işe yaramadı. Cafe'ye doğru adımlamaya başladım, her adımda sanki biraz daha ağırlaşıyordum.

Cafe'nin önüne geldiğimde durdum. Cam kapıdan içeri baktım, yansımamda tedirgin bir ifade gördüm. Gözlerim, aynada gördüğüm kişiyle buluştu. Bu ben miydim gerçekten? Bu kadar korkmuş, bu kadar tedirgin görünen? İçeride kimse yoktu, yani çalışanlardan başka. Kaşlarım çatıldı, alnımda derin çizgiler oluştu. Bu durum beklenmedikti ve belirsizlik, içimdeki endişeyi daha da körükledi.

Son bir kez derin nefes aldım. "Hadi bakalım," dedim kendi kendime. "Bu işi bitirelim." Sesim, kendi kulaklarıma bile yabancı geliyordu.

Kapıyı açtım ve içeri girdim. Cafe'nin sıcak havası ve kahve kokusu beni karşıladı. Bu tanıdık kokular, bir anlığına beni rahatlattı. Sanki eski bir arkadaşın evine girmiş gibiydim. Ve bir garson, yüzündeki gülümseme ile yanıma geldi. "Emre bey?" dedi nazikçe.

Doğruyu söylemek gerekirse şaşırmıştım. Kalbim bir an durdu sanki. Beni nasıl tanıyordu? Yoksa Giray, fotoğrafımı göstermiş miydi? Ya da belki de sadece tek başına gelen genç bir adam aradığı için tahmin etmişti. Her halükarda, bu beklenmedik hitap beni hazırlıksız yakalamıştı.

"Giray bey sizi teras katında bekliyor. Beni takip edin lütfen," dedi garson, eliyle yolu işaret ederek.

Başımı salladım, kelimeler boğazıma takılmıştı sanki. Garsonun peşinden ilerlerken, ayak seslerim cafe'nin ahşap zemininde yankılanıyordu. Her adımda, kalbimin atışları daha da hızlanıyordu. Teras kata çıkan merdivenlere yaklaşırken, içimde bir ses "Hala vazgeçebilirsin" diye fısıldıyordu. Ama artık çok geçti. Bu oyunu başlatan bendim ve bitirmek de bana düşüyordu.

Gönül Yarası ᴮˣᴮHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin