Selam!
Kitabımda dilim oldukça açık ve küfürlü; eğer bu tür bir üsluptan rahatsızlık duyacak kadar hassassanız, lütfen okumaktan kaçının. Şu an için kimse okumuyor olabilir, ancak ileride neler olacağını kestirmek zor. O yüzden, eğer bu tür bir anlatıma uygun değilseniz, baştan uyarmak isterim.
[Mete Arhan Beyzade]
༒
Üniversitenin ilk günü, hayatımın yeni bir sayfasını açarken içimi hem heyecan hem de tedirginlik dolduruyordu. Kampüsün geniş bahçesinde yürürken, etrafımı saran yüzlerce öğrencinin arasında kendimi küçük bir balık gibi hissediyordum. Ancak bu his, ilk dersime girdiğimde yerini bambaşka bir duyguya bıraktı.
Anatomi amfisine adım attığımda, burnuma çarpan formaldehit kokusu ve masalarda yatan kadavralar, beni bekleyen zorlu yolculuğun ilk işaretleriydi. Profesörümüz, gözlüklerinin üstünden bize bakarak, "Tıp fakültesi, hayatınızı değiştirecek," demişti. "Bazılarınız dayanamayıp bırakacak, bazılarınız ise insanlığa hizmet etmek için burada kalacak."
Dersler ilerledikçe, profesörün sözlerinin ne kadar doğru olduğunu anlamaya başladım. Her gün yeni bir zorlukla karşılaşıyor, her gece geç saatlere kadar ders çalışıyordum. Ancak bu yoğun tempo içinde, kendime benzer ruhlar bulmayı da başarmıştım.
Şimdi, derslerin arasındaki kısa molada, kantinde oturuyorduk. Metin, lise arkadaşım, yanımda her zamanki gibi sakin ve düşünceliydi. Karşımızda ise yeni tanıştığımız Eylem ve erkek arkadaşı Semih vardı. Dördümüz de tıp öğrencisiydik ve aramızda garip bir bağ oluşmuştu bile.
Eylem, kahvesinden bir yudum alarak, "Bu tempo beni öldürecek," dedi, gözlerinde yorgunluk vardı. "Daha ilk haftada bu kadar zorlanacağımızı tahmin etmemiştim."
Semih, sevgilisinin elini tuttu ve gülümsedi. "Hep beraber başaracağız," dedi, sesinde hem kararlılık hem de endişe vardı. "Zor olacak ama imkansız değil."
Metin, her zamanki analitik tavrıyla, "Aslında bu yoğunluk iyi bir şey," dedi. "Bizi mesleğe hazırlıyor. Düşünsenize, bir gün acil serviste çalışırken bu tempoyu aratacağız."
Ben kahvemi karıştırırken düşüncelere dalmıştım. "Bazen kendimi sorgulamaya başlıyorum," dedim yavaşça. "Doğru yerde miyim diye..."
Eylem hemen atıldı, "Hepimiz aynı duygular içindeyiz. Ama unutma, buraya bir amaç için geldik. İnsanlara yardım etmek için."
Semih başını salladı. "Haklısın," dedi. "Ama bazen bu amacı unutmak çok kolay oluyor. Özellikle de gece üçte ders çalışırken."
Metin, her zamanki pratik yaklaşımıyla, "Belki de çalışma grupları oluşturmalıyız," diye önerdi. "Birbirimize destek olursak, bu süreci daha kolay atlatabiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Yarası ᴮˣᴮ
RandomEmre'nin arkadaşı, Emre'nin ismini kullanarak konuştuğu kişinin şüphelerini gidermek için zekice hamleler yapar. Ancak, her geçen gün gerçeğin ortaya çıkma riski artar ve işler kontrolden çıkmaya başlar. Ve o anda Emre oyuna dahil olur.