TAMA ( OMEGAVERSE )

5

Minho

Patronumun gergin yüzüyle karşılaştım. chan ise jisung ve benim önüme geçmiş kendince koruma altına almıştı bizi.

JYP - Siz nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz ! Herkes çıldırmış durumda anlaşmalı olduğumuz markalar, dergi çekimleri, konser programı hepsi gitti. Sen kendini ve beni nasıl bir zarara soktun farkında mısın? 

Chan - Bu onların seçimi mi sanıyorsun.

Jisung duyduklarıyla birkaç adım geriye adımlamıştı. Ona baktığımda birlikteliğimizin bu kadar pahalıya patlayacağını tahmin etmediğini gördüm. Bunlar büyük şeylerdi evet kariyerimi bitirebilirdi hatta ama ben onunla karşılaştığımız ilk anda tüm bunları kabullenmiştim. Sevgilime sorun olmadığını göstermek için yanağına minik bir öpücük koyup gülümsedim. 

JYP - Minho ben burada neyden bahsediyorum dinlemiyorsun bile. Herifin teki yüzünden tüm kariyerini bitirdin resmen 

Minho - Birincisi ruh eşime nasıl hitap ettiğine dikkat et. Ne sözleşmeler ne de patronum olman tutar beni. İkincisi ruh eşi çıkmak bizim tercihimiz değildi ama olsa bile düşünmeden yine onu seçerdim. Yani ya bizi kabullen ya da bensiz devam et. Bugün anlaşmaları fes eden markalar yarın yine peşimde koşacaklar çünkü ben Lee Minho'yum. 

Net sözlerimle herkes birkaç saniyeliğine sustu. Sonrasındaysa patronum bensiz yapamayacağından emin olmuş olmalı ki bir süre çok göze batmamamı insanlar sakinleşmeye başladığında basın açıklaması yapmayı önermişti. Bu fikri onaylayıp oradan ayrıldık.

Jisung
Chan hyung ile vedalaşıp minho'nun arabasına geçtik. Son model güzel bir arabası vardı. Yolculuk sessiz geçiyordu çünkü hala şirkette ki olayları düşünüyordum. Sevgilimin tatlı ve haklı egosuna gülümsemeden edemedim. O haklıydı Lee Minho herkesi kendine hayran bırakan muhteşem biriydi ve o adam da bana hayrandı. Bu bir yerlerde can çekişen öz güvenim için ilaç gibiydi adeta ancak onun bizim için kendini bitirmesi asla kabullenebileceğim bir şey değildi. Minho'nun yanında olacaksam onun gibi dik durmalıydım herkese karşı böylece insanlar görürdü sevgimizi ve birbirimize olan bağlılığımızı. O yolu izlerken bende onu izleyip bunları düşünüyordum. Aniden kalbimde bir çift el hissettim sanki, beni boğmaya çalışan eller. Boğazımda kalan çığlık kısık bir inleme olarak döküldü dudaklarımdan. Minhoya göz ucuyla baktığım da yüzünde acı çeken bir ifade gördüm. Arabayı aceleyle kenare çekti ve ellerimi tuttu.
Minho - sakin ol sevgilim sorun ne bilmiyorum ama halledeceğim.
Onun da canı yanıyordu ama hala beni sakinleştirmek için çabalıyordu. Konuşacak gücü kendimde bulamadım bu yüzden titreyen ellerim yüzüne tutundu. Gözlerini kapadı ve yanağını elime bastırdı. Bir yandan da ellerini belime sarıp yavaşça okşamaya başladı bu benim de gözlerimi kapatmama sebep oldu. Temas etmemiz boğulan kalbime iyi gelmişti. Bir kaç dakika bu pozisyonda kaldık. Gözlerimi araladığımda minho'nun dikkatlice beni izlediğini gördüm. En sonunda ayrılabildik ve hızla eve vardık

Minho
İlk yaşadığımızda ki kadar acı vermese de aniden gelen bu ağrının sebebini bulmam gerekiyordu. Ruh eşi olmamızdan kaynaklı olduğu kesindi çünkü ikimizin de aynı anda kalbi parçalanıyordu adeta. Jisung'un evine geldiğimiz de ben koltukta oturmuş ruh eşi bağı hakkında ki makaleleri okuyordum. Jisung ise eşyalarını toparlıyordu. Sabah ki olaylardan sonra burası yeterince güvenli gelmemişti. Benim oturduğum yerde güvenlik görevlileri olduğu için ikimiz de onun benim evime taşınmasının daha sağlıklı olduğuna karar vermiştik. Makalede ruh eşi bağlarının eski bir efsaneye dayandığını görmüştüm. Efsaneyi daha detaylı araştırmaya başladığımda ise okuduğum satırlar şaşırmama sebep olmuştu.
Minho - jisuuuung
Yüksek sesim ile odaya koşarak dalan sincaptaneme okuduklarımı anlatmaya başladım.
Jisung - neden bağırıyorsun anlamıyorum ki normal seslensen duymayacağım sanki psikopat bi gazeteci tarafından kaçırılıyorsun sandım
Minho - birtanem bağırmam ve gelmen arasında iki saniye oynuyor bunları ne zaman kurguladın acaba ?
Jisung - boş ver sen onu ne oldu onu anlat
Minho - hemen anlatıyorum. Bir efsane okudum ruh eşi bağı ile ilgili. Geçmişte bundan yüz yıllar öncesinde insanların güçleri varmış daha doğrusu kurt adam gibi birşeylermiş. Herkesin kendine has kokusu olurmuş bu kokular güçlerini taşırmış gibi bu güçlere göre de türlere ayrılmışlar. En güçlü olanlar ve yöneticiler delta ve sigma, sonrasında alfalar, betalar ve omegalarmış. Her türün kendine özel güçleri varmış. Ruh eşlerine gelecek olursak delta'nın ruh eşi sigmaymış birbirlerini ne zaman bulur ve eşleşirlerse yeni bir delta ve sigma doğup eşleşene kadar yaşlanmazlarmış bunun sebebi de toplumda ki düzenin bozulmamasıymış ancak delta ve sigma varisleri doğup eşleşemeden isyanlar sonucu ölmüş. Yöneticileri olmadan da halk gücünü kaybetmiş ve sadece insan olarak kalmışlar.
Jisung - seninle bir türün yeniden doğmasını sağlamak kesinlikle muhteşem olurdu ama adı üstünde efsane bence bu konuda bir uzmana danışalım.
Minho - haklısın haklısın sadece uçuk bir hayal
Jisung - o zaman ben gidip işlerimi halledeyim.
Yanağıma öpücük kondurup yanımdan kalkan sincabıma havadan öpücük atıp az önce okuduklarımı farklı kaynaklardan tekrar araştırmaya başladım.
 

-----------------------------------------------------------------------------------------

Uzun bir aradan sonra tekrardan merhabalar bildiğiniz üzere wattpade erişim engeli getirildi ve bende bu süreçte yazmak istemedim. Ancak yazmadan da olmadığını fark ettim ve özlemim ağır bastığından işte tekrar buradayım. Yeni yayınlamaya başlasam da aslında son üç yıldır uzun ya da kısa bir şeyler yazıyorum. Eğlenmek için yazdığım bu hikayeyi yayınlama cesareti bulduğum an da uygulamanın kapatılması kesinlikle moralimi bozdu yine de tekrar bölüm sonu yazdığım için mutluyum.

Kitabıma destek olmayı unutmayım lütfen =)