ÖZGÜRLÜK

1 0 0
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar.

*****************************************************************************************
"O konuşurken , onda deliyi de akıllıyı da görürsünüz. "Demiş; Anton çehov.

Bahçe kapısından girdiğimizde Adar arabayı durdurduğunda onu beklemeyip arabadan indim. Kapıyı çaldığımda Aysel abla kapıyı açtı. 

Üst kata çıktım ve odamın bulunduğu alana adımladım. Kapıyı açıp odama girdim. Gözlerim şimdiden dolmaya başlamıştı.

Odamdaki tek kişilik koltuğa  oturup ,  ayağındaki çizmeleri çıkartıp sinirle odanın diğer tarafına fırlattım.

Dirseklerimi , dizlerimin  üzerine koyup başımı da elerimin arasına koydum. Beni tekrar , bu kasvetli eve getirdi!

Kapım sertçe açıldığında, " Bana bak!" Dediğinde önümdeki masanın üzerinde duran küçük vazoyu alıp ona fırlattım.

Reisleri hemen devreye girdiğinden kendini vazodan korumak için yana döndü. Bu sayede de vazo arkasındaki duvara çarpıp kırıldı. Aynı kalbimin kırıldığı gibi.

"Lan manyak karı ne yapıyorsun!"

" Evet , manyağım! Delirtiniz lan beni!" Ayağa kalkarak.  Önünde durup boyu çok uzun olduğundan dolayı başımı kaldırmak zorunda kaldım.

"Lan ne lan!" Bağırdığında kara hareleri daha bir parlıyordu. Ama meselemiz şuanda bu değil.

"Bağırma bana!" Dedim bende kaşlarımı çatıp.

" Tamam sakin ol!" Dedi dişlerini sıkarak. O kadar sıkıyordu ki çenesi kırılacak gibi duruyordu. Sinirden kendini zor tutuyordu.

"Ne sakini ya! Benimle derdin ne be adam! Babamın yaptığı bir hata yüzünden bedelini ben neden ödüyorum? Beni buraya hapsedip sadece yemeğimi suyumu getirip sonrasından da kapıyı kilitliyorsun. Ben burada hapsolmaktan bıktım usandım anladın mı?"

"Tamam. Yeter! Önce bir sakin ol." Hala sakin diyor ya! O güzel suratına yumruk atmamak için kendimi zor tutuyordum.

Ellerini , iki yanından açıp kolarımı tuttu. Kendimi kurtarmaya çalıştım ama adamın kollarında kafam kadar kas olduğu için işlemim başarısız oldu.

"Rahat dur!"

Tekrar konuştuğunda bakışlarımı , harelerine diktim. " Şimdi eğer sakin olursan sana söz veriyorum bir daha seni burada kilitlemeyeceğim." Yani bu demek oluyor beni burada kilitlemeyecek ama Dışarı çıkamayacağım.

"Beni burada kilitlemeyeceksin."

"Evet."

"Dışarıya da çıkmak istiyorum." Red edeceğini biliyorum ama yinede demek istedim.

" işte o biraz imkansız." İşte bunu demiyecekti. Onu göğsünden itip, " Ne demek imkansız ya! Ne demek."

Onu bir kez daha göğsünden itim. Bu sefer de o beni bileklerimden tutu. " Dokunma bana!" Dedim pürüzlü bir sesle.

"Bak şartımı az önce dedim. Eğer kabul etmesen seni burada kilitlemeye devam edeceğim." İçimde bir şeylerin kırıldığını hissettim.  Söylediklerinden tek anladığım; çıkmaya çalıştığım kafesin kapısı bir daha açılmayacak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MASKELİ GÖLGE. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin