İNTİKAM ROTASI

•Giriş

Alarmın sesiyle gözlerimi açtım. 4 gündür görevim yoktu. Bu benim açımdan bakan insanlar için ne kadar iyi gözüksede ben göreve gitmek istiyordum. İşimi çok seviyor eğlenerek yapıyordum. Ben bir ajanım ve evet işimi yaparken eğleniyordum.

Aslında insanları öldürmeyi sevmiyorum fakat bunu fazlasıyla hak ediyorlar bende onları öldürmekten zevk alıyorum.

Kulağıma aşina olduğum melodinin sesi gelince telefonumu aldım. Arayan Yavuz abi namı değer şahin gözdü.

"Efendim, Şahin Göz?" Diyerek telefonumu açtım.

"Alo Küçük Kaplan nasılsın?"

"İyim iyi sen nasılsın?" Normalde işi düşmedikçe aramazdı kim bilir yine ne isteyecek?

"4 gündür görevin yok."

"Evet de n'oldu sadede gel." Diyerek işini kolaylaştırdım.

"Seni bu yüzden seviyorum fazla netsin. Her neyse bizim çocuklar iki genç getirdi biri 19 diğeri 20 yaşında ajan olma potansiyeleri de yüksek."

"Eee?"

"Fakat bizim tüm eğitmenlerimiz dolu. Bende dedim ki sen de boş durmak yerine onları eğitebilirsin." Biliyordum bir şey isteyeceğini yoksa aramazdı.

"Zaten bende bugün tesise gelecektim."

" İyi o zaman."

"Görüşürüz."

"Görüşürüz." Diyerek konuşmayı sonlandırdım.

Fazla beklemeden duşa girdim. 15 dakikalık bir duşun ardından tüm bakımlarımı yaptım. Gardrobıma yönelerek kıyafet seçmeye başladım. Üzerime ince askılı bir atlet, altıma kargo pantolon, ayakkabı olarak beyaz sporlarımı tercih ettim. Sarı saçlarımı at kuyruğu şeklinde bağladım. Makyajımda tamamladıktan sonra benim olmazsa olmazım şefaf glosumu sürdüm. Genelde çanta sevmediğim için telefonumu, anahtarımı, glossumu ve arabamın anahtarını ceplerime koyarak mutfağa yöneldim, kahvaltı sevmediğim için kendime sade bir kahve yaptım odamı toparlama gereksinimi duymadan evden çıktım. Sonuçta akşam yine bozulacak.

Dışarı çıkıp arabama bindim. Yol boyu şarkı dinleyerek ilerledim. Tesise varmam 2 saatimi almıştı tesis merkeze uzak olduğu için arabayla 2 saat sürüyordu.

Arabamı park edip tesisten içeri girdiğimde orda çalışanlar bana selam vererek işine devam etti. Bende selamlarının kafamla onaylayarak üst kata çıktım üst katta Zeynep ve yağmur vardı onlar görevdekilere adres, yer, konum vb. şeyleri kulaklıktan söyleyenlerdi. Yağmur'un işi olmalı ki bilgisayara bir şeyler yazıp kulaklıktan söylüyordu.
Zeynep kısa saçlı, orta boylu, orta kilolu, kahverengi gözlü biriydi.
Yağmur ise uzun dalgalı saçlı kısa boylu boyuna göre ideal kilolu tatlı bir kızdı.

Zeyenp' e baktığımda elinde kahvesiyle film izliyordu.

"Kız bir selam yok mu?" Diyerek Zeynep beni durdurdu.

"Herkes işiyle meşgul olduğu için rahatsız etmiyim dedim."

"Kız selamdan da rahatsız olunmaz. Neyse 4 gündür yoksun göreve mi geldin?"

"Yok Yavuz aradı, çocuklar birilerini getirmiş eğitmenler dolu olduğu için bende boş kalmayayım diye eğiteceğim."

"Hımm anladım. Neyse ben seni tutmayayım sana kolay gelsin."

"Sanada." Diyerek önümde ki odaya girdim.

"Yavuz, önündeki iki adamlardan biri uzun boylu, diğeri orta boylu, ikiside yapılı uzun boylu olan dalgalı saçlı, kirli sakallı, biriydi kısa olan ise asker tıraşlı, sakalsız biriydi.