4. Sadece Sen

1.2K 80 15
                                    


4. Sadece sen

Üstümdeki gerginliği santrale bağlasak ülke anında şahlandırırdı. Öylesine gergin öylesine tedirgindim şu an. Hâlâ uyuyan Meleğime bakıp banyoya girmiştim. Yaklaşık geçen on dakikalık bir sürede işlerimi bitirmiştim ancak çıkamıyordum. Dolaplar ve çekmeceler haddinden fazla meraklandırıyordu şahsımı.

Çekmeceleri kurcalamak gibi bir huyum yok sanırdım şu ana kadar. Sessiz olduğundan emin bir şekilde merakla araladım en üst bölmeyi. Boştu. Şaşırmadım. Sonuçta Ferit bile burda kalmıyordu. Temizletilmiş olmalıydı. Yine de halihazırda kapalı duran diğer bölmelere de tek tek baktım. Boşlardı.

Beklediğim şey neydi bilmiyorum ama içim anlamsızca buruklaşmıştı. Belki bir resim, toka, kıyafetti görmeyi umduğum. Belki de bana ait bir küçük parça...

"Bir şey mi arıyorsun sen?"dedi arkamdan gelen ses. Ne yalan söyleyeyim basılmış kadar korkmuştum.

"Ferit, ne yapıyorsun?"dedim elimi kalbimin üzerine yerleştirip. "Aklım çıktı."

"Korktun mu?"diye tatlı tatlı sordu. "Yardıma ihtiyacın vardır belki diye şey edeyim dedim."

"Yok,"dedim sol elimle hala tuttuğum çekmeceyi  kapatarak."Şeye baktım ben..."

Güldü. "Neye?"

"Sanane ya! Allah Allah! Zebellak gibi dikildin başıma vır vır vır!"dedim yanına doğru bir adım atarak. "Hem ayrıca unutmuşsun sanırım ama burası senin olduğu kadar benimde odamdı. Bir şeyim kalmış mı diye bakındım öyle."

"Aksini hiç iddia etmedim ki."dedi onca cümleden cımbızla çektiği kelimeleri kendince anlamlandırarak. "Ama yani beş yıl geçmiş.."dedi ima ile. "Buldun mu bir şey?"

Kalbime zarardı sözleri. Üzülüyordum ne yalan söyleyeyim. Yalnız takmadım.

"Neyse, bence şu an bundan çok daha önemli, tehlikeli ve tedirgin edici bir konu daha var."dedim bile isteye fısıltı gibi çıkardığım sesimle.

"Neymiş bu şey?"demesi ile sert bir gülüş koyverdim.

"Ne olacak canım, SeyFer fan clubla sabah sabah yaşayacağımız iç savaş. Çok da şey etmeye gerek yok."

"Ha işte böyle relax ol."dedi rahat rahat.

"Ağzına vururum, Ferit! Sahip çık o diline!"derken koluna yavaşça vurdum.

"Dilin kemiği yok be Seyrom. Döndüre döndüre konuşur. Döndüğünce de sadece ve sadece seni konuşur."dedi laubali tavrıyla.

Ciddiyetsizliğini kâle bile almadan sadece güldüm. "Aşağıda olacaklardan ben sorumlu değilim. Beni buraya getiren sendin. Ona göre. Sonra yok yan çizdi yok sattı beni falan deme arkamdan."diye ekledim önceden olacakları bir bir sıralayarak.

"Sen..."dedi ve tam önümde bir nefes uzağımda duraksadı. "Peki sen benim burnumun dibinde, bir nefes uzağımdayken az sonra olacaklardan kim sorumlu olacak?"

Dudaklarım güvence altında değildi. O denli yakın o denli tedirgin edici...

Yutkundum en derininden seslice. "Seren nerde bu arada?"diye sorduğumda konuyu değiştirme hızıma şok içinde bakakaldı. Ardından yüzü değişir gibi oldu.

"Gitti o."dedi direkt. "İşe."diye ekledi.

Yadırgamadım sonuçta hem o hem de ben gitmesem üstelik Ferit de beyinsiz antilopu tepe taklak etmişken işler yokuş aşağı gidebilirdi.

***

"Ferit! Oğlum sen delirdin mi?"diye bağırtılar adımlarımı geri geri götürüyordu. Ancak biliyordum ki kaçış olsa bile yakalanış üç saniyeydi...

İKİ ARTI BİR | Yalı Çapkını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin