Başlama tarihleriniz🪁👉🏻
🪁
Telefonumun melodisi çalıp duruyordu ve ben daha uykumu alamamıştım. Kim arıyor bu saatte Allah aşkına! Saate baktım 7.02, Ahlas arıyordu.
"Ne var kankam sabah sabah." diyerek açtım telefonu.
Ahlas,
"Kanka kalk lan sonuçlar açıklamış çabuk hadi."
"Nasıl sonuçlar açıklanmış oğlum daha 2 gün var şaka kaldıramam şu an inanılmaz uykum var." dedim şaka yaptığını düşünerek.
"Ya kızım aç bak, ciddiyim açıklanmış. Bu kadar mı güvenmiyorsun kardeşine sen" diyerek sitem etti.
Galiba ciddiydi. El mecbur kalktım yataktan. Bilgisayarın başına oturdum, sayfayı açtım ve yenilemeye başladım. Bakmaya hazır mıydım, orasını gerçekten bilmiyordum.
"Sen kaç bine girmişsin Ahlas?" diye sordum.
"Bende ne zaman soracaksın diye bekliyordum Asel."dedi bıkkınlıkla, ardından da devam etti;
"Bundan böyle bana Dr. Ahlas Çelikkaya diyeceksiniz!"dedi coşkuyla."İnanamıyorum kardeşim hayalini sonunda gerçekleştirebilmişsin. Sonunda başardın, çok sevindim ay ağlayacam şimdi."
"Dur dur sen sonucuna bak ona göre karar veririz ağlayıp ağlamamaya."Dediğiyle beraber, açtığımdan beri yenilediğim sayfayı tekrar yeniledim ve bu sefer geldi. Vallahi de geldi. Heyecandan ellerim titriyordu. Allah'ım lütfen olmuş olsun lütfen diyerek bastım 'görüntüle' yazısına.
"Ahlas, Ahlas, Ahlas inanamıyorum Ahlas!" gördüklerime inanamıyordum.
"Tamam be kızım sakin ol, adımı biliyorsun zaten ezberlemene gerek yok." o kadar mutluydum ki bu dediklerini bile duymamış gibiydim.
"Ahlas artık bir psikoloğum psikolog! Ay inanabiliyor musun?"
"Başaracağınızı biliyordum müstakbel psikolog hanım" içim sıcacık olmuştu. Bunun için o kadar çok çalışmıştım ki 'sonunda ya' dedim içimden 'çalıştığıma değdi' dedim.
"Annee, babaaa kızınız psikolog olacak hey gidi hey siz daha yatın." diyerek annemlerin yanına koştum.
🪁
Sonuçlar, tercihler derken sonunda üniversiteye başlama zamanı gelmişti. Ahlas'la ben, birbirimizden ayrılmak istemediğimiz için tercihlerimizi benzer şehir benzer üniversite şeklinde yapmıştık ve Allah bu duamızı da kabul etti. Ahlas'ım ile beraber Ankara'da okuyorduk.
Şu an aynı üniversitedeydik ama o sayısal ben ise eşit ağırlık olduğumdan dolayı farklı fakültelerde eğitim alıyorduk.
Üniversiteler açılalı 1,5 ay geçmişti neredeyse. Ahlas'ın da benim de bugünki derslerimiz bitmiş eve dönüyorduk. Ahlas Ankara'da yaşıyordu doğup büyüme. Sadece biz, ilkokula başlarken başka şehire taşınmış, ortaokula başlarken de Ankara'ya geri dönmüşlerdi. Sonrada biz taşınmıştık zaten... Ben ortaokula başlayana kadar Ankara'da yaşamış sonra babam tayin isteyince yolumuz Eskişehir'e düşmüştü. En son üniversitede yollarımız kesişmişti.
Üniversiteyi burda kazanınca -en çok istediğim şeydi- Ahlas'ların evine çok yakın bir yerde minik 1+1 bir ev tutmuştuk benim için. Çoğu zaman Ahlas'ın annesi Serra annem, beni yalnız bırakmaz kendi evlerinde kalmam için ısrar ederdi. Haftanın 3 günü kendi evimdeysem geri kalanını Serra annemlerde geçiriyordum.
Şu an otobüsten inmiş eve doğru gidiyorduk. Karşıda, elinde kedi çantasıyla beraber bize doğru gülümseyerek gelen biri vardı. Ahlas'a döndüm "Aha bu Çağrı değil mi lan?" diyerek bu tarafa doğru gelmesini bekledi, ondan tarafa doğru giderken.
Karşılaştıklarında yumruk tokuşturup birbirlerinin sırtına vurarak sarıldılar. O sırada çocuk bana döndü ve tebessüm edecekken gözleri; boynumda asılı olan altın, üzerinde minik mavi çiçekler olan kolyeme takıldı. Şaşkın bir yüz ifadesiyle yüzüme çıkardı bakışlarını.
"Neredesin oğlum sen? Bi gittin kaç aydır yoksun. Görmüyorum hiç seni, özledim he." diyerek sitem etti Ahlas.
Çağrı denilen çocuğun bakışları hala bendeyken, kafasındaki düşüncelerden kurtulmak ister gibi başını iki yana sallayıp cevap verdi Ahlas'a;
"Haklısın ne diyeyim ya İstanbul'daydım, kardeşimin alışmasını bekledim birazcık. Biliyorsun zaten. Yeni döndüm, dayımla beraber devam ediyoruz işte yine." diyerek elindeki kediyi gösterdi.Onlar konuşurken bende 3 4 adım uzaklarında onları izliyordum. Çocuğun bakışlarını anlamdıramamıştım ama çokta takılmadım. Sonuçta beni Ahlas'ın yanında ilk defa görüyordu. O yüzden şaşırmış olmalıydı.
"Ay bu ponçik şey ne yapıyor burda?" diye yükseldi bir anda Ahlas. Sonra bana döndü,
"Asel'im şunun tatlılığına bakar mısın minnacık. Senin gibi bal peteğine benziyor." dedi ve kolumdan tutup kediyi gösterdi.
"Evet çok tatlıymış, gözleri de çok güzel." dedim, kediye hayran hayran bakarken.
O sırada Çağrı denen çocukta ikimize yumuşak bir gülümseme ile bakıyordu ta ki Ahlas, beni yanına çekip kediyi gösterene kadar...
Kediye baktıktan sonra, ona tekrar bakınca fark etmiştim, yüzünün garip bir hal aldığını.Ahlas tam ağzını açtı,
"Ay ben sizi tanıştırmayı unuttum. Bak bu-" dedi ve telefonu çalmaya başladı.
"Tamamdır annem getiriyorum kızını merak etme.
Tamam anne tamam gelirken uğrarız markete.
Oldu tamam geliyoruz hemen." diyerek kapattı ve aceleci bir tavırla Çağrı'ya döndü."Kankam annem aradı çabuk gel eve diyor. Acelemiz var sonra tekrar görüşürüz olur mu? Ben gelirim senin oraya."
"Olur olur bekletme anneni hadi görüşürüz. Kendine- "dedi ve durdu. Sonra kısa bir an bana bakıp devam etti. "Kendinize iyi bakın."
Ahlas'ın da "Sen de iyi bak kardeşim." demesiyle ordan uzaklaştık.
♡Bölüm sonu♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aybalı'm
Teen FictionMüstakbel Dr. Ahlas: Anlamadım kar tanesi?? Müstakbel Dr. Ahlas: Bir kişi arkadaşına 'bana kız ayarla knk' diyorsa, o kişi aslında kız ayarla dediği arkadaşından hoşlanırmış fkejdhjdksjd Müstakbel Dr. Ahlas: Sende galiba 'bana kız ayarla knk' demen...